Deniz duştan çıkıp hemen giyindi. Okula geç kaldığını düşünüp hızla saçını yapmaya başladı. O sırada telefonuna bakınca ciddi bir rahatlama yaşadı. Bugün günlerden pazardı!! Saçının yarısını yapmış olmasını umursamadan düzleştiriciyi fişten çıkardı ve yatağına uzanırken aklına Melis geldi. Yatağından kalkıp Melis'in odasına gitti ama Melis odasında yoktu. Kim bilir o feneri nerde söndürdü deyip aradı onu. Melis açmıyordu. Nasılsa birazdan gelir deyip yatağına uzandı ve televizyonunu açıp rastgele bir dizi izlemeye başladı. O sırada dün geceyi hatırladı. Bara ev arkadaşı Melis'le birlikte gitmişti. İki üç Shottan sonra kendini dans pistine atmış, Oğuz'la da orda tanışmıştı. Tabiki onun kendi ismini hatırlamasını beklemiyordu. Çünkü karşılaştıkları an onun zil zurna sarhoş olduğunu anlamıştı. Ayrıca adam tam bir zengin züppesiydi. İlişki istemeyecek playboy tarzı biri olduğu her halinden belliydi. Onu seçme nedeni de buydu zaten. Yaşadığı ilişkiler onu bağlanmak istemeyen biri haline sokmuştu. Çok acı çektiği bu ilişkilerini düşünmemeye çalıştı ama başarılı olamadı. Düşündükçe de gözlerinden yaşlar teker teker akmaya başladı. Onlardan önceki Deniz'i hatırladı. Aşka gerçekten inanırdı eskiden. Aşkın Her şeyi affedebileceğini düşünürdü. Ama öyle olmadığını çok zor yoldan öğrenmişti. Bir anda kendini aynada gördü ve yaşadıklarına üzülmemesini gerektiğini hatırladı. O zamanları unutmaya çalışarak doktorunun önerdiği nefes telkinlerini uygulamaya başladı. Kurtulmuştu onlardan ve şimdi kendi ayakları üzerinde durabilen, güçlü bir kadın haline gelmişti. Bağlanamayan, tek gecelik ilişkiler yaşayan güçlü bir kadın...
O gecelerden biri de dün gece yaşanmıştı ve Deniz ne kadar kabul etmek istemese de adam gerçekten yakışıklıydı. Uzun boyu, keskin hatlı yüzü ve kaslı vücuduyla istediği her kadını baştan çıkarabilirdi. Performansı da daha öncekilerle kıyaslandığında mükemmel denebilecek kadar iyiydi ve bu da az önce düşündüğü yeteneğini kullandığını kanıtlıyordu. Denizi çok rahatça doruğa ulaştırmıştı; ki bunu her erkek beceremezdi.
"Neler düşünüyorum yine ben" dese de içinden, detayları düşünmekten kendini alıkoyamadı.
Dün gece eve geldiklerinde zar zor yürüyorlardı. Teker teker merdivenleri çıkıp evin kapısına geldiler. Tek kelime etmiyorlardı. Deniz heyecanla çantasından anahtarını çıkarıp kapıyı açtı. Kapıdan girerken eşiğe takıldı ve tam düşecekken Oğuz'un belini kavramasıyla olduğu yerde ona doğru döndü. Oğuz derin bir nefes alıp Deniz'in dudaklarına yapıştı. Bir süre kapıda öpüştükten sonra Deniz güçlükle onu içeri çekti ve kapıyı sertçe kapattı.
Sonra Oğuz'un elinden tutup onu odasına götürdü. Odaya girdiklerinde Oğuz Deniz'in belinden tutup kendine çekti ve boynunu öpmeye başladı. Bir eli kadının göğüslerini okşuyor, diğer eli de aynı anda kasıklarını kavrayıp çoktan sertleşmiş erkekliğine yaslıyordu. Deniz ise adamın güçlü kolları arasında zorlukla dönmeye çalıştı. Ama oğuz'un bluzunu çıkarmadan onu döndürmeye hiç niyeti yoktu. Deniz ona döndüğünde Oğuz muhteşem göğüslerine baktı.
"Umarım sabah da bu kadar güzel olursun"
Deniz onun dediklerine aldırmadan tişörtünü kavrayıp bir hamlede çıkardı. Oğuz'un kaslarını görünce bir an yutkundu.
"Umarım sen de sabah bu kadar kaslı olursun"
Oğuz'un boynunu öpmeye başladı. Oğuzsa tepki veremiyordu. Sadece güçlükle boğazından bir hırıltı çıkarabildi. Deniz'i kucağına alıp yavaşça yatağa bıraktı. Ve hiç acele etmeden önce dudağına, sonra boynuna ufak öpücükler bıraktı. Yavaşça göğüslerine inip teker teker öpücükler bıraktıktan sonra aynı şekilde kasıklarına kadar yolu takip etti. Deniz'in pantolonunu ve iç çamaşırını çıkarıp doğruldu. Denizse daha fazlasını isteyerek gözlerine baktı. Oğuz heyecanla pantolonunu ve boxerını çıkardı ve tekrar dudaklarını öpmeye başladı. Bir yandan da göğüslerini okşuyor, Deniz'i daha da zorluyordu. Deniz'in dayanacak gücü kalmamıştı. Oğuz'un beline sarılıp bacaklarını ayırdı ve adamın yolunu bulmasını sağlamaya çalıştı. Oğuz da pek dayanabiliyor sayılmazdı. Kadının yüzüne bakıp sessiz onayını aldıktan sonra erkekliğini onun kadınlığına dayayıp bir hamlede kadını doldurdu. Deniz artık kendini kaybetmişti, sadece küçük inlemeleri duyuluyordu. Oğuz bir süre sonra Deniz'i tutup üste çıkardı. Şimdi her şey Deniz'in elindeydi, önce kalkıp Oğuz'u şaşırtarak bütün vücuduna dokundu. Sonra ellerinin değdiği her yeri dudaklarıyla ve diliyle tekrar gezdi. Oğuz hırıltılarıyla Deniz'i baştan çıkarıyordu. Deniz dayanamayarak adamı hızla içine aldı. Oğuzsa sabırsızca Deniz'in beline sarılıp yatakta oturur pozisyona geldi ve yine altına aldı. Deniz bu hamleye ufak bir çığlıkla karşılık verdi. Oğuzunsa artık dayanacak gücü kalmamıştı. Hızla devam etti ve Deniz'i de kendi seviyesine getirdi. Aynı anda doruğa ulaştılar. Oğuz nefes nefese Deniz'in kulağına eğildi ve fısıldayarak "sen neymişsin böyle" dedi. Denizse sadece ona dönüp gülümsemekle yetindi.
xxx
Melis odasına gelip bağırdığında kafasını güçlükle kaldırıp "yavaş Melis ya başım zonkluyor." Dedi. O düşüncelerle tekrar uyuyakalmıştı. Melis ise onu dinlemeyip yine bağırmaya başladı.
"Deniiizzzz kızım bu sefer oldu ya, bu sefer buldum. Hayatımın aşkını buldum diyorum sana."
Denizse içinden "bu sefer kime taktı kafayı bakalım?" Diye geçirirken ona doğru dönüp dinlemeye başladı. Melis de dün gece bir çocukla tanışmıştı ama bu öncekiler gibi değildi. Daha önceki gecelerde de bu çocuğu görmüşlerdi ve sürekli birbirlerini kesiyorlardı. Dün gece çocuk cesaretini toplayıp melisle tanışmış, gayet seviyeli biçimde konuşmuşlardı. Ama Melis içkiyi fazla kaçırınca çocuğun omzunda sızmış, çocuk da evini bilmediğinden kendi evine götürmüştü ve hiç bir şey yaşamamışlardı. Sabahsa beraber kahvaltı yapmışlar, sonra da çocuk Melis'i eve bırakmıştı.
"Nasıl yani öpüşme bile yok mu?"
"Kızım yok diyorum sana yok. Çocuk bildiğin bütün gece beni izlemiş sadece. Hiç birşey olmamış yani gece de. Çocuğun zaten beni eve atma gibi bir derdi yokmuş. Seni aramış barda ben sızınca ama tabi sen o ara kim bilir neler yapıyordun. Telefonumun kilidini de açamayınca mecbur eve götürmüş beni. Ama Deniz bi görsen hayallerimin erkeği ya. "
"Allah Allah ya Melis şaşırdım şuan böyle insanlar kaldı mı ya bu devirde? "
"Valla kalmış Denizciğim ama sanırım sonuncuyu ben kaptım şansına küs. Neyse sen bu özgür kız ayaklarına iyi sardın zaten sana sıkıntı Yok. "
Bunu söylerken Melis tabiki imalı bir ses tonuyla söylemişti. Deniz'in aşka olan inançsızlığına yapılmış bir imaydı bu. Deniz buna tepkisiz kalırken melisin kendi gecesini sormasıyla kendine geldi.
"Benim gecem seninki gibi değildi bebeğim. Biz senin gibi namuslu erkekleri bulamıyoruz çünkü. "
"Neyse artık elinde olanla yetineceksin. Nasıldı Yok muydu bi etkileşim?"
"İçkiliydim kızım hatırlamıyorum bişey. Sabah kalktığımda buradaydı ama onu hatırlıyorum. "
"Hoşlanmış demek ki senden ya inşallah atar yapmadın çocuğa?"
"Yaptığıma atar denir mi bilmiyorum ama biraz terslemiş olabilirim. "
"Of Deniz ya senden bi halt olmaz bir dahakine ben de gelicem Seninle birlikte senin yerine ben konuşucam"
"Tamam bir dahakine öyle yaparsın Melisciğim"
Melis "çok gıcıksın " suratı yapıp banyoya gitti. Denizse Melis'le konuşmadan önceki düşüncelerini hatırlayıp gülerek arkasından seslendi.
"Melisss. Duştan çıkınca hazırlan da alışverişe çıkalım ben patladım evde. "
"Olur minik kuş sen de hazırlan hadi o zaman benim işim kısa sürer. "
"Benimki de tatlı kız merak etme. "Dedi Deniz ve yarısını düzleştirdiği saçının diğer yarısını yapmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TENLERİN SEÇİMİ
RomansaHayatı her zaman hafife alan, kadınları umursamayan, çapkın bir adam; yaşanabilecek en zor şeylerden birini yaşayan, aşka güveni kalmamış, kendini tek gecelik ilişkilerle avutan bir kadın, ve ikisinin de alışık olduğu bir gece... Bir kişi bir insanı...