BİR BAKTIM AŞIK OLMUŞUM

6 2 0
                                    

Bazen beklemediğin şeyler olur etrafında. Ne olduğunu anlayamazsın. Ağzını açıp tek kelime edemezsin. Sadece bakarsın. Ne olduğunu anlamaya çalışırsın.

" Ece iyi misin? " gözlerimi bir kaç kez kırpıp merakla bana bakan Melis'e döndüm.

" Sakin ol iyiyim. "
" Pek öyle durmuyorsun ama. Yoksa Ali ile evlenmek istemiyor musun? "

İstiyor muydum? Evet. Peki neden birden böyle olmuştum?

" Saçmalama Melis tabi ki istiyorum. Sadece şasırdım. "

" Şaka mı bu? " bakışlarımı Melis'ten çekip bağıran Eylül' e çevirdim." Neden şaka olsun ki? " dedim tek kaşımı kaldırarak. Bu kıza ne oluyordu ki? Ne sanıyordu kendisini?

Sinirle masanın üstünde duran çantasını alıp kafeden çıktı.

***********
Elimde çalıp duran telefona baktım. Ali arıyordu. Ama ben konuşabileceğimi pek sanmıyorum. Heyecanlıydım çünkü. Hemde fazlasıyla. Açıp ne diyecektim ki hem. Heyecandan konuşmazdım şimdi.

Birinin hızla elimden telefonu çekmesiyle telefonla olan bakışmam sona erdi. Melis telefonu açıp kulağıma koydu.

" Ece " Ali'nin sesi kulaklarıma dolunca boğazımı temizleyip " Efendim " dedim.

" Yarım saattir arıyorum. Niye açmıyorsun? "
" Şey müzik sesinden duymadım. Özür dilerim. " dedim mahçup bir sesle." Tamam. Neyse önemli değil zaten. 1 saate kadar kafedeyim. Hazırlan. " dedi ve bir şey dememe fırsat kalmadan telefon kapandı.

" 1 saate geliyorum dedi ve kapattı. " dedim merakla bana bakan Melis'e." Kesin evlenme teklifi edicek. Bak görürsün. " dedi sevinçle.

Sahneye çıkan Gökhan ve Eren'i görünce Melis'i bırakıp onların yanına gittim. Benim sahneye çıkmamla birlikte Gökhan tek kaşını kaldırıp bana baktı." Sen gitmiyor muydun? "
" Sadece bir şarkı söyleyip gideceğim. Heyecanımı üstümden atmam lazım. " dedim ve sevimli olduğunu düşündüğüm gülümsememle ona baktım. Bir iki dakika sonra " Peki. " dedi.

Birden omzumda kol hissedince kafamı çevirip kolun sahibine baktım." Demek benim ilk aşkım evleniyor ha. Nikah şahidin ben olurum. "
" Eren senin ilk aşkın sürekli gelen sarışın değil miydi? "
" Senin yerini tutar mı ya " diyip yanağımdan makas aldı. Gülerek onlara surtımı döndüm. Gökhan ve Eren'in şarkıya girmesiyle sözlere girdim.

Yine içimde sen uyandın, yıllardır bundan usandım
Kapındayım ümitlerle, git dersen anlarım
Ya tutarsın kollarımı ya da kalmaz bir anlamı
Ya gelirsin peşimden ya da çık git içimden
Ya sararsın yaralarımı ya da al bütün anılarımı
Ya bitir ve git dünyamı ya getir gülüşünden

Düşün ki güneşsin ufkumda
Düşün ki saçların omzumda
Ben çölde sense yağmur eririm altında
Ama güneşim yok ufkunda
Saçların kimin omzunda?
Sen üzülsen, yağsa yağmur, gözyaşım o aslında

Derin bir nefes alıp şarkının tekrarını söyledim.

Yine içimde sen uyandın, yıllardır bundan usandım
Kapındayım ümitlerle, git dersen anlarım
Ya tutarsın kollarımı ya da kalmaz bir anlamı
Ya gelirsin peşimden ya da çık git içimden
Ya sararsın yaralarımı ya da al bütün anılarımı
Ya bitir ve git dünyamı ya getir gülüşünden

Düşün ki güneşsin ufkumda
Düşün ki...

Şarkının bitmesiyle alkışlayan insanlara gülümseyerek baktım. Gözlerim bir çift kahveringe gözle buluşunca gülümsemem soldu. Kapıya dayanmış gülümseyerek bana bakıyordu. Bir şey vardı bakışlarında. Tanıdık gelen ama aynı zamanda beni ürküten bir şey vardi. Hani tanıdık gelen şeyler size güven verir ya. Kerem Gürsoy' un bakışları tanıdıktı ama o güven duygusunu vermiyordu. Daha çok korkutuyordu beni.

Gözlerimi ondan çekip sahneden indim." Ben gidiyorum. Nerdeyse Ali gelmiştir. " dedim Melis'e." Tamam canım git sen. Akşam arayacağım tüm detayları konuşacağız. Tamam mı ? " dediğinde gülümseyerek tamam anlamında başımı salladım.

Masanın üstünde ki çantamı alıp kapıya doğru yürüdüm. Kerem'in kapının önünde durmadığını görünce biraz olsun rahatladım. Çünkü bir de ona dert anlatmakla uğraşamazdım.

