16. Bölüm

442 12 9
                                    

    Acılar hep mi beni bulur? Sakin bir hayat yaşamak varken neden böyle maceralı bir hayatım vardı ki? İstemiyordum böyle olmayı, böyle yaşamayı...

      Gözkapaklarımı ağır hareketlerle açtım. Sanki bedenimin üzerinde tonlarca yük vardı. Zorlukla yataktan kalktım. Banyoya geçip rutin işlerimi hallettim. Üstümü giyip aşağı indim. Aras inmemişti hâlâ. Mutfağa girdiğimde masa boştu. Umursamadan bardağa su doldurup içtim ve içeri geçip beklemeye başladım.

       Merdivenlerden adım seslerini duyunca başımı kaldırıp bakmadım. Evden çıkıp arabaya bindik. Arabayı çalıştırdı. İkimiz de konuşmuyorduk.

"Alya" dedi yola bakmaya devam ederek.
"Efendim" dedim.
"Bugün annemlere gideceğiz." Deyince şaşırmıştım ama belli etmedim. Cevap verme gereksinimi duymayarak kafamı olumlu anlamda salladım.

      Okul yine her zamanki gibi klasik geçmişti. Aras bir ara gidip geri gelmişti. Şimdi ise hazırlanmış gidiyorduk. Araba durduğunda geldiğimiz yere baktım.

     Çok lüks bir villaydı. Hayatımda hiç görmedim diyebilirdim. Arabadan inip kapının önüne geldik. Aras zile bastı ve kapı açılmadan birkaç saniye önce ellerimizi kenetlendi.

     Ben şaşkınca ona bakmaya fırsat bulamadan kapı açıldı. Kapıyı, kısa ve tonton bir teyze açmıştı. Aras'ı görür görmez sarıldı. Yanaklarını öpmeye başladı. Beni farkedince gözleri parladı.

      "Bu kız kimdir paşam?" Dedi gülerek. Aras kenetli olan ellerimizi havaya kaldırarak gösterdi. Teyzenin yüzünde güller açmıştı. Beni de sararak öptü. Bu beni de içten bir şekilde gülümsetmişti.

      "Hoşgeldiniz. Hadi geçin kapıda kaldınız" diyerek kapıyı arkamızdan kapattı. Salona geçtiğimizde hoş görünümlü bir bayan Aras'ın yanına gelerek "Hoşgeldin oğlum" dedi ve sarıldı.

      Elimi Aras'ın elinden kurtarmaya çalışsam da izin vermedi. Daha sıkı tutmaya başladı. Kadın sonunda beni farketmiş olacak ki Aras'a sorarcasına baktı. Aras gülümseyerek bana baktı. Elimi ağzına götürüp öptü ve "Kız arkadaşım"dedi.

      Kadının yüzü şekilden şekile girmişti. Gülen yüzü bir anda solmuştu. Bir anne neden bu tepkiyi verirdi ki? Daha doğrusu Aras neden beni kız arkadaşı olarak tanıtmıştı?

      Aras'ın bir bildiği vardır diye düşündüm ve bu oyunu devam ettirdim. Kadına sahte bir tebessümle elimi uzattım. "Alya" dedim.
Kadın ilk elime sonra yüzüme baktı. Elini uzatıp "Semra" dedi. Memnun oldum dercesine başımı salladım.

      Salon hoş bir görünüme sahipti. Bordo renginde ağır bir mobilya vardı. Duvarlarda tablolar ve resimler asılıydı. Oturduğumuzda Semra Hanım bize kapıyı açan teyzeye birşeyler söyledi.

      Bizim yanımıza geldiğinde Aras'a bakarak "Baban bugünlük bizimle olamayacak" dedi. Aras olumlu anlamda başını salladı. "Hadi masaya geçelim" deyince ayağa kalktık. Aras anında elimi yakaladı.

      Masaya oturup beklemeye başladık. Yemekler servis edilirken bir kız masaya  oturdu. Bana öldürücü bakışlar atarak "Hoşgeldin Aras" dedi. Aras cevap verme gereğince duymayarak başını salladı.

       Yemekte kimse konuşmuyordu. Semra Hanım bu sessizliğini bozdu. "Ee Aras oğlum siz ne zaman tanıştınız?" Ben yerimde huzursuzca kıpırdandım.

       Bu işi Aras'a bırakarak konuşmadım. Aras konuşmaya başlayıncaya gülümseyerek ona döndüm ve masanın üzerindeki elini tuttum. "Beşinci ayımız" dedi.

        Karşımda oturan kız kaskatı kesilmişti. Aras'tan gözünü çevirmiyordu. Şimdi o gözünü oymak vardı da neyse. Bana yine o bakışlarını atınca ben de tek kaşımı kaldırarak baktım. Kız ağzının açtı ve konuşmaya başladı. "Arascım nasıl oldu da bir kıza bağlanmayı başarabildin?" Diye sordu.

      Aras "Ne önemi var sonuçta seviyorum" dedi. Bu kız kimdi? Aras'tan küçük olduğu belliydi. Kardeşi olsa neden böyle davransın ki?

      Masadan kalkınca salona geçip oturduk. Aras "Ben yukarı çıkıp geliyorum" dedi ve gitti. Semra Hanım da peşinden kalkmıştı. O kızla kaldık baş başa.
     
      Tam karşıma oturdu. Gülerek "Demek Aras'ın sevgilisisin" dedi. Olumlu anlamda başımı salladım. "Merak etme seni de kullanıp bir kenara atacak" dedi. Tam cevap verecekken Aras geldi. Kız bana gülerek baktı. "Hadi gidelim" dedi. Semra Hanım yukarıdan inmemişti. O kız ise Aras'ı görünce yukarı çıkmıştı. Kapıdan çıktık.

       O kızın söyledikleri neden canımı acıtmıştı. -ki zaten Arasla sevgili bile değildik ki kullanıp atsın- Düşünmeyi bırakıp arabaya bindim.

       Arabayı çalıştırınca ikimiz de konuşmuyorduk. Başımı cama yaslayıp gözlerimi kapattım. Araba durduğunda gözlerimi açtım ve geldiğimiz yere baktım. Her zamanki geldiğimiz tepeye gelmiştik.

     Aras arabadan inince ben de indim. Arabanın ön tarafına yaslandık. "Öz ailem değiller" deyince şok olmuştum. "Ne?" diyebildim. Omuz silkerek "Değiller işte onlar öldüler" dedi.

       "Peki bunlar kim?" Diye sordum. "Ben küçükken onlar ölünce yetiştirme yurdundan almışlar" dedi ve devam etti. "Ama onlardan nefret ediyorum" dedi tiksinircesine.

       Ona doğru yaklaştım ve beline sarıldım. O da kolunu omzuma attı. "Alya..." dediğinde dudakları saçlarıma değiyordu. Hafifçe gülümsedim. "Kalbi kırık birinin kalbini onarmak mümkün olabilir belki ama ruhu kırık birinin ruhunu onaramazsın... Ve sen... Sen ruhu kırık bir kadınsın... Ben de ruhu kırık bir adam..."

Medyada Aras var 💜
Yorum ve vote unutmayalım ❤️❤️

Yeşil Kiraz 🍒Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin