Çamur | Texting ¦ Boy×Boy

fifti tu

Bölümün neredeyse tamamı smut olduğundan okumak istemeyenler okumasınlar tşk.

Gözlerim bu defa ne kıpırtıyla ne de sıcaklıkla açıldı, kendiliğinden açılıverdi. Uyku mahmurluğuyla gerinip yanıma -Su'nun tarafına- doğru elimi attım. Boş olduğunu biraz yokladıktan sonra fark edince kaşlarım hafiften çatılsa da bozuntuya vermeden gerinmeye devam ettim.

6 gündür ne evden çıkmıştık, ne de yataktan. Yediğimiz tek şey birbirimizdi resmen ama şikayetim yoktu, onunda olduğunu sanmıyordum. Anneme babamı Berk'te kaldığımı söyleyerek oyalamasını söylemiştim. Özge'yse bunu duyduğunda kafayı yiyip Berk'le, Su ve benim için instagramda fan sayfası açmışlardı. Baya bir ilgi görmüştü bu durum. Yorumlar genellikle "Acaba hangisi üstte?", "Toprak üsttedir.", "Su'daki yakışıklılığa bak ya.", "Abi Su Toprak'a nasıl bakmış acaba? -ki buna "Gözüyle." diye bir sürü yorum geliyordu-, "Ya Su yüzünden ellere çok dikkat etmeye başladım ama onun gibisini hiç görmedim." vb. şeyler oluyordu.

Ben yan karakterdim resmen sayfada.

Öyle arada açıp okuyorduk yorumları ve Su'yun götü kalkıyordu. Sonra ben indiriyorum bir şekilde. Ne şekilde olduğu sizin hayal gücünüze kalmış. İpucu, ikimizde zevk alıyoruz.

Gözlerimi ovuşturarak açtım ve yatakta doğruldum. Ellerimi çektiğimde omzunu kapının pervazına yaslamış halde beni izlediğini gördüm Su'nun. Sırıtıp öpücük yolladım. O da aynı şekilde sırıtırken havada yakalayıp arkasını döndü ve hafifçe eğilip kalçasına yapıştırdı. Kafamı iki yana sallayıp gülerken yatağa doğru adımlamaya başladı. Elimle saçlarımı karıştırırken yatağın ucuna oturdu.

"Günaydın." diyip esnedim.

"Günaydın bebeğim."

"Erkencisin."

"Kahvaltı hazırladım. Sende nasıl bir metabolizma varsa, eridin 6 günde resmen."

"Önce tatlı."

"Tatlı mı çekiyor canın?"

Munzurca sırıtırken "Hm hm." diye mırıldandım.

"Dolapta çokonat olacakt-"

Elinden tutup üstüme çektiğimde lafı yarıda kalmıştı. İfademden ne demek istediğimi anlamış olacak ki "Ama kahvalt-" diyordu ki dudaklarımı dudaklarına bastırınca susmak zorunda kaldı. Alt dudağını ısırıp dilini hafifçe ısırdım.

İnleyip üstüme abanırken "Kahvaltı soğuyacak." diye mırıldandığını duydum. Önemsemeden dilimi damağına sürtüp dudaklarımı geri çektim. Islak öpücüklerle kulağının arkasına doğru yol aldım. Biraz orda oyalandığımda iyice gevşemişti. Küçük ısırıklarla boynuna ilerleyip geçtiğim yerleri dilimle yaladım.

"Toprak." diye inleyip geri çekildi. Ben gidecek falan diye düşünürken kafasını aşığı eğdi. Dilini göğüs ucumda hissedince şiddetle inledim. Belim yay gibi gerilirken ellerimi saçlarına attım. Arada dişlerini sürterek emerken bir elini pikenin kapatamadığı üyemi kavramıştı. Kalçamı ona doğru kaldırırken adını inledim. Diliyle alt tarafıma doğru ıslak bir yol çizdi.

Penisimin ucuna bastırdığı dudaklarıyla nefesim kesilirken hırıltılı bir nefes verdim. Ağzına alıp hareket etmeye başladığında inlemelerimde artmıştı. Boğazının gerilerine gitse de zorlanmıyordu.

Yaptıra yaptıra alıştırdım desem çok mu kaçardı?

Hafifçe dişlerini sürttüğünde dudağımı ısırdım. Doyamıyordum ona. Sürekli canım onu istiyordu ama bu hiç rahatsız etmiyordu. Sadece evden çıktığımızda ne yapacaktım onu düşünüyordum. Sanki daldığımı fark etmiş gibi, ne ara ıslattığını bilmediğim parmaklarından ikisini bir anda deliğime itti. Acıyla inlerken penisimi ağzından sesli bir şekilde çıkarttı ve "Şşş." diye mırıldandı o etkileyici ses tonuyla. Makas hareketleriyle deliğimi genişletmeye başladı -her ne kadar dün de yapmış olsakta, hemde 4 kere falan, deliğim genişlememişti-.