Kafeden çıkınca Ali'nin arabasını ilerde park etmiş bir şekilde dururken gördüm. Beni görünce arabayı çalıştırıp kafenin önünde durdu. Başıyla arabaya binmemi işaret etti.

Hemen Ali'nin yanındaki koltuğa oturup ona doğru döndüm. Gülumseyerek bana döndü." Sen az önce benim yüzüme telefonu mu kapattın ? " dedim sahte bir kızgınlıkla." Öyle yaptım galiba. Ama pişman değilim. " dedi ve önüne dönüp arabayı çalıştırdı. Ben de kollarımı göğsümde birleştirip somurtarak önüme döndüm. Yol boyunca bir çok kez konusmak istesemde inadım daha ağır bastı ve konuşmadan durabildim. Arbada ki tek ses radyodan gelen Pera'nın sesiydi.

Araba bir sahilde durana kadar ondan tarafa dönüp bakmadım bile.

Ali arabaya durdurup arabadan indi. Ben hala aynı pozisyonda oturuyordum. Benim kapımı açınca göz göze geldik. Gülümseyerek eğildi ve hiçbir şey söylemeden beni kucağına aldı. Birden kendimi Ali'nin kucağında bulunca çığlık attım. O ise bana bir kere bile bakmadan sahile doğru yürüyordu.

Sahilin ortasında kocaman 2 minder vardı. Etrafi güllerle ve mumlarla doluydu. Kenarları 4 tane büyük direğe bağlanmış tüller vardı.

Şaşkın gözlerimi Ali'ye çevirdiğimde onunda bana baktığını gördüm." Ali... bunlar... " ne diyecegimi bilemeyerek ona bakakaldım. Bunlar muhteşemdi. Tek kelimeyle muhteşem. Nefesim kesilmişti güzellikleri karşında. Ali minderlerin önüne gelince durağıma ufak bir öpücük bırakıp beni indirdi. Sonrada gelip yanıma oturdu ve beni kendisine çekip sarıldı.

" Ben sana küsmüştüm ama. "
" Ece bana küs olmadığını ikimizde biliyoruz. " dedi Ali keyifli bir sesle." Şimdi sana bir şey anlatacağım. Ama sözümü hiç kesme olur mu? " diyince hafifçe başımı olur anlamın da salladım. Derin bir nefes alıp konuşmaya başladı.

" Aşka inanan bir insanım aslında. Bir gün gelip beni bulacağını düşünürüm hep. Belki de ailemden almadığım sevgiyi bana aşık olduğum kadın verir diye düşünüyordum. Bilmiyorum... Bana ilgisi olan kadınlarla konuşmuşluğum oldu. Kısa süreli ilişkiler yaşadım. Belki aradığım kadın budur dedim hep. Belki onun yanında kalbim hızlı çarpar. Ama olmadı. Hiç kimsenin yanında kalbim hızlı çarpmadı. Ta ki inatçı bir keciyle tanışana kadar. " dedi hafifçe gülerek. Koluna sert olmayann bir yumruk vurdum. Gülerek devam etti anlatmaya.

" Yeni gelmiştim buraya. Bir akşam eve gideceğim zaman bir ihbar aldım. Kızın biri kafeden olay çıkarmış. Neyse olay yerine gittim. Sinirliyim birazda. Eve gidip uyumak yerine şımarık bir kızın çıkardığı olayın peşinde koşuyorum. Bir gittim 2 adamin kafasını sarıyorlar ambulansta. Sonra seni gördüm. Haraletli haraletli telefonla konuşuyordun. O gun ilk defa bir kadının yanında kalbim hızlı attı. Sana olan sinirimden sandım ilk başta ama sonra seni her gördüğümden kalbim deli gibi çarpıyordu. Bir baktım aşık olmuşum. Sonra senin de bana karşı bir seyler hissettiğini anladım. " derin bir nefes aldı. Hatırlıyordum o günü. Iki sarhoş barda içtikten sonra bizim bara gelmişlerdi. Bir kıza sarkıntılık edince kafalarında şişe kırmıştım. Tabi daha sonra Ali de beni karakola götürmeye çalışınca o da şişelerden nasibini almıştı sonuç olarak o gece Ali hastaneye ben karakola gitmiştim. Bunu hatırlayınca gülümsemem büyüdü.

" Bu konuşmanın nereye gideceğini az çok anlamış olman lazım. Ece... " dediği zaman onun gözlerini görmek için başımı Ali'nin göğsünden kaldırdım. Tam bir şey söyleyecekken telefonunun çalmasıyla söyleyeceği şey yarım kaldı.

Eliyle 1 dakika işareti yapıp telefonu açtı." Efendim Emre"
" Emre bugünün benim için önemli olduğunu biliyorsun dimi. " derin bir nefes alıp " Tamam geliyorum. " dedi.

Telefonunu cebine koyup bana döndü." Benim gitmem lazım. Önemli bir şey olmuş galiba. Önemli olmasaydı Emre arayıp çağırmazdı. Yarın akşam sana geleceğim. Konuşmanın devamını orda söylerim. Hadi gel seni eve bırakayım. " dedi ve ayağa kalkip bana elini uzatti. Başımı sallayıp elini tuttum.

GEÇMİŞİN İZLERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin