14. Bölüm

6.1K 217 5
                                    




Melis ve Deniz birbirlerine bakarken, Oğuz da neler olduğunu anlamaya çalışıyordu.

"Gerçeği anlatacağız Melis, Bu durumda kızmayacaklardır. " diyen Deniz'e kafa sallayarak yanıt verdi Melis ve koşup kapıyı açtı. Derya Hanım telaşlı şekilde içeriye girdiğinde Melis de Mustafa Bey'in olmadığını fark edip derin bir 'oh' çekmişti kapının önünde. Derya hanımsa kızını kesinlikle böyle bulmayı beklemiyordu. Bütün yol boyunca Deniz'in dün gece yaşadığı olayların etkisiyle bir ay yataktan çıkmadan anlayacağından korkarken, kızı şimdi karşısında buruk da olsa gülümsüyordu ve ayaktaydı. O sırada kızının yanındaki adamı fark etti. Deniz'e bir açıklama ister gibi bakınca, Deniz hemen annesinin sessizce verdiği bu görevi yerine getirdi:

"Anneciğim bu okuldan Hocam. Dün gece Caner'le çıkmıştık ama onun işi çıkınca yalnız kaldım ben. O sırada olaylardan sonra Oğuz Hoca gördü beni. Sağolsun eve kadar da bıraktı. Şimdi de durumumu merak edip gelmiş. "

Derya hanım kızının anlattıklarıyla rahatlamıştı ve Oğuz'a elini uzatarak:

" Hocam ben de Derya. Deniz'in annesiyim. Kusura bakmayın böyle ayıp ettim size de bir anda evde erkek görünce. Yani şaşırdım yanlış anlamayın sakın. Allah razı olsun dün gece Deniz çok zor şeyler yaşadı. Yanında olmuşsunuz, ne kadar teşekkür etsek az."

"Olur mu öyle şey Derya hanım, yerimde kim olsa aynı şeyi yapardı. Ben de kalkıyordum şimdi. Deniz'i merak etmiştim dün gece çok kötüydü durumu ama toparlanmış gördüm. İyi günler hepinize. Görüşmek üzere. " diyen Oğuz kapıya yönelince Deniz de onu geçirmek için arkasından gitti. Kapıda Oğuz'u geçirirken bir anlık duygu patlamasıyla kendine hakim olamayarak boynuna sarılıp ağlar gibi bir ses tonuyla:

"Oğuz, ben tekrar çok teşekkür ederim. Dün gece benim için yaptığın şeyi tahmin bile edemezsin. İyi ki oradaydın.   " dedi ve kafasını Oğuz'un omzuna gömüp hıçkırarak ağlamaya başladı. Oğuz ise ne düşüneceğini bilemez haldeydi. Deniz'in bu beklenmedik sarılmasına ve ona ilk kez hocası gibi davranmamasına sevinmeli miydi? Yoksa onun hiç alışkın olmadığı bu güçsüz,sürekli ağlayan haline üzülmeli miydi? Bilemiyordu. Şu an tek düşünebildiği ona destek olmak istediğiydi. Bir an o da kendini onun kollarına bırakmak isteyerek sımsıkı sarıldı ve sadece:

"Bence de iyi ki oradaydım, Deniz. " diyebildi. Kısa bir süre bu halde kaldıktan sonra Deniz Oğuz'un yanağına ufak bir öpücük kondurdu. Oğuzsa bundan cesaret alarak narin bir şekilde Deniz'in dudaklarına eğildi ve onu incitmek istemezmiş gibi şefkatle öptü. Deniz bir süre ona karşılık verse de sonra yaptıklarının farkına varıp kendini zorlayarak Oğuz'un dudaklarından, sonra da kollarından ayırdı. Toparlanmaya çalışarak:

"Hoşçakalın hocam. Ben bu hafta dersinize katılamayacağım. Sorun olmaz umarım. " dedi.

"Eski Deniz geri döndü demek. Tam da yenisine alışıyordum. Sorun olmaz Öğrencim. Kendini ne zaman hazır hissedersen, o zaman gel." Diye cevap verdi Oğuz, gülümsemeye çalışarak. Deniz ise az önce yaptıklarının şokundaydı. Ona ufak bir baş sallamayla karşılık verdi ve Oğuz el sallayıp uzaklaştı.

Deniz az önce yaptıklarına anlam veremiyordu. Resmen adamın boynuna atlamıştı. Ve sonra da öpmüştü. Bu adamın kollarında bir anlığına o her şeyi unuttuğu zamanlara geri dönmüştü sanki. Hafifçe gülümseyerek dudaklarına dokundu. Tam olarak istediği o eski hayatında gibi hissetmişti. O pisliğin dönmediği eski hayatına. Emir'in adını aklından geçirmek bile midesinin bulanmasına neden oluyordu. Ve bu kez sadece mide bulantısıyla kalmamış ve koşarak lavaboya gidip kusmasına da neden olmuştu. Nasıl unutacaktı bu adamı? Nasıl dönecekti önceki hayatına? "Allah kahretsin, hiçbir şey eskisi gibi olmayacak." Diye ağlarken annesi ve arkadaşı da arkasında onu teselli etmeye çalışıyorlardı.

XXX

TENLERİN SEÇİMİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin