O KÜÇÜK KIZ BÜYÜDÜ

56 8 0
                                    

Kafede mesaim bitince çantamı da alıp kendimi dışarıya attım. Etrafıma bakındım. Ama Emir'i göremedim. Ee beni almaya gelecekti. Kim bilir yine kimin peşindeyken unuttu beni.

Onu umursamayarak yürümeye başladım. Tam 4-5 adım atmıştım ki önümde bir motorun duramasıyla bir adım geriledim. Motordaki çocuk kafasındaki kaskı çıkarınca pişmiş kelle gibi sırıtan Emir ile göz göze geldik. Baş parmağımı damağıma koyup yukarı kaldırdıktan sonra Emir'in koluna sertçe vurdum. "Gerizekalı mısın oğlum? Pat diye önümde niye duruyorsun? Korktum be." Diye çıkıştım. Oda bir eli vurduğum kolunda bana gözleri kışık bir şekilde bakıyordu. "Bir şey sorabilir miyim?" diye sordu. "Sor" dedim. Eliyle yaklaşmam için işaret yaptı. Bende biraz yaklaştım ciddiyetle bana baktıktan sonra "Davar mısın? " dedi ciddiyetini bozmadan. Ağzımdan bir ha çıktı. "Diyorum ki bu kolumu 1 ay kullanamayacağım. O ne biçim bir kuvvet öyle." diye açıklama yaptı ciddiyetini bozarak. Gülerek "Hatırlarsan bana böyle vurmayı sen öğretmiştin " dedim. "Güzel ögretmişim demek ki" dedi yakasını silkerek. Onun bu egosuna sadece göz devirdim.

"Hadi binde gidelim Remzi abi bekliyor." dedi elleriyle kaskı uzatarak. "Remzi babam geldi mi? " dedim sevinçle. "Sence" dedi gözlerini devirerek. "Ay sevimsiz" dedim ve kafasına vurdum. Hemen saçını düzeltip "Kızım ben bu saç için kaç saat uğraştım biliyor musun? " diye sitem etti. "Yoo bilmiyorum. Bilmekte istemiyorum. Kim bilir bu saçma saçı yapmak için ne kadar uğraştın" dedim yüzümü buruşturarak. "Sensin be saçma" dedi sinirle. "Tabi canım benim saçma " dedim ve motora bindim. "E kask" dedi kaskı sallayarak. "Oğlum kaç kere beni almaya geldin. Ama hâlâ benim o kask denen çirkin şeyi takmayacağımı anlamadın dimi" dedim bıkkın bir sesle. Hiçbir şey demeden motoru çalıştırdı.

Emir motoru deponun önünde durdurunca motordan indim. Buraya ilk geldiğim gün geldi aklıma. 13 yaşında korkudan titreyen küçük bir kız, yaşadığı şeyler yüzünden bu küçücük yaşında hayattan bıkmış küçük bir kız. Ama artık o korkak, savunmasız, güçsüz kız büyüdü ve güçlü bir kız oldu.

Derin bir nefes alıp içeriye girdim. Emir'inde arkamdan geldiğini duyuyordum. Merdivenleri çıkıp Remzi babamın odasına çıktım.

Yanında ki adamla bir şeyler konuşuyordu. Benim geldiğimi görünce gergin yüz hatları gevşedi ve ayağa kalkıp bana kollarını açtı. Bende onun gibi gülerek onun kollarının arasına girdim ve kollarımı boynuna doladım. "Kızım" dedi saçlarımı okşayarak. Babamdan sonra bana ilk kızım diyen adam. Abim ve annemden sonra bana sevilmeyi öğreten ilk insan. "Babam" dedim içimden gelerek. Çünkü Remzi babam benim öz babamdan daha çok baba denilmeyi hak ediyordu.

Ben babam dedikten sonra güldüğünü hissettim. İşte bir babam lafı bile onu mutlu etmeye yetiyor.

Kollarını çekip " Hadi oturda ben yokken neler yaptın anlat" dedi. Bende gösterdiği yere oturdum. "Hiç, aynı tempoda devam ediyorum. Kafe, ev " dedim umursamazca. "Ali komser denen herif hâlâ kafeye geliyor mu? " dedi kaşlarını çatarak. "Aman geliyorda noluyor aramasını yapıp hiçbir şey bulamayıp geri gidiyor. " dedim umursamaz tavrımı sürdürerek. "O komserin seside çok çıkmaya basladı. Ben onun icabına bakayım." dedi sert bir şekilde. "Babacım" dedim ve ayağa kalkıp ona arkadan sarıldım. Babacım dememle yüzünde gülümseme oluşmuştu bile. "Bak senin o küçük kızın büyüdü artık. Onun için üzülmeyi kes. Ben onun ağzının payını verip gönderiyorum. Hem her gün geliyorda noluyor. Eli boş geri dönüyor. Beni merak etme o komser bozuntusu bana hiçbir şey yapamaz. Hem ben kimin kızıyım." dedim yanağını öperek. Oda az önce gizlemeye çalıştığı gülüşünü daha fazla gizleyemeden gülmeye başladı. İşte bu adamı mutlu etmek bu kadar kolaydı.

Kollarımı çözüp geri yerime oturdum. "Ee sen neler yaptın? " dedim. "Bir iz var mı? " diye en merak ettiğim konuyu sordum. Başını iki yana salladı " Biliyorsun nerde olduğunu bilmiyoruz. Amerika'daki tanıdıklarıma söyledim. Dört bir yana haber saldılar. Eğer ordaysa bulmamız an meselesi. Merak etme yakında intikamını alıcaksın. Sabret biraz. Olur mu kızım. O adam yaptıklarının bedelini ödemeden ölmiyecek. Sana söz veriyorum" dedi. Bende kafamı salladım. Zaten bu hayatta güvenebileceğim kimim kalmıştı ki. Hayatta sırtımı yaslayacağım kimim kalmıştı. Ha birde abim vardı. Benim için hayatını hiçe sayan, benim yüzümden hayatını mahveden insan. Ama ben o adamdan bununda intikamını alacağım. Gözlerimin önünde can çekişecek. Sadece biraz sabretmem gerek.

"Peki. Sabredeceğim. " dedim buruk bir şekilde gülümseyerek. Remzi babamda daha fazla uzatmadı.

O sırada kapıdan Emir girdi. Remzi babam onu görünce "Ece saat geç oldu. Hadi Emir seni eve bıraksın." dedi. Bende kafamla onayladım. Yanına gidip son kez sarıldım ve yanaklarını öptüm. "İyi geceler babacım " dedim gülerek. "İyi geceler kızım " dedi oda benim gibi gülerek.

Emir evimin önünde motorunu durdurunca motordan indim. "Teşşekkür ederim Emir" dedim. "Ne demek Ece Hanım vazifemiz" dedi gülerek. "İyi geceler " dedim. "İyi geceler " dedi ve motoruna atladı. Bana el sallayıp motoru çalıştırdı ve gözden kayboldu..

GEÇMİŞİN İZLERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin