26. Bölüm

3.4K 158 10
                                    


Oğuz Deniz'le ikisine bakan o bir çift göze baktığı anda bittiğini anlamıştı. Deniz ise her şeyden habersiz gülümseyerek Oğuz'a bakarken yüzünün solduğunu hissetti. Oğuz'un ağzından dökülen kelimelerle kendi yüzünün de solacağından habersizdi:

"Allah kahretsin. Bahar burada."

Deniz hışımla arkasını döndüğünde kendisi de o gözlerle karşılaşmıştı. Bahar'ın gözlerindeki ifade donuktu ama oğuz o derin ifadenin altındaki anlamı biliyordu. Bahar kendisine karşı büyük bir zafer kazanmıştı ve bu zaferi bakışlarıyla kutluyordu. Kısa bir süre bakıştıktan sonra Bahar yavaş adımlarla ikilinin yanına gitti:

"Deniz'ciğim, demek bu yüzden Oğuz Hoca'cığının odasından çıkmak bilmiyordun."

Deniz bu sözlerle her şeyin bittiğini anlamıştı. Son kez sevgilisinin yüzüne baktı. Sonra Bahar'a dönüp konuştu:

"Hocam biz... Biz açıklayabiliriz..."

"Deniz lütfen canım, bu gördüğümün nesini açıklayacaksın? Dudak dudağa tez araştırması mı yapıyordunuz yoksa?"

Deniz duyduğu bu cümleyle gerilse de kendini toparlayarak konuştu:

"Hocam, hayır tabii ki, ama bu gördüğünüz öğrenci- öğretmen ilişkisi değil, hatta aksine biz tanıştığımızda..."

"Ah, eminim Oğuz okulda başlamadan çok önce başlayan bir ilişkiydi, ikinizin de haberi yoktu, hatta o kadar aptalsın ki Oğuz'un soyadından senin okuduğun okulun sahibi olduğu mantığını kuramadın değil mi? Ben de okul birinciliğini hak ederek kazandığını düşünmüştüm. Ne yazık, seni sevmeye başlamıştım."

Oğuz daha fazla dayanamayarak araya girdi:

"Bahar, çirkinleşme. Deniz haklı, beni tanımıyordu, ben koştum peşinden. Ben başlattım bu ilişkiyi. Kızın hiçbir suçu yok. Her zamanki gibi yargısız infaz etmeden önce karşındakini dinlemeyi dene."

"Oğuz, çok safsın canım. Gazetelerde, dergilerde boy boy çıkan fotoğraflarını hiç mi görmedi bu kız? Ben bu kızları iyi tanırım. Geldiğim yerde bunun gibi kaç kızla uğraştım ben. Söylesene Deniz, okul birinciliğini kaç hocanın altına yatarak kazandın?"

Oğuz tam sinirle bağıracakken yanlarına gelen Melis ve İlter'i görünce dişlerini sıkarak konuştu:

"Bana bak, şimdi Melis ve İlter'in en güzel gününü mahvetmemek için çenemi kapatıyorum. Senin de burada ne işin var, ne bok yemeye geldin bilmiyorum ama biraz değerleri varsa sende de o iğrenç çeneni kapat ve gülümse. Bugünü rezil edersen eğer, olacaklardan ben sorumlu olmayacağım artık."

Sonrasında gözleri dolan Deniz'e doğru eğilerek:

"Sen de Deniz, toparla kendini. Melis'i bu günde Üzmeyeceksin değil mi?"

Bahar sinirden kıpkırmızı olan Oğuz'u görünce ciddiyetinin farkına vararak yüzüne sahte bir gülümseme kondurdu. Deniz ise olayın şokuyla tek kelime edemiyordu. Bununla birlikte Melislere arkasını dönerek sinirden akan gözyaşlarını elleriyle sildi ve geri dönüp gülümsemeye başladı, Melis ağladığını anlamasın diye dualar ederek. İlter geldiği anda konuşmaya başladı:

"Merhaba gençler. Kuzenim Bahar'la tanıştınız demek."

Bahar o gülümsemesiyle konuşmaya girdi:

"Ah, canım, biz tanışıyoruz zaten. Özellikle Oğuz, çok iyi tanır beni. Değil mi Oğuz?"

Oğuz Bahar'ın tuttuğu kolunu yavaşça çekerek "Evet." Derken, Deniz sinirini belli etmemeye çalışsa da salladığı bacağı onu ele veriyordu. İlter konuşmaya devam etti:

TENLERİN SEÇİMİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin