HAYATIMA HOŞGELDİN

4 1 0
                                    

" Ay, ben heyecan yaptım! " dedim ve ellerimi yüzüme doğru salladım. Cidden çok heyecan yapmıştım. Kafeyi kapatmıştık. Gökhan bizim videolarımızı bulup birleştirmiş ve projeksiyon ile yansıtmak için projeksiyon getirmişti. Kafenin duvarlarında videolardan çektiğimiz resimlerimiz vardi ve çoğu benim ifşamdı. Ama olsun.

Yerlere 100 tane mum alıp koymuştuk ve onları yakarken 4 kez elemi yakmıştım. Elimin çeşitli yerleri su toplamıştı.

Kıyafetlerim için bir günde tüm alışveriş mağazalarını gezmiştik ve aldığımız elbise ilk baktığımız mağazadaki ilk giydiğim elbiseydi. Ayakkabı ve çantaya gelecek olursak Melis beğenmeyip istemediği çanta ve ayakkabıyı aldırmıştı bana.

Şuan üstümde dantelli, kalın askılı, bordo renginde, dizimin bir karış üstünde biten ve sırtında baya dekoltesi olan bir elbiseydi. Ayakkabılarım ise siyah, en az 6 cm topuğu olan, sadece burnu açık ve bilegimde biten deri bir ayakkabıydı. Çantamda ayakkabılarımla aynı deridendi ve tokası altın sarısıydı. Saçlarımıda örgü yaptırmıştım. Kısacası, Melis'in değimiyle taş gibi olmuştum.

" Ece. " Melis beni dürtünce birden boş bulunup korktum." Bir şey mi dedin? " dedim ona bakarak." Telefonun çalıyor. Açmıyacak mısın? " dedi. Masada duran telofonu alıp aramayı cevapladım." Efendim. " dedim açınca." Kızım yarım saattir arıyorum nerdesin? " dedi Emre sitemli bir sesle." Ne var Emre? " dedim kabaca." Ali gelmiyecekmiş. " dedi." Ne? Nasıl ya? Neden? Ikna et Emre? Gelmesi lazım? Hem..... " Emre sözümü keserek " Şaka yaptım Ece. " dedi.

" Gerizekalı mısın oğlum? Korktum. " diye bağırınca gülmeye başladı." Sen benim bütün gün enerjimi tüketirken iyiydi ama. " dedi.

" Emre " dedim sabırsızca. Bence çevremdeki herkes Allah'ın beni imtihan etme şekliydi." Tamam tamam. Kızma hemen yenge. " dedi gülerek." Yenge kadar başına taş düşsün Emre. " diye bağırınca telefonun ucundan kahkaha sesi geldi." Sinirlenme be kızım. Yarım saate oradayız. " dedi ve telefonu kapattı.

" Geliyorlar. " diye bağırarak içeri girdim." Ece seni duyanda Hac'tan geliyorlar sanar. " dedi Eren gözlerini devirerek. Benim en sinir olduğum şeyin göz devirmek olduğunu bile bile gözlerini deviriyordu." Eren o devirdiğin gözlerini kaşıkla oyar yediririm. " dedim. Bana dönüp sırıtmaya başladı." Ya sabır. " dediğim zaman bar tarafinda oturan Emir kalkıp yanıma geldi. Kolunu omzuma atıp " Saçlarını karıştırırdım ama öyle bir şey yaparsam ellerimi kıracağını düşünüyorum. " dedi." Hiç şüphen olmasın Emirciğim. " dedim sırıtarak.

" Geldiler. " Melis bağırarak içeriye girince heyecandan ölüyordum." Ay ben heyecan yaptım. " dedim." Gökhan gidip ışıkları kapatınca, Emir'de elimi tutup kafenin arkasına sürükledi beni. Bizim arkamızdan da Gökhan, Eren ve Melis geldi.

" Ya biliyorum öküzlük yaptım. Ama kıska.... " Ali ve Emre içeriye konuşarak girdiler. Ama Ali ışıkların kapalı olduğunu görünce sustu." Emre ne oluyor. " dedi.

O sırada Gökhan projeksiyonu çalıştırdı.

" Sen kimsin ya? " benim bağıran sesimi Ali duyunca arkasını döndü. Gökhan duvara Ali ve bizim ilk tanıştığımız zamanın videosunu yansıtmıştı. Video benim Ali'ye bağırmamla başlıyordu. O günü hatırlayınca yüzümde bir gülumseme oluştu.

" Komser Ali. " diye  ceval verdi Ali." Yani mesleğini söylemeseydin polis olduğunu anlamayacaktım. " dedim kollarımı göğsümde bağlayıp." Madem polis olduğumu biliyorsun niye zorluk çıkarıyorsun kızım? " dedi Ali bana dik dik bakarak." Bilmem huyum kurusun. " dedim sırıtarak. Ali kolumu tutup çekiştirince ondan kolumu kurtarıp " Bana dokunmayı aklından bile geçirme komser bozuntusu. " diye bağırdım." Ben de sana dokunmaya meraklı degilim zaten. " dedi ve tekrar kolumu tuttu. Bende sinirle masanın üstünde duran şişeyi kafasına geçirdim ve Ali yere yığıldı. Bense hiç umursamadan az önce kolumu tuttuğu yeri elimle siliyordum.

GEÇMİŞİN İZLERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin