MERHABA ARKADAŞLAR,
UZUN BİR ARADAN SONRA YENİ BÖLÜMLE KARŞINIZDAYIM :) BU BÖLÜM BAYAĞI BİR GEÇ GELDİ FARKINDAYIM AMA ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİSİYİM VE MALUM VİZE DÖNEMLERİMDEN DOLAYI YAZAMIYORDUM. AMA BU SIRADA HİKAYEMİZ DE OKUNMAYA BAŞLADI VE BEN DE DAHA FAZLA UZATMADAN YENİ BÖLÜMÜ YAYINLAYAYIM DEDİM :) BU ARADA BU BÖLÜMÜ HİKAYEMİZİ BEĞENEN VE YORUM YAPAN ARKADAŞLARIN HEPSİNE İTHAF EDİYORUM :)
HEPİNİZİ SEVİYORUM :) İYİ OKUMALAR :)
"Bakın hocam, bu böyle devam edemez. Gittikçe çirkinleşiyor bu iş ve benim başımı belaya sokmaya hiç niyetim yok." Dedi Deniz kendinden emin şekilde. Karşısında oturan Oğuz'un da kendisinden farkı yoktu.
"Farkındayım Deniz. Yaşananlar duyulursa olacaklar ikimizi de yakar. Ama bunu nasıl durduracağımız konusunda bir fikir yürütemiyorum. Sonuçta bilincimiz yerindeyken yaşamıyoruz bunları genelde. Bugün hariç."
"Öncekiler de bugün de büyük hataydı hocam. Mümkünse artık okul dışında birbirimizi gördüğümüzde yaklaşmayalım. Hatta okulda da dersler dışında görmek istemiyorum sizi ben. İlk gören yolunu değiştirsin."
"Benim için sorun yok."
"Benim için de. Anlaştığımıza sevindim."
"Ben de."
Konuşmaları bitince Deniz kahvaltı masasından kalkıp kapıya doğru yöneldi. Oğuz da kalkıp onu yolcu edecekti ama içinden bir ses onu durdurmak istiyordu. Ah, ne olurdu sanki farklı şartlar altında olsalardı? O sırada Deniz'in saçlarını kurutmadığını fark etti.
"Deniz"
Deniz ayakkabılarını giymeye çalışırken Oğuz'un sesiyle kafasını kaldırıp ona doğru baktı. Bu adam bu kadar seksi olmamalıydı. Ne olurdu sanki başka şekilde tanışsalardı?
"Efendim hocam?"
"İyi günler."
"Size de hocam." Diyen Deniz kapıdan çıkarken, ikisi de içini kaplayan anlamsız hüzne kayıtsız kalmayı tercih ettiler.
Xxx
Oğuz ertesi gün önceki gece yaşadıklarını düşündü. Deniz'i evden yolladıktan sonra okulda bir iki derse girmiş, sonra da arkadaşlarıyla buluşmuş ve her zamanki gibi geceyi de barda tamamlamışlardı. Oğuzun yanına birkaç kız gelse de Oğuz hiç biriyle ilgilenmemiş, sadece içmişti. 10-15 shottan sonra bir kızla barın tuvaletinde sevişmeye kalkmış, ama sonunu getiremeden kıza yol vermişti. Sonrasında ise evine gelmiş ve bütün gece içmiş. Sonra da koltukta sızmıştı. Şimdi ise şirkette finans sorumlusunu dinlerken aynı zamanda akşamdan kalmalığının şiddetinin belirtisi olan şiddetli baş ağrısıyla boğuşuyordu.
"Oğuz Bey siz iyi misiniz? Pek normal durmuyorsunuz da?"
"Değilim Alper Bey. Ağrı kesiciniz var mı?"
"bende yok da ecza dolabınıza bir bakın isterseniz."
"ah, doğru ecza dolabı. Ben şimdi anlattıklarınızdan pek bir şey anlayamıyorum da öğleden sonra devam etsek bu konuya?"
"benim açımdan sıkıntı olmaz Oğuz Bey ama bunların raporları bu akşama kadar bitecekmiş Melih Bey'in isteğiyle. Siz yetiştiririm diyorsanız."
"yetiştiririm yetiştiririm, hallederim ben. Yemekten sonra uğrayın yanıma."
"tamam, o zaman"
Alper'i yollayan Oğuz önce ecza dolabına yöneldi. Kendini hiç iyi hissetmiyordu ve bugün şirketten sonra okulda da dersi vardı. İlaç içtikten sonra öğle yemeği için şirketten arkadaşı cenkle dışarıya çıktı. Daha sonrasında ise şirkete gidip işlerini bitirdikten sonra okula doğru yol almaya başladı. Fakültenin önündeki kamelyada Deniz'i görse de söz verdiği gibi görmemiş gibi yaparak yolunu değiştirdi. İçeride öğrendikleriyle yıkılması bir olmuştu. Bütün işleri yetmezmiş gibi bir de tez danışmanlığına başlayacaktı. İçinden küfürler ederek dersliğine doğru yöneldi.
xxx
Deniz ertesi gün hala önceki günün etkisindeydi. Neden böyle olduğunu anlayamasa da canı hiçbir şey yapmak istemiyordu sanki. Bütün gün yatağından çıkmadan dizi izlemişti. Gerçi izlediğinden de pek bir şey anladığı söylenemezdi, çünkü acıklı sahnelerde kahkaha atıyor, komik sahnelerde ise gözlerinden yaşlar süzülmeye başlıyordu. Delirmiş gibiydi. Ve işte şimdi yine telefonu çalıyordu. Yine açmadan bekledi. Kapanınca telefonu eline aldığında Gamze'den 15, Melis'ten 23 arama vardı. Ah, yine başlıyordu. Oflayarak çalan telefona bakmadan açtı.
"ne var ya bi rahat vermediniz?"
Karşısından gelen çılgınca bağıran sesle yerinden zıpladı. Gamze resmen delirmişti.
" Kızım sen bizi delirtecek misin be! Ne oluyorsa dünden beri bir atarlar, bir tripler! 50 kere aradım ne cevap vermiyorsun? Melis'e de cevap vermiyormuşsun o da çıldırdı. "
"Kızım sizden bir rahat yok mu ya bir gün keyif yapayım dedim ne bu be? Bir sen bir Melis! Açmıyorsak sebebi var demek ki bir düşün artık peşimden!"
"Valla sen bilirsin geri zekâlı o sebebin ne bilemeyeceğim ama tez danışmanları belli olmuş ve senin danışmanın pek de hoşlanacağın biri değil. Değiştirmek için de 20 dakikan var. Hatta konuştuğumuz süre içinde 19 kalmış. Şimdi istediğini yapabilirsin."
Deniz duyduklarıyla yataktan uçarak kalkıp hazırlanmaya çalıştı ama tabii ki 20 dakika içinde okula varması imkânsızdı. Bir yandan hazırlanırken diğer yandan da Gamze'yi aradı:
" kimmiş danışmanım? Umut Hoca falan mı yoksa?"
"Ne oldu geçmiş gibi sebebin? Öyle artistlik yapmakla olmaz canım o işler. Gelince görürsün kimmiş. Ama Umut Hocaya falan bu hocanın yanında sen şükredersin o kadar diyorum."
Deniz duyduklarıyla beyninden vurulmuşa dönmüştü. Umut hocadan kötü olabilecek tek bir kişi vardı.
"Oğuz mu?"
"Aynen öyle."
"ya Allah kahretsin ya yeter ama ne çektim bu adamdan ben! Gamze ben hayatta yetişemem sen değiştiremiyor musun benim yerime?"
"sen o koca kafanla telefonlarımı açmazken denedim zaten ben ama senin gelmen gerekiyormuş. 15 dakikan kaldı ayrıca. Bırak süslenmeyi giyinmeyi falan koş ne varsa üzerinde"
"Kızım benim yolum zaten 20 dakika çıkıyorum şimdi ama yok yani telefonda falan halledemez miyiz ki?"
"denerim bir yine olursa ararım sen koş."
Telefonu kapatıp koşarken bir yandan da Caner'i aradı. Bu işi halletse halletse o hallederdi. Ama telefonu açmıyordu. Gelen mesaj son ümidini de yerle bir etmişti:
"dersteyim bebeğim noldu?"
"Şansıma tüküreyim" diye söylenerek koşmaya devam etti. Son bir dakika kala kampüs kapısından girdi. Fakülteye geldiğindeyse 2 dakika geç kalmıştı. Danışman hocasını kapıda yakalasa da adam zaten uyuzun tekiydi ve işlerini vaktinde yapmasıyla ilgili öğütleri saydırıp gitmişti. "işte bu an bittiğim an" diye düşündü Deniz, çaresizce arkadaşları Gamze ve Caner'in yanına giderken..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TENLERİN SEÇİMİ
RomanceHayatı her zaman hafife alan, kadınları umursamayan, çapkın bir adam; yaşanabilecek en zor şeylerden birini yaşayan, aşka güveni kalmamış, kendini tek gecelik ilişkilerle avutan bir kadın, ve ikisinin de alışık olduğu bir gece... Bir kişi bir insanı...