~23~

3.4K 239 54
                                    


     Saçlarımı düzleştirdim ve Suratıma hafif bir renk verdim. Eteğimin altına giyindiğim fileli çorabımı düzelttim ve aynada kendime baktım. Oldukça güçlü bir görüntü sunuyordun şuan her şey kadar öyle olmasam da...

     Normalde çok normal bir öğrenci profiline uyuyordum. Eteğimin altına koruyucu şortumu giyer ve dizlerime kadar uzun çorap giyerdim. Bizim okuldaki diğer kızların aksine...

      Masamın üstünde duran kalemi elime aldım ve bileğime bebeğimin öldüğü, Yoongi'nin beni aldattığı günün tarihini yazdım. Bileğime baktıkça güçlenecektim kendimce...

     Eve döndüğümde babam ve Taeyong'un desteğiyle biraz daha toparlanmıştım. Hayatıma devam etmek zorundaydım. Bunun için güçlü olmaktan başka seçeneğim yoktu...

      Kapım hafifçe tıkalandı ve içeri Taeyong girdi. "Hazır mısın?" Kafamı salladım. Yatağın üstünden hırkamı aldım ve odamdan çıktım.

      Aşağıya inip babamın yanağına küçük bir öpücük konudurdum. Elini alnımın sol tarafında bulunan yara bantında gezdirdi. "Acıyor mu kızım?" Kafamı sağa sola salladım ve gülümsedim. "Hayır. Acımıyor. Sadece izi kaldı." Babamda gülümsedi ve sarıldık.

  

      Babamdan ayrıldım ve ayakkabılarımı giyindim. Taeyong'un da ayakkabılarını giyinmesiyle arabaya bindik.

      Kafamı cama yasladım ve içimde büyüyen korkuyu bastırmaya çalıştım. Elimi tutan Taeyong'a baktığımda suratında bulundurduğu hafif tebessüm içime güven veriyordu. Bende ona zor da olsa hafif bir tebessüm sundum. "Ben yanındayım. Korkma..." Elini sıktım ve tekrar kafamı cama yasladım.

       Araba durduğunda Yoongi'yi görmeye ne kadar yaklaştığımı fark ettim. Onu gördüğümde ağlamayacak, onunla konuşmayacaktık. Hepsi buydu. Yapabilirdim...

       Arabadan indik. Birlikte okula ilerledik. Okulun giriş merdivenlerinde gördüğüm Yoongi beni gördüğüne oldukça şaşırmış gibiydi. Tüm boş bakışlarını üstüme dikti.

      Son basamağı çıkacağım sırada önüme geçti. Kafamı kaldırıp gözlerine baktım. O an olmaması gereken bir şey oluyordu ki Taeyong kolumdan beni çekerek engellemişti. Taeyong beni çekmeseydi Yoongi'nin karşısında ağlayacaktım...

      Hızla merdivenleri çıktık ve sınıfa girdim. Herkes beni gördüğüne şaşırmıştı. Bir haftadır yoktum. Hepsiyle kısa kısa sohbet ettim. Ardından sıramda Kafamı koydum ve gözlerimi kapattım.

       Dersin bitimiyle yerimden kalkıp biraz hava almak için tek başıma dışarı çıktım. Kafam eğik bir şekilde arka bahçeye yürürken omzum sert bir şeye çarptı. Bu Yoongi'nin omzuydu. Neden daha ilk günden bu kadar karşıma çıkıyordu.

      Çarptığım an önce biraz durdum. Ardından tekrar yürümeye devam ettim. Fakat o pes etmemiş, kolumu sertçe tutup beni sürüklemeye başlamıştı. "Bırak kolumu!" Bağırmama rağmen takmadı ve devam etti.

      Her şeyin başladığı deponun önüne geldiğimizde duraksadım. Fakat o daha sert bir şekilde beni içeriye çekti.

     Kapıyı kapatıp bana doğru bir kaç adım attı. "Neden geldin?" Sahte bir gülüş bıraktım sorusuna karşılık. "Ben bir öğrenciyim Yoongi. Okula gelmem çok normal değil mi?" Kışkırtıcı konuşmamla sinirleneceğini düşünmüştüm ama aksine gözleri dolmuştu.

COWARD ~MYGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin