Başımdaki ağrıyla gözlerimi açtığım gibi geri kapattım. Parmaklarımla şakaklarımı ovuşturdum. Çok ağırıyordu. Yataktan birden kalkınca gözlerim karardı ve yatağa geri oturdum. Ne oluyordu bana böyle? Yavaşça yataktan kalktım. Koridora çıktığımda birçok kapı vardı. Şimdi hangisini çalıcaktım ki.
Ortaya doğru yaklaştım. "Aras" diye seslendim. Kapıyı açtı ve yanıma doğru geldi. "Ağrı kesici var mı diye soracaktım. Umarım rahatsız etmedim" dedim. "Rahatsız etmedin. Gel vereyim ilacı" dedi. Merdivenlerden aşağı inince onu takip ettim. Bir kapının önünde durdu. Ecza dolabı vardı. İlacı uzatınca hemen aldım. Kaşları hep çatıktı. "Sen iyi misin? Dün iyi gözükmüyordun" dedi.
Kafamı sallayarak "Başım biraz ağırıyor,ilacı içince geçer" dedim. "İstersen gelme okula" dedi. "Hayır gelirim" dedim. Başını sallayıp gitti. Ben de mutfağa geçip ilacı içtim.
İlacı içince odaya çıktım. Hazırlanmaya başladım. Hazırlandıktan sonra çantamı alıp odadan çıktım. Aras'ı koltukta beni beklerken buldum. Geldiğimi görünce ayağa kalktı. Evden çıkınca arabaya bindik.
Arabada Aras bana bakıp "Daha iyisin şimdi değil mi?" dedi. "Evet" dedim. Gerçekten de başımın ağrısı geçmişti. "Ben dün indiğim yerde inebilir miyim?" diye sordum. Olumlu anlamda başını salladı. Arabayı çok ciddi kullanıyordu.
Araba durduğunda inmeden önce Aras bana dönüp sert bir sesle "Geç kalma" dedi. "Peki" dedim. Aras gittikten sonra dudaklarımda küçük bir tebessümle okula doğru yürümeye başladım.
Okula ulaştığımda geç kalmamıştım. Hemen sınıfa doğru gittim. Aras oturmuş telefonuyla ilgileniyordu. Geldiğimi görünce başını kaldırdı. Sonra geri telefonuna döndü. Hoca geldiğinde ders başlamıştı.
Bugün de aynı şekilde dersler bitmişti. Aras yine aynı yerden alacaktı beni. Okuldan çıktım. Aras'ın beni alacağı yere doğru gitmeye başladım. Yaklaşmıştım... Ama karşıdan gelen kişiyi görünce dondum kaldım.
Babam... Karşıdan bana doğru sinirli sinirli geliyordu. Kıpırdayamıyordum. Korkuyordum... Hem de çok... Aras neredesin? Lütfen gel... Yanıma yaklaşınca kolumu tuttu ve sıkmaya başladı. "Ne istiyorsun?" diye sordum. Kolumu çekmeye çalışınca daha çok sıkmaya başladı. Dişlerinin arasından "Eve döneceksin" dedi. "Dönmeyeceğim" dedim. Kolumdan sürüklemeye başladı. Ağlıyordum. Aras da yoktu.
İşte Aras'ın arabası oradaydı. Bu tarafa doğru geliyordu. İçimden beni görsün diye dualar ettim. Araba tam yanımda durdu. Aras arabadan inince babam kolumu bıraktı. Kaçmaya başladı. Ben şaşkın şaşkın arkasından bakıyordum. Ağlamam şiddetlenmişti. Ne istiyordu benden. Aras beni kucağına alıp arabaya bindirdi. Hıçkırıklarım iç çekmelere dönmüştü.
Aras başka bir yola sapınca eve gitmediğimizi anladım. Nereye gittiğimizi sormadım. Başımı cama yaslayıp gözlerimi kapattım ama uyumadım.
Araba durunca gözlerimi açtım. Uçurum gibi bir yere gelmiştik. Her yer gözüküyordu. Burası harika bir yerdi. Aras'a döndüm. "İn hadi" dedi. Arabadan inince rüzgar bedenimi esir almıştı. Çok soğuktu ama üşümek iyi hissettiriyordu.
Aras'a dönüp "Neden buraya geldik?" dedim. Derin bir nefes alıp "Herşeyi anlatman için" dedi. Anlamamış gözlerle ona baktım. "Neden evin olmadığını? , Vücudundaki izlerin nedenini? , Bugün seni sürükleyen adamın kim olduğunu? artık bunları öğrenmeye hakkım var diye düşünüyorum." dedi. Ona doğru dönerek "Anlatıcam ama şimdi değil lütfen" dedim ve devam ettim. "Yarın okuldan sonra kendimi iyi hissedersem anlatacağım" dedim.
Evet anlatacaktım çünkü aynı evde yaşıyorduk ve bilmeye hakkı vardı. O konuşmadan sonra eve gelmiştik. İkimizde direk odalara geçmiştik. Yarınki yapacağım konuşmayı düşünmeyecektim. Gözlerimi kapatıp huzurlu bir uykuya daldım.
Yorum ve vote unutmayalım 😊
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeşil Kiraz 🍒
RomantikAlya ; Babası tarafından sevilmeyen , her gün dayak yiyen , hiçbir şeye umudu kalmayan bir kız... Acılar içinde yoğurulmuş küçücük bedeni bunları yaşamaya mahkûm kalmıştı... Her hikaye bir şansı hak eder... Sen de bu hikayeye bir şans verir misin?