"Jungkook!"
Bana seslenen Destiny'e dikkatle bakmaya başladım. Oturduğu bankın üzerinde Aquamarine ile ilgileniyordu.
Beraber dışarı çıkmamızın üzerinden uzun bir süre geçmişti. Sehun zaten hep yanımdaydı ama Destiny de yanımda olmaya devam etmişti. Bu zaman diliminde de birbirimizi daha yakından tanıma fırsatımız olmuştu. Sehun ile araları bir nebze olsa da düzelmiş lakin hâlâ kavga etmeye devam ediyorlardı. Bense hâlâ güllerimle konuşmaya devam ediyordum ama artık eskisi kadar yalnız değildim, aslında yalnızda değildim. Yanımda kardeşim diyebileceğim Sehun vardı çünkü. Yaralarım ise çoktan iyileşmiş ufak bir iz kalmıştı ama sorun etmiyordum yara izimi.
"Efendim Destiny."
"Annem aradı, benim gitmem lazım Jungkook. Aquamarine'i çağırsana yanına. Yoksa bırakmayacak beni."
Aquamarine ise bu aralar en çok Destiny ile vakit geçiriyordu. Kıskanıyordum köpeğimi.
"Aquamarine," diye seslendim. Destiny ile fazla vakit geçirse de hâlâ en çok sevdiği kişi bendim. Aquamarine havlayarak yanıma doğru koşturduğunda Destiny el sallayarak, "Yarın sinemada görüşürüz Kookie," dedi. Başımla Destiny'i onaylayıp kafasını bacaklarıma sürten Aquamarine'i kucağıma aldım.
"Seni seviyorum hayatım," diyerek kafasını öptüm. Sehun şu an yanımda değildi çünkü benim dahiyane arkadaşım quizden geçer not bile alamamıştı ve bu yüzden kendini eve kapatmış ders çalışıyordu.
Derin bir nefes çektim. Canım sıkılıyordu. En iyisi Sehun'un yanına gitmekti.
"Kızım, Sehun amcana gitmeye ne dersin? Biraz başını şişiririz."
Aquamarine art arda havladığında, "Ben de öyle düşünmüştüm," dedim gülerek.
---------
"Jungkook, senden nefret ediyorum. Nasıl bir-iki saat çalışmayla benden yüksek not alabiliyorsun ya?"
"Ben de seni seviyorum Sehun."
"Ciddiyim, nasıl yapıyorsun? Bana da anlat Jungkook."
Oturduğum yatağın üzerinden kalkıp çalışma masasının sandalyesinde oturan Sehun'a doğru yürüyüp, "Dersi dinle Sehun," dedim.
"Ya ben de ciddi bir şey söyleyeceksin sandım Jungkook."
Yatağa geri otururken Sehun'a cevap verdim.
"Gayette ciddiydim Sehun."
Sehun elinde salladığı kalemi bırakarak, "Onu geç de Jungkook, Destiny'iye ne zaman söyleceksin ondan hoşlandığını?" diye sordu merakla yüzüme bakarak.
"Bilmem," diyerek omuz silktim. "Belki yarın söylerim."
"Romantik ol biraz Jungkook. Öyle hödük gibi söyleme kıza. Aquamarine'i de bana bırak. Daha rahat edersin."
"Kesin söylerim demedim Sehun belki söylerim dedim. Sen de hemen kafanda kuruyorsun planlarını."
"Of Jungkook ya sana kalırsa önümüzde beş yıl boyunca söylemezsin Destiny'e."
"Çok zahmetlisin Sehun."
Sehun eliyle önüne düşmüş saçlarını geriye iteleyip, "Bir Oh Sehun kolay yetişmiyor Jungkook," dedi. Gülerek yatağın üzerinde duran mavi yastığı Sehun'a fırlattım. Sehun gülmekten yastığı attığımı görmemiş ve yastığı suratına yemişti.
"Fiyakamı böyle bozamazsın Jungkook. Şimdi asıl konuya geri dönelim. Ondan hoşlandığını nereye kadar saklayacaksın? Tamam belki kötü bir başlangıç yaptınız tanışırken. Oraları atlıyorum. Bence artık söylemen lazım. Seni ona bakarken yakaladığımda yüzündeki masum gülümsemenin farkına varmamak mümkün değil Jungkook."
"Çünkü ona bakarken mutlu oluyorum."
"Daha ne o zaman Jungkook? Neyi bekliyorsun?"
"Emin olmayı."
"Duygularından mı?"
"Hayır, Destiny'inin duygularından."
"Sen kendi duyguların hakkında bir şey söylemeden onun sana karşı ne hissettiğini bilemezsin, değil mi Jungkook?"
"Yani ona söylemeliyim? Bunu mu demek istiyorsun?"
"Evet Jungkook, ona söylemelisin."
Pes ederek omuzlarımı düşürdüm. Söyleyecektim ama bu gerçekten kolay olmayacaktı benim için. Uzun bir zamandan sonra -annemden sonra- bir kadına onu sevdiğimi söyleyecektim sonuçta.
"Sağ ol Sehun," dedim yatağa bedenimi bırakırken. Sehun da sandalyesinden kalkıp yanıma uzanırken, "Sen dostumsun Kook, seni düşündüğüm için bana teşekkür etmene gerek yok. Dostum olarak kal yeter o," dedi.
"Sehun, Jungkook. Şu köpeği alın şuradan. Küçük çocukları korkutuyor."
Bayan Oh'un sesiyle gülerek ikimiz yerinden kalktık.
"Senin köpeğin iflah olmaz Jungkook."
✨✨
Diğer bölüm aşk itirafı var vuhuuu nsjshsh
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aquamarine
FanfictionJeon Jungkook, heterokromi iridium hastalığına sahip evcil köpeğinin her gün ona getirdiği tokaların sahibine kalbini kaptıracağını nereden bilebilirdi ki? • heterokromi iridium: Bir canlıda iki farklı renkte gözün bulunması.