SANA NE

26 7 0
                                    

Hani bazen istemeye istemeye bir yerlere çekilirsin ya. Ne kadar dirensen de fayda etmez. Sen direndikçe ona daha çok yaklaşırsın. Aslında mıknatısın iki zıt kutpusunuzdur. Ama sorun şu ki zıt kutuplar birbirini çeker.

Bende bir mıktasın iki zıt kutun birbirini çekmesi gibi Ali'ye doğru çekiliyorum sanki. Hiç olmaması gereken şekilde hemde. Biz buzla ateş gibiyiz. Birimiz varsa diğeri yok olur.

Yada ben fırtınayım o yangın. Ben o yangı fırtınamla söndürürüm haberi yok. Geçmişimin karanlığında onunda ışıkları söner.

Uzaklaşma çalıştıkça kendimi ona daha yakın buluyorum. Hani dedim ya mıknatısın iki zıt kutupuyuz diye. Biz ne kadar uzaklaşmaya çalışsakta birbirimizi daha kuvvetli çekiyoruz.

Mesela benim şuan yatağımda yatıp Ali'nin dün gece üşümiyeyim diye verdiği ceketine bakmamam lazım. Ama olmuyor. Benim şuan bütün gün eve temizlik için gelenlere yardım ederken yorulduğum için uyumam gerekiyor. Ama uyuyamıyorum.

Dün gece Emir'nin evine gidince bitik bir halde olduğum için hemen uyumuşum. Bütün günde evde temizlik için gelen ablalara yardım ettiğim için başımı kaşıyacak vaktim yoktu ve ben şuan dün gece olanları düşünecek vakit buluyordum. Ama göz kapaklarım bana ihanet etmeye başladı ve sonunda daha fazla dayanamayacağımı anladım ve kendimi uykuya bıraktım.

Gözümü açtığımda saatin kaç olduğu hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Perdemin çekili olmasıda durumu daha da zorlaştırdı. Komidinin üstünde ki telefonu bulmak için elimi komidinin üstüne vurmaya başladım. Sonunda telefonumu bulunca ekranı açıp saate baktım." Oha " diyerek yataktan kalktım." Saat 5 ne " diyerek banyoya gidip işlerimi halledip dolabımın kapaklarını açtım.

Evet doğru saat 5 e kadar uyumuşum. Yuh bana cidden benim kafeye gitmem gerek ve ben burda uyuyorum ya.

Altıma siyah eteğimi, üstüme kırmızı yarım kısa kollu büstiyerimi giydim. Dolabımdan siyah şapkamı çıkarıp açık bıraktığım saçlarımın üstüne geçirdim ve hızla kapıya gittim. Beyaz botlarımı giydim ve çantamı, telefonumu alıp evden çıktım.

Aceleyle evden çıkıp ilk bulduğum taksiye kendimi attım. Hemen kafenin adresini verip arkama yaslandım.

Kafenin önüne geldiğimiz zaman taksinin parasını ödeyip taksiden indim. Tam kafeden içeriye girerken bir kızla çarpıştım. Daha doğrusu o üstüme çıktı." Önüne baksana gerizekalı. " diye cırladı birde kulağımın dibinde." Kulağımı s*ktin be. Ne bağırıyorsun. " diye bu seferde ben ona bağırdım." Hem üstüme çıkıyorsun hem de bana bağırıyorsun. Ne ayaksın be sen. " diye bağırdım kıza." Iyyy. Ben çarpışınca sana deydim dimi. Hemen ellerimi yıkamam lazım. " dedi ve ben bir şey söylemeden gitti.

Derin nefes alıp sakinleşmeye çalıştım. Ama çok sakinleşemedim demek ki. Çünkü içeriye girip çanta mı Gökhan ve Eren'in oturduğu masaya sinirle firlattım." Bismillah " dedi Gökhan korkuyla. Onun bu korkusuna göz devirip bir sandelyeyede ben oturdum." Ne oldu kızım bu ne atar? " dedi Gökhan." Yemin ederim Istanbul' daki tüm mallar beni buluyor. " dedim sinirle." Yine kimle kavga ettin. " dedi Eren bıkınca. Hayır yani sanki her gün biriyle kavga ediyorum." Gelmiş Allah'ın maymun suratlısı bana çarpıyor. Sonrada bana atar yapıyor. Bir de ne diyo ben sana çarptım hemen ellerimi yıkamam gerek. Ağzına firın küreğiyle vuracağım yeminle. " diye sinirle söylendim.

" Boşver takma kafana. Hem birazdan benim kuzen gelecek. Hatta geldi bile. " diyen Eren'le birlikte kafamı kapıya çevirdim. Çevirmez olaydım. Ciddi mi? Bu maymun Eren'in kuzeni mi." Şaka " dedim. Eren bana dönüp " Noldu " dedi anlamaz bir şekilde." Bu maymun suratlı senin kuzenin mi? " dedim sinirle." Sensin be maymun suratlı " diye cırladı yine bu gerizekalı." Maymun suratlı değil Eylül. " dedi Eren." Her ne boksa. " dedim ve Gökhan'a döndüm." Gökhan hadi biz şarkı söyliyelim. Ben bu ortamda durmak istemiyorum. " dedim." Eren bey siz de teşrif ederseniz çok mutlu oluruz. " dedim yapmacık bir gülüşle. Sonra geldiğimde çıkarmayı unuttuğum şapka mı çıkarıp çantamın yanına koydum. Saçlarımı karıştırıp düzelttirken maymun suratlı Eylül hanım " Kızım istediği kadar saçını düzelt çirkinsin. " dedi. Bende ki de peygamber sabrı mı? Daha dazla dayanamayıp yapıştım bu Eylül denen maymunun saçına." Kızım sana yerleri yalatırım. Benim tepemin tasını attırma. " diyip sinirle ittim.

GEÇMİŞİN İZLERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin