BENİM YÜZÜMDEN

60 7 0
                                    

Sabah zar zor gözlerimi açtım. Gerilerek yatağımda doğrulup oturdum. Sonra sabah sabah beni kaldıran telafonum yine kendini belli ederek çalmaya başladı. "Kim bu sabah sabah be " diye söylenerek yatağımın yanında ki komidinin üstündeki telefonumu aldım. Ekranda Emir yazısını görünce kaşlarım çatıldı. "Sabah sabah bu beni niye arıyoraki. Daha saat 10. Bu , bu saatte öldürsen kalkmaz ki" diye söylenerek telefonumu açtım. "Ne var?" dedim hemen. Biliyorum çok kibarım (?) "Sanada günaydın. İyiyim Ececim sen nasılsın " dedi alayla. "Emir umarım beni daha saat 10 da uyandırmak için iyi bir sebebin vardır. Yoksa senin için çok canice fikirler düşünmeye başlayacağım. " dedim tehtit dolu bir sesle. "Sakin ol be kızım. Yeni kalkmana rağmen çenenin maşallahı var" dedi. Derin bir nefes alıp "Emir" dedim uyaran bir sesle "Konuya gel". "Efenim sebebi ziyaretimiz malum. " diye zırvalamaya devam edince son kez "Emir" diye uyardım. Birden ciddileşerek. "Neyse konuya gelecek olursak biliyorsun bugün 11 Mayıs. Bu yüzden sen abinin ziyaretine gidersin diye düşündüm de istersen seni bırakabilirim. " dedi.

Ah! Doğruya bugün ziyaret günüydü. Ben bunu nasıl unuturum. Abim benim yüzümden hapiste ve ben onu unutuyorum. Gerçekten gerizekalıyım. Emir'in sesiyle düşüncelerimden sıyrıldım. "Ece orda mısın? " "Ah. Evet burdayım. Emir sağol ama ben tek gitsem daha iyi olur." dedim mahçup bir sesle. Ben zaten hep tek giderdim. Ama Emir her ziyaret günü arayıp illa ki soruyordu. Ama ben ordan çıkınca tek başıma saatlerce ağlardım. Güçsüz olduğum nadir anlardandı ve beni kimsenin o halde görmesini istemiyordum.

"Peki. Sen nasıl istersen. Ama ihtiyacın olursa ara beni. " dedi anlayışla. "Tamam " dedim bende. Tam telefonu kapatacakken " Emir " dedim. " Efendim " diye cevap verdi. " Malsın, gerizekalısın, salaksın ama iyi ki varsın be " dedim içimden gelerek. Çünkü Remzi babamdan sonra en çok yanımda olan kişi oydu.

" Övdün mü gömdün mü anlamadım ama. Bencede iyi ki varım. Ama yani senin yanında durarak resmen kendime haksızlık ediyorum. Böyle şaheser varlık senin yanında harcanıyor." diye mutavazı (?) bir şekilde konuştu. " Emir lafımı geri alıyorum. Keşke olmasan. " dedim. " Bende seni seviyorum Ececim. Ama kapatmam gerek görüşürüz. " dedi. " Aslında görüşmesek daha iyi ama görüşelim bakalım. " dedim alayla. " Ay sevimsiz. " dedi ama güldüğünü anladım.

Telefonu kapayayınca yüzümdeki gülümsemeyle banyoya gidip yüzümü yıkadım. Odama geri dönüp gardolabımın kapaklarını açtım. Bir süre giysilerimle bakıştıktan sonra beyaz kısa kollu büstiyerimi ve kot şortumu elime alıp hızlı bir şekilde giyindim.Saçlarımı açık bırakıp aşağıya indim.

Bir kaç dakika kahvaltı yapıp yapmamak arasında kalsamda biraz çikolata yemeğe karar verdim. Çikolatamı yedikten sonra dişlerimi firçaladım. Ayağıma beyaz spor ayakkabılarımı giydim. İçine telefonumu ve para koyduğum siyah çantamıda alıp evden çıktım.

Bir taksiyle 20 dakkikada gidebileceğim yolu her zamanki gibi yürüyerek gittim.

Niye bilmiyorum ama abime giderken taksiye ya da otobüse binmek içimden gelmiyor. 40 dakikalık bir yürüyüşün ardından sonunda geldim.

İşte yüksek duvarları, yüksek demir kapısıyla cezaevi karşımdaydı. Abimin benim yüzümden hapsolduğu yer.

Kapıda ki görevlilere yaklaşıp " Yiğit Güçlü'yü görmeye geldim." dedim.

Kapıda duran kadın üzerimi aradıktan sonra olumlu anlamda başını salladı ve adamın açtığı kapıdan geçmem için yol verdi. Onlara gülümseyerek kapıdan içeriye girdim.

Ziyaretçilerin beklediği yerdeki boş masalardan birine oturup beklemeye başladım. Gözüm sürekli kapıdaydı.

Abimi kapıda görünce yüzümde oluşan gülümsemeyi gizleyemedim. Hiç değişmemişti. Sadece biraz sakalları çıkmıştı. Ama her zaman ki gibi yakışıklıydı benim abim. Burda değilde dışarıda olsaydı kim bilir kaç kız peşinde koşardı. Kim bilir kimlerin canını yakardı. Ama o beni korumak için gençliğini, hayatını mahvetmişti. Canım abim.

Gözleri nihayet beni bulunca gülerek bana doğru geldi. Benimde yüzümde gülümseme olsada gözlerimin dolmasına mani olamadım. Ne kadar gülsede her geldiğimde biraz daha çöküyordu. Ama bana hiç sitem ettiğini , suçladığına şahit olmadım. Belkide bu yüzden daha çok vicdan azabı çekiyorum. Bana kızsa , bağırsa daha iyi. Ama bana hiç kızmıyor ki.

Masaya yaklaşınca ayağa kalktım. "Abi" dedim. Gülümsemeye çalıştım ama gözlerimin dolmasına mani olamadım. "Ecem" diyerek sımsıkı sarıldı bana. Bende kollarımı onun beline dolayıp başımı onun göğsüne koydum. "Abim" dedim tekrar. Ama bu sefer ağzımdan bir hıçkırıkta kaçmıştı. "Şşşttt ağlama sakın. " dedi saçlarımı öperek. Biraz geri çekilerek yüzümü avuçlarının arasına alıp " Bak benim tanıdığım Ece ağlamaz. Güçlü kızdır. Ağlayıpta benide kahretme olur mu güzelim? " dedi ve göz yaşlarımı sildi. Hiçbir şey söyleyemedim. Sadece başımı sallamakla yetindim.

"Özür dilerim" diye fısıldadım. "Şşştt öyle şeyler söyleme. Senin bir kabahatin yok biliyorsun. " dedi. "Hem şunun şurasında 2 senem kaldı. Ondan sonra çıkacağım. Sen beni merak etme olur mu güzelim. " dedi saçlarımı okşayarak.

Burnunu çekerek " Neyse oturda öyle konuşalım. " dedi. Bana ağlama diyordu ama kendisi ağlıyordu. Canım abim ya. Ayrılınca gözlerimi silip oturdum. Oda karşıma oturdu. " Ece sana bir şey sorcam. " dedi ciddiyetle. " Sor tabi abicim " dedim merakla." Senin paran yok mu? " dedi. Kaşlarımı çatarak " Var. Niye ki " dedim." O zaman canım kardeşim yarısından çoğu olmayan kıyafetler niye giyiyorsun? Bunların kalanı nerde? Herhalde paran yetmediği için alamadın. " dedi sahte bir sinirle. Onun bu sözlerine sadece güldüm. Aslında o da benim gülmem için söylemişti.

Gülerken gözüm karşıdaki adama takıldı. Dik dik bana bakıyordu. Benim ona baktığımı görünce kafasını çevirdi.

" Bak bir de gülüyor. Utanmaz şey " abimin sesini duyunca tekrar gülerek ona döndüm.

Masafaki ellerimi ellerinin arasına alarak " Sakın bir daha karşımda ağlama olur mu? Canım kardeşim, sana gülmek yakışıyor. " dedi. Buruk bir şekilde gülümsedim." Tamam. Ama kendine dikkat et olur mu? Şunun şurasında 2 yıl kaldı. 2 yıl sonra hep birlikte olucaz. O zaman benim için üzülmeme gerek kalmayacak. " dedim.

" Ziyaret saati bitti. " diye  adamın sesiyle kafamı kaldırdım." Neyse ben gideyim. Gelecek ay yine görüşürüz abicim. " diyen abimin sesiyle tekrar ona döndüm. Ayağa kalkmıştı. Hemen ayağa kalkıp boynuna sarıldım.

Ağlamamak için kendimi zor tutuyordum. Ama biliyorum ki ben ağlarsam abim benden çok üzülecek. Onu üzmek istemiyorum. Sıktım kendimi." Seni seviyorum abicim."dedim kulağına. Saçlarımı okşayarak " Bende seni seviyorum " dedi.

Geri çekilip ellerimi tuttu." Kendine dikkat et. " dedi. Güven verircesine ellerini sıktım." Sen beni merak etme. Remzi babam var. Emir var. Onlar yanımdayken bana bir şey olmaz. Hem ben kimin kardeşiyim. " dedim gülerek." Sen kendine dikkat et. " diyede ekledim. Başıyla beni onayladı. Alnımı öpüp gitti. Kapıdan geçerken bana el salladı. Bende aynı şekilde el salladım.

Kafamı çevirince yine aynı kişiyle göz göze geldik. Korkmadım desem yalan olur. Hemen çantamı alıp kendimi dışarıya attım.

Umarım beğenirsiniz.

GEÇMİŞİN İZLERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin