" Ben yatıyorum. " diyen Melis'in sesiyle ona döndüm." Tamam. Bende birazdan yatacağım zaten. " dedim ve tekrar camdan dışarıya bakmaya devam ettim.
Aynamdaki o yazıyı okuduktan sonra ilk önce Remzi babama haber vermiştim. Oda o konuyla ilgileneceğini korkmamam gerektiğini söylemişti. Bende ondan sonra Ali'yi arayıp durumu ona anlatmıştım. Oda hemen evime gelmişti. Parmak izi falan almışlardı ama yazıyı kim yazdıysa eldiven kullandığı için parmak izi bulamamışlardı.
Daha sonrada Ali evden çıkmamam gerektiğini kendisinin bu konuyla ilgileneceğini söylemişti ve başıma yeni kızı yani Melis'i dikmişti. Sonrada gitmişti ve bir haftadır onu görmüyordum. Onu o kadar çok özlemiştim ki.
Bunlar yetmez gibi bizim yağmurun altında çekilmiş olan videolarımız internete düşmüştü ve resmen videolar izlenme rekoru kırmıştı. Bu ilgiden sonrada gazete ve haberlerde de çıkmıştı. Birde bunun yüzünde Remzi babamdan azar işitmiştim. Bana Ali'nin beni kullandığını söylemişti. Bende ona beni kullanmadığını beni sevdiğini söylemiş ve benim için endişelenmemesini söylemiştim. Oda inşallah senin dediğin gibidir demişti. Ama daha uygun bir zamanda bu konuyu konuşacağımızı söylemişti.
Camdan dışarıya bakarken aklımda Ali vardı. Acaba oda benim onu özlediğim gibi özlemişmiydin. Belkide aklına bile gelmemiştim. Derin bir nefes aldım. Işıkları kapatıp odama geçtim ve yatağıma girdim.
Gözlerimi açıp saate baktım. Saat 2.30'du. Sussadığım için gecenin bir vakti kalkmıştım. Ayağıma terliklerimi giyip ışıkları açmadan mutfağa doğru yürüdüm. Dolaptan bir şişe çıkarıp mutfak tezgahının üstüne koydum. Dolabı açıp bardak çıkaracakken bir tıkırtı duydum." Melisss " diyerek içeriye seslendim." Sen misin? " tabi ki de Melis. Evde ben ve ondan başkası yok diye düşünerek tekrar bağırdım." Meliss " ama cevap yok. Çıkardığım bardağı da şişenin yanına koyup Melis'e bakmak için arkamı döndüm. Ama arkamı dönmemle ağzımın kapatılması bir oldu. Gözlerimi büyüterek çığlık atmaya çalıştım. Ama ağzımdaki el sayesinde çığlık atamadım." Bir dur Ece benim Ali. " dedi. Ali mi? Karanlıktan dolayı yüzünü göremesemde sesinden o olduğunu anladım. Ama ağzımın üstünde duran eli ısırdım. Acıyla elini çekince güldüm." Kızım benim dedim ya ne diye ısırıyorsun? " dedi sitem dolu bir sesle." Sen ne diye sinsice gelip ağzımı kapatıyorsun? Ya elimde bir şey olsaydıda kafana patlassaydım. Canına mı susadın? " dedim kollarımı göğsünde birleştirerek." Yok o kadar da yapamazsın. " dedi ama oda benim gibi benim onun kafasında kırdığım içki şişesini hatırladı." Yada yaparsın. Ben senden her şeyi beklerim. " dedi. Gülerek kafamı salladım.
Birden bana sarılınca bir an afalladım. Saçlarımı koklayarak " Seni çok özledim. " dedi. Bende parmak uçlarımda yükselip kollarımı boynuna doladım." Bende seni. " dedim. Bir süre öyle durduktan sonra benden ayrıldı. Yüzümü ellerini arasına alıp bana yaklaştı. Ellerinden kurtulup " İçerde Melis var ayıp. " dedim sahte bir kızgınlıkla." Ne ayıbı be sen benim sevgilimsin. " dedi." Olsun yine de ayıp " dedim ciddiyetimi bozmaktan. Yüzü asılır gibi oludu ama sonra tekrar gülerek " Benim çok uykum var. Hadi uyuyalım. " dedi ve beni odama doğru sürüklemeye başladı. " Ben su içecektim. " dedim. Beni sürüklemeyi bırakıp mutfak tezgahının üstündeki sişeden bir bardak su doldurup bana verdi. Suyu içip tekrar ona verdim. Hemen bardağı tezgaha bırakıp beni odaya sürüklemeye devam etti.
Yatağın örtüsü kaldırıp kendini yatağa attı. Ben ise onun yaptıklarını izliyordum." Ece gelmeyecek misin güzelim? " diye sordu." Ben geleceğim ama sen gideceksin. " dedim." Sebep? " dedi ve tek kaşını kaldırdı." İçerde Melis var ayıp. " dedim ve kafamı iki yana sallayarak devam ettim." Çok ayıp Ali. Hiç yakıştıramadım. " diyerek kınarcasına ona baktım." Başlarım ayıbına Ece. " dedi ve benim kahkahalarım eşliğinde kolumu tutup yatağa çekti. Sırtımı ona döndürüp bana arkamdan sarılarak beni kendine çekti. Örtüyü ikimizin üstüne örttü." Seni seviyorum. " dedi ve pijamanin açık bıraktığı omzuma bir öpücük kondurdu. Bir an ne diyeceğimi bilemedim. Onu sevdiğimi söylesem beni bırakıp gideceğinden korkuyordum. Ben kime onu sevdiğimi söylesem bırakmıştı beni. Anneme onu sevdiğimi söylemiştim. Hem de defalarca. Beni ilk bırakan oydu. Sonra babama onu sevdiğimi söyledim. Bu seferde o bıraktı beni. Sonra da abim. Oda bunu anlayıp anlayışlı bir şekilde " Uyu güzelim. " dedi.
*****************
İSTANBUL CEZA EVİNDE 5 GÜN ÖNCE
Mahkumların çoğu uyanmış ve kahvaltı yapıyordu. Masada mahkumların çoğu sahpet ediyor, şakalaşıp gülüşüyorlardı. Kahvaltı yapan esmer adamın gözü ise sabah haberlerindeydi." Ünlü mafya Remzi Erkan'ın üvey kızı Ece Güçlü ve İstanbul Emniyet müdürlüğünde baş komser olarak görev yapan Ali Sönmez'in samimi görüntüleri sosyal medyada izlenme rekorları kırdı. Genç aşıkların yağmurun altındaki romantik anları gençler tarafından görüntülenmiş ve izlenme rekorları kırmıştı. Filmlerdeki gibi olan bu sahnelere imrenmemek elde değil. " diyen haber spikerinin ardından Ece ve Ali'nin yağmurun altındaki dansları ve öpüşmeleri ekrana geldi. Bu haberi dikkatli bir şekilde izleyen genç adam elindeki çay bardağını sinirden sıkarak kırma raddesine gelmişti. Sinirde ne yapacağıniz bilmez bir halde dişlerini sıkarak duvarı izledi. Daha ne yapabilirdi onu üzmek için. Abisini elleriyle öldürmüştü ama yinede bu kızı üzememişti. Daha çok o komserin kollarında bulmuştu teselliyi anlaşılan. Siniri daha fazla artarken elindeki bardak tuzla buz oldu. Masadaki herkes kırılan bardakla birlikte kafalarını ölesiye korktukları genç adama çevirdi. Sinirden alnındaki damarlari belli olan adam öfkeyle ayağa kalktı. Kanaya elini umursamadan masayı devirdi." Sen kimsi lan. Kimsinde Melek'imi öpersin? " diye bağırarak duvara yumruk attı. Genç adam onun yaptıklarına rağmen hala onu sevdiğini biliyordu. Bu yüzden kendisinden de nefret ediyordu. Ama olmuyordu. Kalbine söz dinletemiyordu işte. Bir gülüyordu ki genç adamın tüm öfkesi siliniyordu. Ama eskiyi unutamıyorum.
İstesede unutamıyordu. Geçmişin izleri kolay silinemiyordu. Ama sevdiği kadını başka adamın kollarında görmek onu kahrediyordu." Abi iyi misin? " diye gelen kişiyle duvara dayadığı kafasını kaldırdı genç adam." Beni bugün burdan çıkar Faruk. " dedi kesin bir şekil de." Niye abi? Daha 2 gün önce çıkmadın mı? " dedi. Genç adam bu sözlerden sonra daha çok sinirlendi." Sana hesap mi vereceğim Faruk. Çıkar diyorsam çıkar. " genç adamın sinirli hali Faruk'u korkutmuştu. Korkuyla " Tamam abi " dedi. Tam arkasını dönmüş gidiyordu ki " Ama " diyen adamın sesiyle durdu." Bu sefer komple çıkacağım. Bir daha girmeyeceğim bu dört duvar arasına. " Faruk genç adamdan korktuğu için bir şey söylemeden gitti. Çünkü biliyordu ki eğer söylerse genç adam tüm sinirini ondan çıkaracaktı.
Faruk'un gitmesiyle genç adam dolabının kapağını açıp Ece'nin fotoğrafını ve 2 gün önce evine gittiği zaman aldığı tişörtünü eline alıp yatağına geçti. Özlemiyle yanıp tutuştuğu kızın gülerken çekilmiş resmine bakıp sıkıntıyle derin bir nefes aldı. Elindeki tişörtü burnuna götürüp Ece'nin kokusunu içine çekti." Ne olurdu böyle bir şeye yapmasaydın Melek? Beni de kendini mahvetmeseydin? Seni bu kadar çok severken beni senden vazgeçmek zorunda bırakmasaydın ne olurdu? Ah Melek'im ahh. " diyerek fotoğrafını öptü.
Faruk genç adamın yanına korkuyla yaklaşıp " Abi anca 5 güne çıkabilirmişsin. En yakın zaman bu. " dedi adamın tepkisinden korkarak. Tam beklediği gibi adam sinirle yerinden kalktı. Faruk'un yakasına yapışarak " Ne demek 5 gün lan? " dedi sinirle." Abi bir iki gün değil ki temelli çıkmak istiyorsun. En hızlı 5 günde olurmuş. " dedi. Aslında genç adam biliyordu 5 gün bile temelli çıkması için hızlı bir süreçti. Ama Melek'ini 5 gün göremeyecek olmak genç adamı kahrediyordu. Oysa haftada 3 kere hapisten çıkıp Melek'ini görmeye giderdi. Şimdi 5 gün hiç çıkamama ihtimali bile vardı.
Faruk'un yakalarını bırakıp eliyle itti. Yatağa tekrar oturup sırtını ranzanın demirine dayadı." 5 gün Melek'im. 5 gün sonra sana kovuşacağım. " dedi ve az önce bıraktığı resmi eline alıp öptü. Her şey yeni başlıyordu. Genç adam bunun farkındaydı. Burdan komple çıkışı yeni bir başlangıç olacaktı. Melek'in abisini öldürmesi bile içindeki intikam ateşini söndürmemişti. Ama onu gördüğü zaman tüm geçmişi unutuyordu. Kontrolünü kaybediyordu. Ona başka birinin dokunması onu çıldırtıyordu. Hele ki o adamın gözlerinin önünde Melek'ini öpmesi ve kendisinin bir şey yapaması onu deli ediyordu. Gözlerinin önünde öpmüştü Melek'ini. Ama o gidip onu dövememiş onu öpmesini engelleyememişti." Gün gelecek koşarak kollarıma atlayacaksın Melek'im. Yada Ecem mi demeliyim? " dedi alayla. Melek'i geçmişe olan her şeyi silip atmıştı. Adı bile artık Melek değildi. Bunu ilk öğrendiği zaman çok sinirlenmişti. Melek'im diyerek sarılmıştı hep ona. Ama o anılara ihanet edip ismini değiştirip Ece yapmıştı. Genç adamın Ece'ye olan öfkesi yine arttı." 5 gün Melek'im 5 gün . 5 gün sonra beni her gün göreceksin. " dedi ve bir kahkaha attı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GEÇMİŞİN İZLERİ
ChickLit" İster inan, ister inanma ama artık ben varım. " dedi." Geçmişi yüzünden güvenini kaybetmiş bir kadına hissettirebileceğin en güzel şey artık ben varım cümlesini iliklerine kadar hissettirebilmektir. " dedim buruk bir şekilde. " Eğer o kadın senin...