Burnuma dolan kokuyla gözlerimi araladım. Bir an nerede olduğumu hatırlamaya çalıştım. Yanımda yatan adamı görünce herşey zihnime doluştu.Hâlâ uyuyordu. Yüzümü göğsüne iyice gömerek incelemeye başladım. Kemikli yüz hatları, dolgun dudakları, uzun kirpikleri ve hafif yukarı doğru kalkmış olan burnu ile kusursuzun da ilerisindeydi.
Gözlerini birden açınca havaya zıpladım. Yüzünde tebessüm oluştu.
"İncelemen diyorum bitti mi?"
"N-ne incelemesi ya ben şey olmuşum. Dalmışım hıhı evet."
Ne diye öyle birden açtı ki gözlerini? Beklemiyordum. Gözlerimi kaçırarak konuşmama güldü.
"Yalan söyleyince ve utanınca hemen kızarıyorsun."
Ne diyebilirdim ki gülümseyerek başımı eğdim. Dudaklarını saçımda hissettim. Gülümsemem daha çok büyüdü. Bu anın huzuruyla gözlerimi kapattım. Kollarımı beline sardım. Çenemden tutarak başımı kaldırdı. Dudaklarını kulağıma yaklaştırdı.
"Ben sana çok aşığım Alya Kıran"
Aras'tan
Kıpkırmızı olduğunu hissedebiliyordum. Bilerek geri çekilmedim. Saçlarını geriye atarak burnumu boynuna gömdüm. O mis kokusunu içime çektim. Bu hissin tarifi yoktu. O kadar güzel bir duygu ki anlatamam. Ben kimseye aşık olmam diyen Aras ATEŞ ruhu kırık bir kadına aşık oldu. Yok hayır aşk denemez buna aşk kadar basit bir duygu değil benimki. Adını bilemiyorum ama aşk değil bunu biliyorum.
Yavaşça geri çekildim. Gözlerini sıkıca kapatmış öylece duruyordu.
"S-sen duydun mu?"
Hep benimle konuşunca heyecanlanıyordu.
"Duydum. Şimdi hem gözlerini hem de kollarını aç."
Kollarını açtı ama gözleri hâlâ kapalıydı. Ah sen nasıl bir şeysin? Kollarımın arasına aldım. Sıkıca sarıldım. Başını hemen göğsüme yasladı.
"Güzelim iyi misin?"
Başını olumsuz anlamda sallayınca güldüm."Benden utanma"
Bedenini yavaşça uzaklaştırdım. Birden uzaklaşınca sıcaklığını özledim. Hâlâ yüzüme bakmıyordu. Başımı yastığa yaslayıp izlemeye başladım. Zorlamak istemiyordum onu.
Gözlerime bakınca içim acıdı. Benim meleğim ağlıyordu. Her gözyaşında kalbimin sızısı daha da arttı. Yerimde doğrularak ellerimle yüzünü kavradım. Gözyaşlarını sildim. Alınlarımızı yasladım.
"Alya'm noldu?"
Gülümseyerek gözlerime baktı. Elleri çıkmaya yüz tutmuş sakallarımla oynamaya başladı.
"Aras iyi ki varsın. Ben hiç bu kadar mutlu olmamıştım."
Kollarını sıkıca boynuna doladı. Son cümleyi utanarak söylemişti. Masum meleğim benim. Kulağına yaklaşarak fısıldadım.
"Sen de iyi ki varsın meleğim"
Alya'dan
O kadar huzurluydum ki anlatılmazdı bu. Hastaneden çıkmıştık. Doktor iyi olduğunu söylemişti. Şuan evde ona çorba yapıyordum. Bu çok güzeldi sanki evliyiz de ben yemek yapıyormuşum gibi...
Arkamdan biri sarılınca korktum. Kokusundan hemen kim olduğunu anladım. Başımı omzuna yaslayıp yüzüne baktım.
"Korkuttum mu?"
Başımı 'hayır' dercesine salladım. Açıkta kalan boynumu öptü. Gülümsedim. İyi vardı bu adam. Kapı çalınca merakla Aras'a baktım. O da merak etmişti. Açmaya gidince ben mutfakta kaldım.
Birkaç erkek ve kız sesi duydum. Kaşlarımı çattım. Çorbayı kaseye doldurarak tepsiye koydum. İçeri geçtiğimde Aras'ın yaşlarında 2 erkek ve 2 kız vardı.
Tepsiyi Aras'ın önüne koydum. Utanarak da olsa "Hoşgeldiniz" dedim. Aras yan tarafındaki boşluğu işaret ederek yanına çağırdı.
"Çocukluk arkadaşlarım geçmiş olsuna gelmişler."
Bunu deyince gülümsedi. Değer veriyordu onlara.
"Bu da işte size bahsettiğim Alya."
Benden mi bahsetmişti? İçimdeki kelebekler yine kendini gösterdi. Arkadaşlarını tanıtırken gülümsemişti ama benim adımı söylerken gözleri parladı.
"Biz yukarı çıkalım kızlar siz oturun burada."
"Tamam canım."
Sevgiliydiler galiba. Yakışıyorlar birbirlerine. Erkekler gidince kızlar iki yanıma oturdu. Şaşırmıştım. Sarışın olan kız konuşmaya başladı.
"Ben Öykü." dedi gülümseyerek.
Esmer olan konuşmaya başlayınca ona döndüm.
"Ben de Gece" dedi.
"Memnun oldum" dedim çekinerek ama çok sıcakkanlılardı. Hiç arkadaşım olmamıştı.
"Alya ben seni çok sevdim ya" dedi Öykü.
Gülümseyerek "Ben de sizi çok sevdim" dedim.
Gece biraz dalgın gibiydi. Öykü kulağıma yaklaşarak "Yukarıdakiler bizim sevgililerimiz de Gece'yle Faruk kavgalı biraz" dedi.
"Üzüldüm" diyebildim sadece.
Aradan yarım saat geçmişti. Öykü'yle çok iyi anlaşmıştık. Merdivenlerden ses gelince Araslar gülerek aşağı iniyordu. Kızlar da ayağa kalkarak kapıya doğru gittiler. Ben de arkada yürüyen Aras'ın yanına gittim.
Onları uğurladıktan sonra kapıyı kapattım. Arkamı birden dönünce Aras ve kapı arasında kaldım. İki kolunu da kapıya yaslamıştı.
"A-aras napıyorsun?"
Dudaklarını yanağıma bastırarak derin nefes aldı.
"Sevdiğimi özleyemez miyim?"
Tabi bunu söylerken gülmüştü. Ben de parmak ucumda yükselerek dudaklarımı yanağına bastırdım.
"Beni hiç bırakma" dedim.
"Bırakmam güzelim bırakamam. İnsan kendi canını bırakır mı hiç?"
Gülümseyerek kollarımı boynuna doladım.
"Asla bırakmaz"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeşil Kiraz 🍒
RomanceAlya ; Babası tarafından sevilmeyen , her gün dayak yiyen , hiçbir şeye umudu kalmayan bir kız... Acılar içinde yoğurulmuş küçücük bedeni bunları yaşamaya mahkûm kalmıştı... Her hikaye bir şansı hak eder... Sen de bu hikayeye bir şans verir misin?