20. Bölüm

341 16 0
                                    


Aras

Alya... Zehirli bir sarmaşığın içimde kök salması gibi tüm hücrelerimi çepeçevre sarıyor, gün gün beni saran o dalların içine mahkûm ediyordu. Hangi yöne dönsem değil, yönüm o olmuştu.

İmkansıza kapılmak gibiydi... İmkansızların en güzeliydi...

Başta sonu bilinmez bir yola girdiğimi sanmıştım. Yolun sonunu tahmin edemiyordum. Ama şimdi bu yolun başından sonuna kadar o var.

Ona sevgim kelimelerle anlatabilecek kadar basit değil. O sadece yaşayarak öğrenilebilecek ve hissederek sevilebilecek güzellikte. Ve onu sadece ben yaşayıp hissedebilirim... Sadece ben...

Şimdi göğsümde uyuyan meleğimi izliyordum. Saf ve duru bir güzelliği vardı. O gözlerinin her masum bakışında daha fazla bağlanıyordum. Onu kimse görmesin istiyordum. Sadece ben göreyim, sadece ben dokunayım istiyordum.

Onu ilk gördüğümde hissettiğimin çok farklı şeyler olduğunu anlamıştım. Parkta tek başınaydı. Bir kız tek başına olduğunda ya gidecek yeri yoktur ya da canı sıkkındır.

O gece evini, kiminle yaşadığını, hangi okula gittiğini araştırmıştım. Gece boyu uyumamıştım. Kolejde burslu okuduğunu öğrenince ben üniversiteyi bitirmeme rağmen sadece Alya için o liseye gittim.

İşte o zaman babasından şiddet gördüğünü anladım. O adamı kaç kere uyardım kendi yetmiyormuş gibi bir de adamları çıktı. Şuan bir depoda kalıyor.

Alya'nın tabiki de haberi var ona söylediğimde ilk tepki vermemişti sonrasında ise sarılıp teşekkür etmişti.

Alya hareket edince ona baktım. İyice göğsüme yerleşiyordu. Gülerek burnumu saçlarına götürdüm. Kokusunu içime çekerek öptüm.

Yavaşça kucağıma alarak yukarı çıktım. Odasının kapısını açarak içeri girdim. Yatağa yatırdım ve alnını öptüm.

Odadan çıkıp aşağı indim. Televizyonu kapatarak oturdum. Telefonum çalmaya başlayınca elime alıp arayan kişiye baktım. Babam arıyordu ben onu tamamen unutmuştum.

Telefonu açarak kulağıma koydum.

"Efendim baba"

"Aras hallettin mi konuştuğumuz meseleyi?"

Sıkıntıyla nefes verdim. Ne diyecektim şimdi?

"Yok baba"

O da aynı şekilde nefes verince ne yapacağımı şaşırdım.

"Acele et Aras! Lütfen!" Diyerek telefonu kapattı.

Babam benden bir şey istemişti. Şirkette ortağıyla beraber girdiği ihale için aylardan beri uğraşıyorlardı. Ama uğraşmalarının hepsi boşa gitti. İhaleyi karşı taraf aldı. Şuan ise karşı şirketin sahibi babama bir teklif sunmuş. Kızımı oğlunla evlendirelim bu ihaleyi sana vereceğim demiş. Babam da benim oğlum evli demiş.

Kaza olmadan önce bu konuyu konuşmuştuk. Bağırıp çağırmıştım ama sonra Alya'yı görünce sakinleşip tamam hallederim demiştim. Şimdi gel de hallet bakalım!

Alya'ya ne diyeceğimi bilmiyorum. Nasıl söyleyeceğim? Ayağa kalkarak mutfağa gittim. Bardağa su doldurup içtim. Yok rahatlayamıyordum. Ya beni yanlış anlarsa?

Yukarı çıkıp yatağa oturdum. Derin nefes aldım. Soğuk duş bana iyi gelebilirdi.
Duşta yarım saat kadar oyalandıktan sonra çıktım. Üstümü giyerek Alya'nın yanına gittim. Hâlâ mışıl mışıl uyuyordu.

Yanına uzanarak kendime çektim. Sanki aradığını bulmuş gibi anında sarıldı. Eksik parçam tamamlanmıştı işte. Huzursuz ama mutlu bir uykuya bıraktım kendimi.

Yeşil Kiraz 🍒Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin