Mardin Dikeni ( Turan 1) ✓

§ 23 § (Part 2)

"Hah! Bende nerede kaldı merkezin neşesi diyordum."

Çisem, suçlu olmadığı halde suçlu suçlu bakıp başını hafifçe önüne eğdi.

"Hadi hadi bana kesmez bu hanım kız ayakları. Ben senin ciğerini bilirim."

Ama amirim Ali' nin yanında böyle şeyler söylenir mi? Ay yok güzel Allah' ım ben kesin bu kez okkalı bir beddua yedim. Yani imkânı yok. Gerçi beddua edenin yanaklarından öpeceğim güzel Allah' ım. Sonuçta ne yapıyorduk, taş atana gül uzatıyorduk.

Boğazına oturan rezil oldum yumrusunu yutup kocaman gülümsedi.

"Ama amirim, sizde neler diyorsunuz? Duyanda ne sanacak."

Tabi ki bu sırada kaşı gözü rahat durmuyor çaktırmadan Ali' yi işaret ediyordu. Komiser Yusuf derince bir nefes alıp koltuğuna tekrardan oturdu. Çisem' i yeni gelenlerde artık tanımıştı. Kız da nasıl bir bela mıknatısı varsa artık önüne geleni parçalıyordu. Üstelik bu kez yanında Rambo' dan bozma Hulk'tan çakma bir adam da vardı. Üstelik askeri kimlikli bir adam. Daha da üstelik Yüzbaşı olan askeri kimlikli bir adam. Ekstra üstelik Yüzbaşı olan askeri kimlikli 28 yaşında bir adam.

Karşısında ki adamı süzmeyi kesip kendisine ışıl ışıl gülümseyen Çisem' e döndü.

"Eh sizi bu gece misafir edelim."

Çisem dehşetle bakarken komiser elbette şaka yapıyordu. Sonuçta alakalarının olmadığı tutarlı ifadeleri ile kanıtlamıştı. Ama yine de Çisem' e bir ders olmalıydı. Kız da nasıl bir saflık varsa artık hiçbir halttan anlamıyordu.

"Şakacıktan?"

Çisem' in inanmak istemiyormuş gibi çıkan sesine karşın Ali oturduğu yerde derin bir nefes aldı. Yok, kendisi kaşınmıştı! Evrene de ayrıca teşekkürler. Bu denli bir komplo... Eyvallah evren! Ali sinirli falan değildi yani en azından dışardan öyle duruyordu ama Allah biliyor ya her an Çisem' in üzerine atılıp elini ağzına gömebilirdi. Tabi ki kadına şiddete hayırdı. Zaten Ali' nin de vurmak gibi bir niyeti yoktu. Sadece elini ağzına kapayacaktı. Yoksa birazdan beyin patlamasını yaşayarak big bang teoremine farklı bir bakış açısı katacaktı.

"Sahiden kızım. Ne şakası?! Sen bu işleri oyun mu sanıyorsun? Dosyanda kabarık zaten, dua et bir günle yırttın."

Komiserin sesinin yüksek çıkması üzerine biraz daha gözleri doldu. Gelsinlerdi üstüne üstüne! Zaten karnı ağrıyor oturduğu yerde ecel terleri döküyordu. Sıcak yatağının hayalini kurarken soğuk mapuslar da çürüyecekti Çisem! Hep o kedi yüzündendi. Gebertecekti o kediyi!

"Sesinizin tonuna dikkat edin."

Ali ilk kez konuşmuş üstelik konuşurken oturduğu yerde dikleşip Çisem' in sırtına elini koymuştu. Genç kızı çocuk gibi azarlamasına müsaade etmeyecekti ya. Üstelik suçu bile yoktu.

"Komiser Bey şaka yapmak istedi Çisem. İfademizin yeterli olduğu konusunda hemfikiriz."

Çisem, sırtında hissettiği el ile karın ağrısını unuturken kediyi bulup evlat edineceğine dair kendi kendine yemin etti. Hayali bir şekilde sırıtan suratına okkalı bir tokat attı. Kendisi avukatların yüz karasıydı. Tabi ki içeri almayacaklardı. Aptallığına hayali olarak ağlarken yine hayali olarak kendini teselli etti. Ama Ali' nin yanına hayali olmayarak azıcık yaklaşmıştı.

Yusuf komiser sırf ders olsun diye içeri atardı ama adamın makamından az biraz tırsmıştı. Hem ne o öyle buz gibi bakışlar falan. Boğazını temizleyip çatık kaşları ile bağırdı.

"Salih! Arkadaşların işlemlerini yap serbestler."

Gecenin 11' inde karakoldan çıkarlarken Çisem çatık kaşları ile yürüyordu.