5 YIL ÖNCE
"Yapma Deniz. Bunu bu kadar abartması kıskançlık olamaz. Psikopat bu Emir başka açıklaması yok."
"Ya sevdiğinden yapıyor bunu Melis biliyorum ben. Yanımda birini görmeye tahammül edemiyor işte. Soner de dibime girdi düğünde. Göreceğini düşünemedim Emir'in. Haklı çocuk. Yarın özür dileyip gönlünü alacağım."
"Deniz bu kadar kör olma. Gördüm halinizi ben çocuk hiç de dibine falan girmedi sesini duyurmaya çalışıyordu sadece. Emir'in hali korkuttu beni asıl. Ailen olmasa dövecekti seni düğünün orta yerinde. Allah'tan akrabanın düğünüydü de her yerde ailenden biri vardı. Hem elbisenin nesine takılmış bir onu açıklasana bana. Doğru dürüst yırtmacı bile yoktu ya. Bir göğüs dekoltesi yüzünden -ki ona dekolte bile denemez- bir haftadır ağlatıyor seni. "
"Ya saçmalama Melis. Tamam, sinir problemi var biraz ama dövebilir mi beni? Amma abarttın kıyamaz o bana bir kere. O da beni seviyor korumak için yapıyor bunları. Ayrıca elbisemde de hak verdim bu gece ona. Eğildiğimde her yanım meydandaydı."
"Neyse Deniz ben bir şey demeyeceğim artık sana. Aşk insanı kör eder derlerdi de bu kadarını gerçekten tahmin edemezdim. Allah akıl fikir versin sana kardeşim."
"Seni de göreceğiz âşık olduğunda Melis. Bana hak vereceksin o zaman. Biz birbirimizi seviyoruz. Hatta o benden daha çok seviyor eminim. O yüzden bu korumacılığı."
"Neyse Deniz'ciğim ben konuşamıyorum şimdi. Annemler çağırıyor kapatıyorum."
"Tamam canım. Teşekkür ederim bu gece çok destek oldun bana."
"Dostlar bu günler içindir bebeğim. Ama ne olur aç gözünü artık. Biraz ara ver hiç olmazsa geri çek kendini. Sen özür dileyecek bir şey yapmadın bu gece."
Deniz iç çekerek telefonu kapadı. Melis ne derse desin Emir' çok üzmüştü bu gece. Bir haftadır Melis'in sözünü dinleyip inat ederek o elbiseyi giymişti ama Emir'in ne kadar haklı olduğunu anlamıştı. Bu yüzden bütün gece gönlünü alabilmek için üzerinde bir şalla dolaşmıştı. Üzerine bir de Soner olayı eklenince Emir doğal olarak çıldırmıştı. O anda Soner'e sinirlendi Deniz. Ne vardı sanki o kadar yaklaşacak? Ki Emir'in dediğine göre kulağına eğildiğinde gözleri Deniz'in göğüs dekoltesindeydi. "Keşke Melis'i dinlemeseydim. Keşke giymeseydim şu elbiseyi. O zaman hiç biri yaşanmazdı." Diye geçirdi içinden. Neyse bu gece ona pahalıya patlayacaktı ama yarın okul çıkışında bir şekilde gönlünü alırdı. Gerçi daha öncekilerden çok daha ağırdı bu tartışmaları. Emir'i o kadar çok seviyordu ki onu kaybetme fikri bile perişan olmasına yetiyordu. O kadar ki Deniz aklına gelen düşünceyle saatlerce ağlayacaktı. "Ya beni affetmezse?"
XXX
Saat 4.37'yi gösterirken Deniz'in gözyaşları hala dinmemişti. Kendini nasıl affettireceğini bir türlü bulamıyordu. Bu kez çok kızdırmıştı Emir'i. Öyle bir sarılmayla, bir öpücükle geçecek gibi değildi siniri. Ama affederdi herhalde. Çünkü birbirlerini deli gibi seviyordu onlar. Hiç ayrılmayacaklardı. Bir yolunu bulacaktı. O sırada çalan telefonun sesiyle elini yatağının içinde gezdirdi. Bulunca kimin aradığına baktığında içini tarifsiz bir sevinç kapladı. Arayan Emir'di.
"Aşkım."
"Ne aşkı Deniz? Soner'in aradığını sandın herhalde."
"Aşkım ne diyorsun? Benim aşkım da, hayatım da sensin bilmiyormuş gibi konuşma ne olur?"
"Belliydi bu gece hayatının ben olduğum. Millete göğüslerini gösterirken, yanak yanağa konuşurken hayatın neredeydi?"
"Aşkım çok haklısın büyük hata yaptım ne olur affet beni. Bak bütün gece ağladım uyuyamıyorum. Seni çok seviyorum ne olur bırakma beni."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TENLERİN SEÇİMİ
RomanceHayatı her zaman hafife alan, kadınları umursamayan, çapkın bir adam; yaşanabilecek en zor şeylerden birini yaşayan, aşka güveni kalmamış, kendini tek gecelik ilişkilerle avutan bir kadın, ve ikisinin de alışık olduğu bir gece... Bir kişi bir insanı...