§ 44 §

6.1K 439 289
                                    



Merhabalar, diğer bölüm final bölümü olduğundan veda konuşmamı buradan yapıyorum. En başa yazdım çünkü okumanızı istiyorum yine de okumayanlar biraz hızlı geçebilirler çünkü biraz uzun olacak.

Biraz kırgınım yalan olmasın. Okunma sayım çok fena değildi bana göre, oylama ve yorumlar da öyle. Kendi kendime yetiyordum her zaman bu mantıktaydım. Fakat bu sitede bazı şeyler öğrendim.

Vote ve yorum sınırı koymadan bu sitede bir yerlere gelemeyeceğini öğrendim,

Ne kadar dikkat edersen et insanları asla memnun edemeyeceğimi öğrendim,

Saçma sapan 2-3 sayfalık bölümlerin saatlerce yazdığım, çoğu zaman başından kalkamadığım için fiziksel acılar çektiğim bölümlerle kıyaslanamayacak kadar değerli olduğunu öğrendim,

Her yoruma itinayla tek tek cevap vererek değil, tüm yorumları yok sayarak insanları umursamayarak bazen kırarak, aşağılık bir uslupla konuşarak ancak değer görebildiğini öğrendim,

Ama en acısı da ne yaparsam yapayım iyi bir yazar olamayacağımı öğrendim.

Kırgınım, kızgın olmaya hakkım yok. Bir boşvermişlik içerisindeyim şu anda. Neredeyse 3 yıldır Mardin Dikeni' ne emek verdiğim için final yapıp diğer serilere devam edeceğim. Yoksa hikayemin yayında kalmasını bile hak ettiğinden emin değilim.

Bir bölümü 10 kişiden fazla kişi tarafından yorum almadı. Yıllardır hep aynı vote sınırında. Bu benim başarısızlığımdır. Bu konuda böyle konuşmaya bile hakkım yok farkındayım ama beni az çok tanımışsınızdır. Devam etmek için küçük şeyler bana yeterli olurdu. Ama artık o küçük şeyleri bile bulamıyorum. İnsan bazen emeğinin karşılığını almak istiyor. Yine de sorun yoktu gerçekten. Burada hikaye pek okumazdım, okumamakla da haklıymışım. Çünkü bakıyorum ve insanların yükselmesi sinirlerimi bozuyor. Kıskandığımdan ya da hak etmediğini düşünmediğimden değil. Sadece dönüp kendime neden yapamıyorsun? Neden yükselemiyorsun? Neden iyi yazamıyorsun diye sormaktan yoruldum.

Bu bölümden sonra 1-2 ay buralarda olmam muhtemelen. Az biraz kırıklarımı iyileştirip geri dönerim. Finali de o zaman paylaşır Turan 2 ve Turan 3' e başlarım. Umarım birilerini kırmamışımdır. Beni destekleyen herkese çok teşekkür ederim.

Gelen tek tük mesajların ss si hala duruyor. Ne zaman vazgeçsem açıp okuyorum. Hikayemi okuduğunuz için çok teşekkür ederim. Umarım ufakta olsa sizi gülümsetebilmişimdir.
Şimdilik Hoşça kalın.

___________________________

BUNCA HANÇERE SIRTIMIZ DAYANIRDA CİĞER ÇÜRÜDÜ BE ALBAYIM.

Bazen bunca yorgunlukla nasıl yaşayabiliyor insan hiç anlamıyordu. Sürekli bir şeyleri kaybediyor, kazandığını sandığı anda elinde ki kayıplara öylece bakakalıyordu. Bir şeyler hissedemeyecek kadar körelmişti. Yaşadığı günler ona hep süprizler hazırlamış ve her defasında onu biraz daha dibe çekmişti. Ne için buradaydı? Vatan dediği ateşten gömleğe sarılıp uyumak için miydi sadece? Amacı uğruna ölmek ve öldürmek miydi? İstiklal göklerdeydi, kabul. Ama gök neredeydi?
Kimdi?

Bakışları karşısında dikilen adama çevrildi. Birilerinin zoru ile buraya geldiği çok belliydi. Gerçekten onun gelmesine ihtiyaç duyduğunu falan mı sanıyordu? Eğer öyleyse büyük bir yanılgıdan ibaretti, ona ihtiyaç duymuyordu. Kimseye ihtiyaç duymuyordu.

Yekta, boğazında ki gıcığı öksürerek geçirdikten sonra Dinçer' in yanındaki sandalyeye oturdu. Mustafa Yarbay' ın kızı ile evlenmesine müsaade etmesinin tek yolu kardeşi ile barışmasıydı. Koltuk değneklerinden destek alarak aynı hastanede olduğunu öğrendiği Dinçer' in yanına gelmiş ve kara kara düşünmeye başlamıştı. İnsan yıllardır görmediği, varlığını ret ettiği kardeşine ne diyebilirdi ki? Genç adamı istemsizce süzdü. Simaları çok benziyor olsada esmer olduğu gerçeği ve kendisinden daha kalıplı olması Yekta' nın azıcık canını sıkmıştı ama bunlar kafaya takılacak meseleler değildi.

Mardin Dikeni ( Turan 1) ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin