Destiny ile beraber mutfaktaki masanın sandalyelerine oturmuş Sehun'un üçümüze kahve hazırlayışını izliyorduk. Aslında Destiny'e ben sormuştum kahve içer misin diye ama Sehun zorla beni sandalyeye oturtmuş ve sadece beklememi söylemişti. Israr etsem de işe yaramayacağını bildiğim için bir şey söylemeyerek Sehun'un dediği gibi oturmuştum.
"Jungkook, bir şey sorabilir miyim?"
Destiny'nin sorusu ile Sehun'da olan bakışlarımı ona çevirdim. Siyah mat ojeli tırnaklarını sırayla masaya vuruyor ve dikkatli bir şekilde yüzüme bakıyordu. Yüzümde bir şey mi vardı da böyle dikkatli bakıyordu?
"Elbette," diyerek başımı onaylar biçimde salladım.
"Ailenden ayrı mı yaşıyorsun?"
Bu soruyu beklemediğim apaçık ortadaydı çünkü şu anda gerçekten şaşırmıştım.
"Ailem hayatta değil," dediğimde Destiny tırnaklarını masaya vurmayı kesti.
"Özür dilerim. Bir an düşünemedim."
"Sorun değil, alıştım. Sadece bazenleri yoklukları çok belli oluyor. Peki ya senin ailen?"
"Annemle babam dört yıl önce boşandı. Ben de annemin yanına Kore'ye geldim ama annem bir ay önce başka birisiyle evlenince ben kendi evime çıktım."
"Sanırım annenin yeni eşini beğenmedin?"
"Doğruyu söylemek gerekirse iyi bir adam yeni kocası ama babamın yerine başkasını koymak istemedim."
"Anladım."
Sehun arkasına dönerek, "Pişt, dişlek," dediğinde hafif bir sinirle Sehun'a baktım.
"Uzun zamandır evdeyiz. Yarın dışarı çıkmaya ne dersiniz?"
Destiny, "Ben de mi?" diye sorunca Sehun onaylar biçimde başını salladı. "Evet, sen de. Senden ne kadar haz etmesem de Jungkook'un seninle iyi anlaştığı ortada. Benden sonra yeni bir arkadaş edinmiş olur."
"Jungkook, sadece Sehun'la mı konuşuyorsun?"
Utanarak elimi ensemdeki saç diplerime attım. Aslında içime kapanık biri değildim. Hayatımda fazla insan istemiyordum çünkü ne kadar çok kişiye değer verirsem zamanı geldiğinde ve olması gerekenler olduğunda yine ben yalnız kalacaktım ya da ben diğerlerini ardımda bırakıp gidecektim. Her iki türlü de üzülen birileri olsun istemiyordum.
"Yani evet, öyle de denebilir."
"Vay canına Jungkook."
Destiny elini çenesine yaslayıp, "Bundan sonra beni de sayın çünkü ben de senin arkadaşın sayılırım Jungkook. Bu arada ben de senden haz etmiyorum Sehun," dedi. Başlarda gayet ciddiyken son cümlesi gülmeme sebep olmuştu. Sanırım gerçekten Sehun ile Destiny'nin birbirlerine alışmaları uzun sürecekti.
Sehun, "Ben de seni Destiny," dedikten sonra bize arkasını dönüp kahvelere şeker attı. Benimkine bol atmıştı çünkü annemden gelen bir alışkanlığım vardı. Tatlı şeyleri, tuzlu şeylere göre daha çok severdim.
Sehun kahveleri masaya koyup yanımdaki sandalyeye oturdu. Kendi kupama uzanıp kahvemi önüme çekerek bir yudum aldım. Sehun yemekleri pek yapamasa da içecek yapma konusunda harikaydı.
"Yarın hesapları kim ödeyecek? Baştan söyleyeyim erkeğim diye centilmenlik yapmam, ona göre."
Üçümüz de aynı anda taş kağıt makas yaptığımızda Sehun kağıt yapmıştı, Destiny ile ben de taş yapmıştım.
"Yarın bol bol yemek yiyeceğim."
Sehun pişkin pişkin konuştuğunda Destiny'e çevirdim bakışlarımı. Sehun bir şey bedava ise kesinlikle sonuna kadar bu hakkını kullanırdı. Aynı yarın yapacağı gibi. Destiny kulağıma doğru eğilip, "Çok yer mi?" diye sordu. Sehun'a bakışlarımı dikerek başımı aşağı yukarı salladım. "Bedavaysa yer."
"Desene yandık."
"Aynen öyle."
"Siz ne konuşuyorsunuz öyle?"
"Senin ne kadar yemek yiyebileceğini tartışıyorduk Sehun."
Sehun gülmeye başladığında ben de gülmeye başladım. Benim ardımdan Destiny de gülmeye başladı. Bu sıcak ortam giderek hoşuma gitmeye başlıyordu. Yıllar sonra Sehun ve güllerim dışında birileriyle konuşmak iyi geliyordu bana. Ve sanırım buna düşündüğümden daha erken alışacaktım. Umarım sonunda hüsrana uğramazdım çünkü bir daha bunları yaşamak beni yıkardı.
✨✨
Böyle bölümleri ben sevmeye başladım ya. Bu geçiş bölümü gibi bir şeydi. Artık daha çok Destiny ve Jungkook 😎😎
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aquamarine
FanfictionJeon Jungkook, heterokromi iridium hastalığına sahip evcil köpeğinin her gün ona getirdiği tokaların sahibine kalbini kaptıracağını nereden bilebilirdi ki? • heterokromi iridium: Bir canlıda iki farklı renkte gözün bulunması.