Hiçbir şey konuşmadık,hareket etmedik. Sadece şuanın tadını çıkardık,çünkü sahip olduğumuz tek şey şuandı.
Bir süre daha bu şekilde kaldıktan sonra hafifçe geri çekilip biçimli yüzüne bakarak ''Şimdi ne olacak?'' diye sordum. Korkum biraz olsun dinmişti ama hala kalbim deli gibi çarpıyordu. Sanırım Alex ile bu kadar yakın olmak bende böyle bir etki yaratıyordu.
Alex hafifçe benden uzaklaşıp yüzünü yüzüme çevirdi ve görüş açımı daha da genişletti. ''Bilmiyorum Cass'' Kafası karışmış bir halde bana bakıyordu. Boynuna atlamamak,ona aşkımı ilan etmemek için büyük bir çaba sarf ettim. Şuan olması gereken en son şey,burada deli gibi aşk ilanı etmemdi.
Hafifçe gülüp ''Sen bir şeyler bulursun'' dedim sakince. Bunu tüm kalbimle söylemiştim çünkü bulurdu,ona sonsuz bir güven besliyordum.Ve birden kalbimi iyileştirebilecek,beni mutlu edebilecek tek şeyi bana bahşetmişti,sözlerim karşısında hafifte olsa gülümsemişti.
Bu gülümseme karşısında çocuklar gibi sevinmemek için ondan bir kaç adım uzaklaşıp kendimi kontrol altına almaya çalıştım. Tanrım,gülüşü yok muydu!
Derin bir nefes alıp ''Madem buradayız bari kitaplara bir göz gezdirelim,ne dersin? Daha sonra neler yapacağımıza karar veririz''dedim sakince. Yoksa onun üzerine atlamaktan kendimi alıkoyamayacaktım!
Tanrım beni affet!
Alex hafifçe kafa sallayıp ayağa kalktı ve ''Haklısın, biraz araştırma yapmalıyız'' diyerek etrafı incelemeye başladı. Daha sonra kapıya yakın ilk rafa doğru gidip ''Buradan başlayalım,zaten toplasan yüz bilemedin yüz elli kitap var burada.Buradan çıkana dek birazını incelemek bize büyük bir yarar sağlar,Tabi bizi kurtarm...'' Son cümlesini tamamlamadan sustu. Kaşlarımı çatarak ona bakmaya devam ettim.
''Bizi ne? '' diye direttim.
Yavaşça arkasını döndü ve bana bakmaya başladı. Gözlerinde ki endişe tohumları gün gibi ortadaydı.
''Bizi kurtarmaya gelirlerse'' dedi sessiz ve sakince. Kafam karışmıştı,ne demek gelirlerse!
''Elbetteki gelecekler! Sen onların Prenslerisin!'' Alex hüzünle gülümsedi ve kafasını eğerek yerleri incelemeye başladı. ''Geriye askerim kalmışsa belki bir ihtimal ama eğer kalmamışsa...'' dedi ve yine sustu.
Kafamı sağa sola çevirerek ona doğru yürüdüm ve '' Baban sarayın saldırıya uğradığını duymuş olmalı Alex,yardıma gelecektir. '' Bu sefer alayla güldü ve kafasını sola çevirdi,yüzüme bakmıyordu. '' Kral asla yardıma gelmez'' dedi. Acıyla yutkundum. Hangi baba çocuğunu ölüme terk ederdi!
''Baban gelmese bile askerlerini yardıma gönderecektir. Göndermese bile sen onların Prensisin seni ölüme terk etmezler ''dedim hızlıca. Diretiyordum,ona bir az da olsa umut vermek için uğraşıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAVİ KUBBELER : Yalnız Prens ( -TAMAMLANDI- )
Science-Fiction#Wattys2018longlist 05/01/2018 Bilim kurgu #1 Dünya tamamen değişmişti. Savaşlar, kaos, atom bombaları insan soyunu neredeyse tüketmiş ve dünyayı yüzyıllar öncesine kadar geriletmişti. Bu yüzden dünya savaşmak yerine barışıp soylarını korumaya ka...