fifti for

11.5K 667 552
                                    

"Anlah senim belanyı versim BerkoRUSPUÇOCU. Sem ne hakla beni silip-hayır sen silgi değilsin ki benşi silesin." Aniden kahkaha atmaya başlayınca hafifçe geri çekildim. İnsanın kendi kendine kahkaha atması bu kadar ürkütücü durmamalıydı. Bir süre güldükten sonra ağzını şapırdatıp sözlerine devam etti. "Sen nası bi oğuspu çocusun ulam? Annen sama hamileyken tubalette ekmek mi yemişşşşşş-şşş bak müziği duyupo musun? Sen duyamazsın ki, orusğu çocuklarının kulakları sabır oluemuş. Toprak sende duyamazsın-ahahahaha ailen senden nasıl nefret ediyorsa adını gitmişler Toprak komuşlar. Hani derleb ya Toprrrrrra-yarrak geldik Toprak'a gidçes. Gelen geçen sana mı geliyoe Toprak-ahahahaha. Bu arada Berk sen bana güzel kodun yalnız, 2 gün kalkamadşm lan yataktanş."

(Y.N.: BUNDAN SONRASINI NORMAL KONUŞUYOR GİBİ YAZACAĞIM ÇÜNKÜ YUKARIYI YAZARKEN BİLE KANSER OLDUM, anlayış gösterin lütfen xlzlaşzlaöözmamxöaö. Altta yazacağım Dalay'ın kısımlarını siz üsttekiler gibi yazmışım gibi okuyun lütfen, tşk.)

İkimizde dehşet içinde, sarhoş halde, sürekli konudan konuya atlayıp duran, zaman zaman kendi kendine gülmeye başlayan ve birden durup tekrar konuşmaya başlayan Dalyarrak'a-diğer bir deyişle Dalay'a bakıyorduk. Su hâlâ gelememişti ve ben hangi sikik sebeptendi bilmiyordum çünkü Dalay geldiğinden ve ben onu koltuğa oturttuğumdam beri Berk'te, bende yerimizden kıpırdayamamıştık. Geldiğinden beri yarım saati geçkin bir zaman olmuştu ve ya gülmüştü ya da konuşmuştu; bizim çıtımız çıkmamıştı.

Bir anda ayağa kalkınca gözlerimiz sınırlarını zorlayarak daha çok açıldı. Yüzünü tavana doğru kaldırıp "Biri beni siksin." diye bağırdığında çizgi filmlerdeki o arkada kısa süreliğine çalan bip sesini duyduk birkaç saniye. Ardından ben kahkaha atmaya başlarken Berk 'Ben ciddi ciddi bunu mu siktim amına koyarım, bari siktiğim insan akıllı çıksaydı.'  konulu bir bakışla etrafı izliyordu.

Dalay kendini koltuğa attığında benim yanıma atlamadığı için şükretmiştim. Berk o düşmesin diye duruşunu düzeltti, kafasını alıp bacaklarının üstüne koydu. Dalay ona alttan bakarken yavaşça elini uzatıp parmak uçlarıyla yüzüne dokundu.

"Niye beni öyle bırakıp gittin ki? İlk öpücüğüm de sen aldın, bakirliğimi de, aklımı da, kalbimi de. Neyine yetmedi ki? Niye yetmedi? Senin zaten Toprak'ın vardı ama benim senden başka arkadaşım bile yoktu. Sabah öyle yalnız başıma kalktığımda sığınacak kimsem yoktu. Canımı aldın amına koyayım, yetti mi bari bu sefer?"

Berk sertçe yutkunurken "Be-Ben-" diye kekeliyordu ki Dalay parmağını dudaklarının üstüne getirip onu susturdu.

"Şşş siktiğimin hiçbir sözü yaşadıklarımızı ve benim yıkıldığım gerçeğini değiştirmeyecek o yüzden o becerilesi ağzını kapat lanet olası pislik."

Sesini bir anda amerikan dublajlarındaki gibi kullanınca kişner gibi ses çıkardım. Ne var, bana bu dublajlar komik geliyor. Dalay'ın gözleri bana çevrilince hemen yüzümü düz bir ifadeye bürüdüm.

Gözlerini kısıp "Bak hele bak, şuna bak. Nasıl da gülüyor pişkin pişkin? Zevk alıyorsun di mi bu tartışmadan? Berk sana kaldı diye seviniyorsun? Senin ağzına sıçarım pis karı." dedi bağırır tonda ve üstüme atlamak için doğruldu. Allah'tan Berk arkasındaydı da, tutmuştu.

"Senin varya derini yüzeceğim. Sonra yüzdüğüm derinin altındaki kaslarına iğne batırıp üstüne tuz dökeceğim. Tuzun üstüne limon kolanyası, onun üstüne sıcak, akışkan olan alüminyumdan dökeceğim. Kemiklerini köpeklere, giysilerini Mehmetçik vakfına vereceğim, en azından dünyaya bir yararın olur. Yelloz karı, hep senin yüzünden bu haldeyiz. Nolmuş siz evli olduğunuz halde Berk beni senle aldattıysa? Yoksa seni mi benle aldatmış oluyor? Lan yoksa Berk kendini kendini sikip ikimizi de mi aldatmış oldu? Hassiktir sen ne oruspu çocuğu bi insan evladısın? Nefret ediyorum cidden senden, dokunma bana o pis ellerinle."

Çamur | Texting ¦ Boy×BoyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin