MERHABA ARKADAŞLAR;
BİLİYORUM, SİZLERİ ÇOK İHMAL ETTİM. GEÇERLİ SEBEPLERİM OLSA DA SİZİ BU KADAR SÜRE BÖYLE BIRAKTIĞIM İÇİN ÇOK ÖZÜR DİLERİM. UMARIM BU BÖLÜM SİZİ TATMİN EDER :)
SİZİ ÇOK SEVİYORUM.
İYİ OKUMALAR :)
Deniz uyandığında bir çift gözün kendisini izlediğini fark edip gülümsedi. Oğuz'la yaklaşık bir haftadır beraber kaldıkları için buna çoktan alışmıştı. Her sabah olduğu gibi Oğuz Deniz'in uyandığını fark edip dudaklarına minik bir öpücük kondurduktan sonra yavaşça yataktan kalkıp üzerini giyindi. Deniz ise yataktan hızla kalkıp mutfağa yöneldi. Hızlıca kahve makinesini çalıştırıp kahvaltılarını hazırlamaya koyuldu. Aynı anda da telefonda Melis'in kendisinin eve uğramamasıyla ilgili sitemlerini dinliyordu:
"İyi bir sevgili yaptın kızım yeter ya eve uğramaz oldun."
"Ya saçmalama Melis dün görüştük daha."
"Ev arkadaşıyız biz Deniz Hanım. Bu kelimelerin anlamını döktürme şimdi bana burada. Ünvanının ciddiyetinin farkına var biraz. Benim de sana ihtiyacım var yeter artık."
"Biliyorum bebeğim seni çok ihmal ettim. Bu gece evdeyim söz."
Bu sırada Oğuz mutfağa gelip omzuyla telefonu taşırken aynı zamanda domates kesmeye çalışan Deniz'in elinden bıçağı aldı.
"Sen yumurtaya bak sevgilim bir yerini keseceksin şimdi."
Deniz gülümseyerek ocağın başına geçerken Oğuz'un yanağına bir öpücük bıraktı:
"Düşünceli sevgilim benim."
Melis bu cümleyle daha da bağırmaya başlamıştı:
"Ohoo biz ne diyoruz kız ne yapıyor ya. Telefonda da mı rahat yok be? Ben arkadaşımla baş başa konuşamayacak mıyım artık?"
"Ay saçmalama Melis ya. Sen misin sevgilim Oğuz mu şaşırdım artık. Ne kıskanç çıktın sen? Evde kalacağım bu gece uzun uzun konuşuruz tamam mı bebeğim? Rahatla artık ya."
Oğuz ise bir yandan kaşlarını kaldırıp Deniz'e hayır derken, bir yandan da telefona yaklaşıp Melis'e seslendi:
"Melis rahat bıraksana sevgilimi kızım. Her sabah aynı muhabbet. Sabahları Deniz'den çok seninle konuşur oldum ya. Huzur ver huzur. Bir kahvaltı hazırlatmadın ağız tadıyla."
"Deniz. Telefonu hoparlöre al."
Deniz kıkırdayarak telefonu hoparlöre aldı:
"Ben ikinizden de bıktım artık. Aranızda halledin beni karıştırmayın."
"Oğuz efendi. Sen yokken ben vardım oğlum bu kızın yanında. Ne bu senden çektiğim yeter ya. Bırak şu kızı bir sal artık da iki dedikodu yapalım. Ben de meraklı değilim her gün senin o bet sesini çekmeye ama ne yapalım bir tek sabahları konuşabilir oldum kaç senelik ev arkadaşımla senin yüzünden."
"Yalan söyleme Melis dün eve gelmedi mi? Bir saat konuştunuz işte yeter sana bundan sonra böyle."
"Ay ben bu adamla daha fazla uğraşamayacağım Deniz, ben onu bunu anlamam bu gece eve geldin geldin, gelmedin koyarım eşyalarını kapının önüne vallahi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TENLERİN SEÇİMİ
RomanceHayatı her zaman hafife alan, kadınları umursamayan, çapkın bir adam; yaşanabilecek en zor şeylerden birini yaşayan, aşka güveni kalmamış, kendini tek gecelik ilişkilerle avutan bir kadın, ve ikisinin de alışık olduğu bir gece... Bir kişi bir insanı...