Sabah burnumun kaşınmasıyla uyandım. Gözlerimi açtığımda burnumun dibinde Özge'nin ayağını bulunca "Lan!" diye bağırıp ayağını hızla ileri doğru ittim. Yüzüme daha hızlı geldiğini gördüğümde her şey için çok geçti... Burnumda hissettiğim acıyla inleyip "Özge!" diye bağırdım.
Şikayet edercesine inleyip "Ne var Allah'ın katırı, ne diye bağırıyorsun o borazan sesinle?" dedi. Aslında küfür ederdi normal hayatta çokça ancak abla - kardeş olduğumuzdan ne anne içerikli bir küfür ediyordu, ne de sikmekle ilgili. O yüzden katır diyordu. Katırlar çoğalamadıklarından ve bende gay olduğumdan kızlara asla yanaşmayacağımı bildiğinden böyle diyordu. Ama dalga geçmek için değil, beni sinir etmek için yapıyordu. Yoksa o sürekli erkekleri şipliyor, çok tatlı buluyor. Bu huysuzluğu da dün Çamur'un dedikleri fena koyduğundan içki almıştım, o da benle içmişti, ordan geliyordu.
Dişlerimi birbirine bastırıp "Ulan sabah burnumun dibinde o kokuşmuş, pis ayağınla uyandım, üstüne burnuma tekme attın daha ne olsun? O kokuyla çoktan zehirlenmişimdir, şu anlar son zamanlarımdır. Of daha bakirliğimi bile kaybetmemiştim." diye isyan ettim. Ardından hızla ekledim, "Gerçi hiç kaybetmemeyi düşünüyorum."
Yerinde yavaş yavaş doğrulurken "Siktir ordan, benim ayağım hayatta kokmaz." dedi.
"Sen öyle san. Zehirlendim diyorum ulan, zehirlendim. Ayaklarını karantinaya almalılar, zira insanlık için çok büyük bir tehlike arz ediyorlar."
"Beynimi siktin sabah sabah Toprak, bi sus ya."
"İçmeseydin o kadar, ben mi dedim iç?"
"Lan dedin tabii."
"Ne zaman dedim ya?"
"Geriye iki tane kaldığında sen iç bunları dedin ya Toprak, delirtmesene beni katır."
"Of tamam, başım ağrımaya başladı."
"Allah'ım, sen bana sabır ver yarabbim. Şimdi bu salağa da beyin ver derdim de, bünyesi kabul etmez, ben bunu kullanmayı bilmiyorum diyip geri verir."
"Ne zırvalıyorsun ya?"
"Allah'la arama girmesene oğlum, şurda ne güzel sohbet ediyoruz."
"Çarpılacaksın Özge."
"Allah beni sever, di mi Allah'ım?"
"Valla diyecek hiçbir şeyim yok... Ya da var aminyum, çık lan odamdan."
"Gel benle uyu diyen sendin lan."
"Doğru. Teşekkür ederim dün için."
"Dün ne yaptım ki?"
"Yanımda oldun ya."
"Ha, o mu? Benim senin yanında olmadığım bir zaman dilimi oldu mu ki oğlum? Neyse, sen yine de övmeye devam et beni. Hem dün beleş içki var diye kaldım, yoksa Çağla'ya giderdim."
Dediğine gülerken bu hallerine çok alışık olduğumdan kızmamıştım. Teşekkür ya da özür dilenince hemen şakaya vururdu hep.
"Sen ablaların gelmiş geçmiş en şahanesisin."
"Ya bu ablaların en şahanesinin telefonu çok eskidi, hazır Iphone X çıkmışken, hani seninde bankada tonla paran varken-"
"Çık odamdan, çık çık çık. O adı ağzına aldığın için bile para vermem gerekiyor kızım, napıyorsun sen?"
Yalandan oflayıp "İyi be, iyi ki bir şey istedik." dedi ve saçlarımın üstüne hızlıca bir öpücük kondurup odadan çıktı. Hayatta başka yerimden öpmezdi ve bunun nedeninin küçükken her böyle öptüğünde ağlamayı kestiğimden alışkanlık olduğunu söylüyordu. Ve baya yakın bir zamanda kendisine Samsung Note 8 almıştı. Şakasına demişti yani alsana diye. Alsam aslında hemen kabul ederdi, sonuçta Iphone X'di bu, ancak ciddi değildi işte.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çamur | Texting ¦ Boy×Boy
Short Story05...: Babana eşcinsel olduğunu söyledim. Toprak: ne *BoyxBoy'dur* (Yani eşcinsel konuludur.) [Yani eğer bundan rahatsız oluyorsanız, okumayınız.] {Çokça küfür barındırır.}