Sevmek ve sevilmek... Bu iki kelimeyi hissedebilmek için insan herşeyi yapardı. Çok güzel bir duyguydu.
Allah'a şükürler ediyorum. İyi ki onu karşıma çıkardı. O kadar çektiğim acıların sonunda Aras olacağını bilseydim, o acıları tekrar çekerdim.
Bugün insanların en mutlu gün diye tabir ettiği gündü. Beyazlar içindeki kendim bana o kadar yabancıydı ki tanıyamıyordum. Keşke ailem olsaydı da bu mutlu günümde yanımda olsalardı.
Kapının tıklanma sesiyle kendime geldim. Kapı yavaşça açılarak tüm ihtişamıyla Aras ve Erol Bey girdi. Gözlerim Aras'ta kitlenmişti. Birbirimize hayran olmuşcasına bakıyorduk.
Erol Bey yanıma yaklaşınca elinde kutu olduğunu farkettim. Kutuyu açıp içindeki inci kolyeyi boynums taktı. Mahçup bakışlarla elini öpüp teşekkür ettim.
Erol Bey odadan çıkınca hızlı adımlarla Aras'la aramızdaki mesafeyi kapattım. Kollarımı beline sarıp başımı sıcacık göğsüne yasladım.
"Alya sen çok güzel olmuşsun."
Geri çekilerek yüzünü avuçlarımın içine aldım. Utanarak konuşmaya başladım.
"Sen de çok fazla yakışıklı olmuşsun."
Alnımdan öperek yüzüme uzunca baktı. Kapı açılınca o tarafa döndük. Öykü içeri girdi. Bize hayran gözlerle bakmaya başladı.
"Ya ama siz çok güzel oldunuz ama herkes aşağıda sizi bekliyor. Hadi bakalım."
Birbirimize bakarak gülümsedik. Kolunu uzattığında koluna girdim. Yavaş adımlarla yürümeye başladık. Merdivene ilk adımımızı attığımızda alkış sesleri yükseldi. Merdivenler bittiğinde nikah masasına doğru gittik.
Şahitler Öykü ve sevgilisiydi. Nikah memuru geldiğinde heyecanım artmaya başladı. İlk olarak adımız ve soyadımızı sordu.
"Siz Alya Kıran hastalıkta, sağlıkta, iyi günde, kötü günde Aras Ateş'i eş olarak kabul ediyor musunuz?"
Gözlerine baktım. Mutlulukla bana bakıyordu. Heyecandan titreyen elimi tutarak yüzüme baktı.
"Eveet"
Alkış sesleri yükseldi. Aynı soru Aras'a da soruldu. Ne dediğini ona bakmaktan duyamamıştım. Şahitlere de soruldu ve onlar da evet dedi.
Önümüze gelen defteri ilk Aras, sonra ben, sonra da şahitler imzaladı. Nikah memuru cüzdanı bana uzattı. Aras ayağa kalkarak alnımı öptü. Öykü gözleriyle birşey anlatmaya çalışıyordu. İlk anlamadım. Tabi anlamam uzun sürmedi anlamamla Aras'ın ayağına basmam bir oldu.
Aras'a döndüğümde yüzünü buruşturmuştu. Kahkaha atarak sarıldım. Müzik çalınca elimi tutarak piste doğru yürüdük. Müzik başlayınca şaşırmıştım.
Sezen Aksu-Seyirlik Değil Ömürlük Olsun çalıyordu. Televizyondaki dizilerden biliyordum bu müziği ve kendi kendime düğünümde bunun çalmasını istiyorum demiştim. Tabi çok öncedendi.
Gözlerim anında doldu. Aras ellerini belime yerleştirerek beni kendine doğru çekti. Ben de ellerimi omzuna koydum. Aras'ın böyle birşey yapacağı aklıma gelmemişti. Gözyaşlarım firar edince Aras'a baktım.
Kaşlarını çatmış bakıyordu. Bir eliyle gözyaşımı sildi. Başımı omzuna koydum.
"Ben teşekkür ederim. Seni çok seviyorum."
Ben de seni seviyorum demedi. Bunu hissettirdi. Müzik bitince biz oturduk. Coşkulu müzik çalmaya başladı. Kızlar coşmaya başladı. Gülerek izledik onları.
Saat ilerlemişti. Kızlarla bol bol göbek atmıştık. Aras da kıskançlığından geri oturtmuştu. Başımı tam Aras'ın omzuna koyacaktım ki ayağa kalktı. Sorar gözlerle ona baktım. Sahnenin ortasına doğru yürüdü.
Tam ortada durdu. Bir yanında Öykü'nün, diğer yanına Gece'nin sevgilisi vardı. Öykü ve Gece de benim yanıma gelmişlerdi. Ne yapacaklarını merak ediyordum.
Zeybek çalmaya başlayınca şaşkınlıkla Aras'a baktım. Oynamaya başlayınca o kadar yakışıklı duruyordu ki gidip boynuna atlayasım geldi. Oynayarak masanın önüne doğru geldi. Gülerek izliyordum. Dizinin üstüne çöküp oynamaya devam etti.
Arkadan alkış sesleri geldi. Ben bu adama ölürdüm. Müzik bitince yanıma geldi.
Herkes yavaş yavaş kalkmaya başladı. Gelenler tebrik ediyor ve takı, para gibi şeyler takıyorlardı.
Herkes gittiğinde salonda sadece Öykü, Gece, sevgilileri ve biz kalmıştık. Konuşa konuşa salonun çıkışına geldik. Gülümseyerek kızların yanına gittim. Sımsıkı sarıldım onlara.
"Teşekkür ederim herşey için. İyi ki varsınız."
Onlar da gülümseyerek ikisi birden yanağımdan öptü. Aras arabada bekliyordu. Arabaya binip herkese el salladım. Aras arabayı çalıştırdı. Yorulmuştum. Başımı cama yaslayarak Aras'ı izlemeye başladım.
Araba durduğunda geldiğimiz yere baktım. Daha önce gelmediğim bir evdi. Aras'a baktım."Hadi güzelim."
Kapıyı açıp dışarı çıktım. Aras elimden tutup eve doğru yürümeye başladı. Kapının önüne geldiğimizde Aras durdu.
"Evimize hoşgeldin meleğim. Hayatıma neşe katan kadın."
Gözlerim dolmuştu. Boynuna sımsıkı sarıldım.
"Sen de hayatıma hoşgeldin. İyi ki karşıma çıktın. İyi ki... İyi ki kocam oldun."
Şaşkınlıkla gözlerime baktı. Şaşkınlığının yerini mutluluk aldı. Evin kapısını açarak içeri geçtik. Odaları bilmediğim için Aras'ın önden gitmesine izin verdim.
Peşinden giderken bir yandan da evi inceliyordum. Çok güzel bir evdi. Aras odaya geçtiğinde yerimde durduğumu farkettim. Hızlı adımlarla peşinden gittim.
Yatağa doğru gidip oturdum. Yanıma gelip oturdu. Belinden tutarak bacağına oturttu. Dudaklarını yanağıma bastırdı. Kalbim yerinden çıkacak gibi atıyordu.
Yerimde huzursuzca kıpırdanıp kalkmaya çalıştım. Tabi başarısız oldum. Aras izin vermedi.
"Alya"
Yüzüne baktım. Canı sıkkın duruyordu.
"Sen istemediğin sürece hiçbir şey olmayacak biliyorsun değil mi?"
Gözlerine baktım uzunca. Hissettiklerimi anlasın diye. Ani bir şekilde dudaklarımı dudaklarına bastırdım.
Ne oldu, nasıl oldu hiç hatırlamıyordum. O gün tam haliyle biz olmuştuk. İyi ki olmuştuk. Hem bedenen hem de ruhen birleşmiştik. Çok seviyordum. Bunu anlatmama kelimeler yetmiyor. Ne kadar anlatırsam anlatayım fayda etmez içimdeki aşkı anlatmaya yetmez. İyi ki hayatımdasın adam. İyi ki...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeşil Kiraz 🍒
RomanceAlya ; Babası tarafından sevilmeyen , her gün dayak yiyen , hiçbir şeye umudu kalmayan bir kız... Acılar içinde yoğurulmuş küçücük bedeni bunları yaşamaya mahkûm kalmıştı... Her hikaye bir şansı hak eder... Sen de bu hikayeye bir şans verir misin?