Bir adım daha atmak neden bu kadar zordu?
Kendi kendime sorduğum soruya cevap verememiştim. Cevabını bilmiyordum ki! Nasıl yanıtlayacaktım. Düşüncelerimden sıyrılıp elimde tuttuğum kağıda eğdim kafamı. Her ne kadar burada yazan adrese gitmek istesem de fazlasıyla korkuyordum. Ya başım daha da büyük belaya girerse? Orada beni ne bekliyor bilmiyordum bu yüzden tereddüt ediyordum.
Derin bir nefes alıp ormanlık alana giden yola sapmak yerine eve giden dar çakıl yola girdim. Oraya gitmek için cesaretimi toplamam gerekiyordu önce. Tabii yerlere düşmüş cesaretimi toplamak ne kadar sürecekti Tanrı bilir. Ellerimi yüzüme götürüp sıvazladım. Daha evden gidince nerede kalacağıma karar verecektim. Her şeyi geçtim annem ve babam bu sefer kesin kalpten gideceklerdi.
İçimde oluşan pişmanlık kırıntıları kalbime baskı yaparken, evin çitlerini aşıp kapıyı çaldım. Birkaç saniye sonra annem yüzünde gülücüklerle kapıyı açtı. Tamam, burada bir şeyler oluyordu! Annem bu şekilde gülmezdi!
''Cass, hoş geldin tatlım'' dedi annem yavaşça. Ardından içeri doğru yürürken ''İçeride bir misafirin var'' dedi. Kaşlarımı çattım, kim gelmişti ki?
Dış kapıyı yavaşça kapatıp oturma odasına doğru yürüdüm, birkaç saniye sonra Elena'nın küçük yüzü görüş alanıma girdi. Bir sevinç dalgası göğsümü sıkarken ona doğru yürüdüm ve sarıldım. O da tıpkı benim gibi gülüyordu.
''Beni bu kadar özleyeceğini bilseydim daha erken gelirdim'' dedi Elena kaşlarını yukarı aşağı kaldırıp indirirken. Koluna hafifçe vurdum ve '' Nasılsın?'' diye sordum. Omuz silkip ''İyiyim, asıl haberler sende'' dedi yavaşça.
Onu taklit edip omuz silktim. Yine güldü ve arkama doğru kısa bir bakış atıp '' Sanırım bir şeyler buldum'' dedi yavaşça. Kalbim sıkışır gibi oldu, merak duygusu tüm bedenimi sardı. Kolundan tutup merdivenlere doğru sürüklemeye başlarken ''Anne, Elena ile odama çıkıyoruz'' diye bağırdım.
Annem mutfaktan elinde bir tepsiyle çıktı, üzerinde iki dilim çikolatalı pasta ve iki meyve suyu vardı ''Tatlı yemesine izin ver kızın Cass'' dedi. Bir an durup Elena ya baktım. Ardından merdivenlerden ikişer ikişer inip annemin elinden tepsiyi kaptım. Yanağına küçük bir öpücük kondurup yeniden yukarı çıktım. Annem arkamızdan garip garip bakarken odama girip elimde ki tepsiyi masama bıraktım.
''Tamam, bu çok garipti'' dedi bana gülerek.
Omuz silkip '' Almasaydım annem çıldırırdı'' çikolatalı pastayı gösterip ''Kendini övmeyi seviyor ve kadın kesinlikle hak ediyor'' dedim ve onu masamın yanında ki pufa doğru yönlendirip bende karşısındakine oturdum ve pastadan birkaç çatal aldım.
Elena birkaç saniye sonra '' Övgüyü gerçekten hak ediyor'' dedi yavaşça, ardından çatalı tepsiye bırakıp bana döndü, aynı şeyi bende yaptım. '' Kitabı inceledim, onun hakkında fazla bir bilgi yok ama bir adres buldum'' dedi ve ayağa kalkıp çantasından kitabı çıkarı kitabı tam ortasından açtı, kenarına kağıt ile işaret konulmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAVİ KUBBELER : Yalnız Prens ( -TAMAMLANDI- )
Science Fiction#Wattys2018longlist 05/01/2018 Bilim kurgu #1 Dünya tamamen değişmişti. Savaşlar, kaos, atom bombaları insan soyunu neredeyse tüketmiş ve dünyayı yüzyıllar öncesine kadar geriletmişti. Bu yüzden dünya savaşmak yerine barışıp soylarını korumaya ka...