fifti siks

9.3K 519 186
                                    

Sea bu bölümde smut var.

Nefesimi sıkıntıyla üfleyip odanın diğer ucunda oturan Su'ya göz attım. Gözleri taslaklarıyla temize geçirdiği beyaz kağıt arasında gidip geliyor, eli hızla hareket ediyordu. Dönem sonu ödevlerimizi verecektik ve biz klasik olarak son güne bırakmıştık. Aynı anda başlamıştık ancak o daha önce gözüküyordu. Maketlerimizi ve sunum için gerekli olan slaytı tamamlamıştık ikimizde, bi dosyalarımız kalmıştı. Ben aşırı sıkılmış ve yorulmuştum o yüzden hiç yapasım gelmiyordu ancak 'zorunda olmak' diye bir durum vardı ve ben o durumun içerisindeydim. Hoca özellikle el yazısıyla istediğini söylemişti dosyaları.

Lanet karı bi salmıyordu bizi.

Neyseki son dönemimizdi, mezun olmamıza çok az kalmıştı. Mezun olduğum gibi yurt dışındaki firmalarla konuşmaya başlayacaktım, Su'yla da konuşmuştuk ve o da aynı şeyi yapmak istiyordu. Ondan sonrasında önce bir ev sahibi olacaktık, ardındansa evlenecektik.

Güzel hayaller, neyseki gerçekleşmeleri imkansız değiller.

(Y.N.: Su ve Toprak'ın aynı sınıfta olduğunu biliyorsunuz zaten, mesleklerini nerde söylediğimi unuttum ama son sınıflar ve mimarlık okuyorlar. Mühendislik demişte olabilirim ama sonra mimarlık olarak değiştirecektim ama işte nerde söylediğimi unuttum... Neyse işte siz böyle varsayın.)

Sinir stres olmak el yazısını etkileyebiliyordu, bu yüzden tüm stresimi, sıkıntımı bir kenara koyup yazmaya odaklandım. Zamanın ne ara geçtiğini fark etmeden son noktayı koydum ve rahat bri nefes verip kafamı kaldırdım. Su'nun beni izlediğini fark edince "Ne ara bitirdin sen?" diye sordum şaşkınlıkla.

"Çok değil 10 dakika falan önce ya."

"Niye o kadar hızlı yazdın ki?"

"Seni izleme fırsatım olsun istedim, amacıma ulaşmam içinde hızlı yazmam gerekiyordu bende gerekeni yaptım." diyip omuz silkti.

Dudaklarım benden bağımsız yukarı kurulurken dosyamı her an bir şey olacakmış gibi özenle masanın üstüne bıraktım. Onun yanına adımlayıp -odanın bir köşesinde demiştim ama oda oldukça küçük, doğru düzgün mesafe yok aramızda biz mal olduğumuzdan bunun işe yarayacağını düşünmüştük ama yaramamışta değildi bu durumda o kadar mal değiliz beyniniz yandıysa okumaya devam- dosyasını aldım ve arkamı dönüp benimkinin yanına koydum. Geri yine yanına gidip ellerimi kalçasının altından geçirdim ve kucağıma aldım.

Mest olmuş gibi beni izlerken "Bence bi kerede benim üstte olduğum bi smut okusunlar." diye güldüm ve dudaklarımı hızla dudaklarının üstüne kapattım.

Smut okumayı sevmeyenler bundan sonrasını okumasınlar tşk. Okuyanlara da iyi okumalar.

Öpüşmemiz derinleşirken odasının açık kapısından içeri girdim. Hafifçe aşağı kayan bedenini yukarı kaldırırken yanlışlıkla alt kısımlarımız birbirine sürtünmüş, ikimizinde inlemesine neden olmuştu. Nefes nefese geri çekilip vakit kaybetmeden çenesine bir öpücük kondurdum. Dudaklarımı aşağı doğru yönlendirip adem elmasına getirdim. Dilimi büyük bir baskıyla adem elmasına bastırıp hafifçe ısırdım.

Zayıf bir sesle "Toprak." diye inledi.

Dilimi teninde ilerlettim, bu defa durağım köprücük kemikleriydi. Önce ısırıyor, azından dilimle yalayıp son olarak emiyordum. Yarına birkaç iz kalacağı kesindi ama bunun ne kadar umrumuzda olduğu meçhuldü. Ellerimi tişörtünün eteklerine getirip hızlıca üstünden çıkardım, aynısını kendi tişörtüme de uyguladım.

Dudaklarımı bu defa göğüs uçlarının üstüne kapattım. İlk dil darbemle "Toprak." diye bağırmış, istemsiz olduğunu bildiğim bir şiddetle tırnaklarını sırtıma batırmıştı. Biriyle elim, diğeriyle ağzım ilgilenirken "Toprak dayanamıyorum." dediğini duydum Su'nun.

Sırıtarak geri çekilirken zevkten baygınlaşmış gözleriyle surat ifademe bakmış "Piçlik yapma pezevenk." demişti. Dediğine daha çok gülerken dudaklarına uzanıp öpmeye başladım. Bir yandan da bir elimi eşofman altının arkasına götürüp içeriye soktum. Parmağımla baksırının üstünden deliğiyle oynamaya başladım. Şaşkınlıkla inleyip geri çekilmeye çalıştı ancak izin vermedim. Dairesel hareketler yaparak gerginliğini üstünden atmasını sağlamaya çalışırken bedenimi hareket ettirerek sürtünmeye başladım.

Artık nefesimiz yeterli gelmediği için geri çekildiğimizde dişlerinin arasından "Oyna benimle. Sana ihtiyacım var." diye mırıldandı.

Önce kendimkini, sonra onun eşofman altıyla birlikte baksırını çıkarttım. Komodine uzanıp kremlerden birini -iki tane vardı gerçi- elime alıp birazını parmaklarıma sürdüm ve ben söylemeden karın üstü yatmasını izledim. Parmaklarımdan birini deliğinden içeri gönderirken acıyla inlemişti. Diğer an giren ikinci parmağımla acıyla tıslamıştı. Eh, daha çok ben altta olduğumdan alışık değildi tabii beyefendi. Makas hareketleriyle genişletmeye çalışırken aynı zamanda sırtına ufak ısırıklar bırakıyordum, şartıyla oynanmasının onu rahatlatttığını çok önceden fark etmiştim.

Tamam belki çok önceden değildi ama çoktu.

Sonunda inlemeleri zevk aldığını gösteren şekle girerken parmaklarımı çıkardım. Kremi kendi uzunluğuma sürdükten sonra "Hazır mısın?" diye sordum.

"Bıktım şu sorudan, gireceksin gir amına."

Dediğini yapıp tamamını sokunca acıyla inleyip çok çeşitli küfürlerinden etmeye başlamıştı.

"Bir dahakine bak bakalım kıçının üstüne oturabilecek misin bir hafta saçlarındaki protein moleküllerini siktiğim."

Dediğine gülerken yavaşça hareket etmeye başladım. Çok geçmeden alışıp bana uyum sağlarken komşuların seslerimizi duyup duymadıklarını merak etmiştim bir an için. Elimi onun uzunluğuna sarıp ritmimle çekmeye başladım. İnlemelerinin desibelleri artarken ondan farksız olduğum pek söylenemezdi.

Dişlerinin arasından bir nefes alırken "Toprak geliyorum. Sikeyim-ah." gibi bir şey söylemiştim.

Yüksek sesle inleyip "Birlikte." diye mırıldandım. İkimizde aynı anda zirveye ulaştığımızda zar zor kendimi yana attım.

"Yıkanmamız gerek." diye mırıldandığını duydum ancak ikinizde yorgunluktan kıpırdayamamış, çok geçmeden uykuya teslim olmuştuk.

°
Selamlar hehehe,

Nabersiniz?

Bu bölüm kısa oldu biliyorum ama ciddi olaylara hemen girmeyelim hemen dedim.

Çok uzatmayayım en iyisi.

Neyse sizi seviyorum,

Çamur | Texting ¦ Boy×BoyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin