Asansör açıldığında annemler şaşkınlıkla bir kucağımdaki Nazlı'ya birde bana bakıyorlardı. Bağırmamla hepsi kendini toparladı. " Acele et Masal şoför arabayı çalıştırsın hemen. " dediğimde Masal önden koşarak gidip, şoföre haber verdi. Nazlı'yı arkaya oturan Masal'ın kucağına yatırıp hızla sürmeye başladım. Hastaneye vardığımızda hemen acilden giriş yaptıktan sonra beklemeye başladık. O sırada annem yanıma gelip, her zamanki sinirli bakışlarını gözlerime dikti. " oğlum ne yaptın kıza, zavallı kızın o hali neydi?"
Sinirle saçlarımı karıştırırken, Mert ve Ezgi de geldi. Babamla göz göze geldiğimizde hemen bakışlarını çekti. Normalde kızması gereken babam sessiz sakin bekliyordu. Mert heyecanla annemlerle konuşmaya başladı." nazlının durumu nasıl? ciddi bir şeyi yok ya!" Belli ki Nazlı için endişeli, ben niye böyleyim? Bizlerden cevap gelmeyince mert i annem cevapladı. " iyi oğlum merak etme, kendine gelmesini bekliyoruz. kendine gelince muayene edecekler, ona göre eve gidebilirmiş." hepimiz koridorda nazlıyı beklemeye başladık. Ben onun her zaman inatçı, kırılmaz, bir kirpi olduğunu düşünsem de, kollarıma yığıldığında aslında ne kadar hassas ve kırılgan olduğunu gördüm. O sırada yanımıza gelen orta yaşlı hemşire Nazlı'nın kendine geldiğini haber verdi. " Önce doktor muayene edecek, sonra onu görebilirsiniz."dediğinde muayene bittikten sonra bizi odaya aldı.Doktor küçük bir çocuğu azarlar gibi konuşmaya başladı. " nazlı hanım gayet iyi, ama biraz daha dikkatli olmalı. Daha tedavisi sürerken, ilaçlarını aksatmadan kullanmalı. Geçmiş olsun diyerek odadan çıktı. Annem hemen heyecanla Nazlı'nın yanındaki sandalyeye oturdu." Duydun doktorunu kızım, bir daha dikkatli olacaksın. Ayrıca buradan çıktıktan sonra bize geleceksin bugün hayatta seni bırakmayız."
Nazlı gözleri ellerinde konuşmaya başladı." Kusura bakmayın sizleri de endişelendirdim. Gerçekten özür dilerim, benim yüzümden buradasınız."
"aaa kızım o ne biçim söz öyle, siz de birşey söylesenize..." diyerek bakışlarını bizlere çevirdiğinde herkes başıyla onayladı. Ben den tepki alamayınca bana dönüp kaş göz yapmaya başladı. bunun anlamı birşeyler söylesene" oluyor. Tabi benden önce babam konuya dahil oldu. " sakın kızım, bugün bizimlesin. Evde yalnızken ya birşey olsa, birkaç gün bizimlesin itiraz istemiyorum."
Nazlı "ama?" derken bir yandan da bana bakıyordu.
" amalara gerek yok, ben birazdan Masalla gidip eşyalarını getiririm." dediğimde gerçekten şaşkındı. Ne yani o kadar da kötü biri değilim... Eğer şimdi ağzımı açıp ne o tüm cadılığın bana mı diyecek olsam Ezgi hariç hepsi beni döver.
Eve geldiğimde ona misafir odasını hazırlamışlardı. İyi geceler diledikten sonra annemler odalarına çekildi. Getirdiğim eşyalarını yanına koyup odadan çıkacakken, bana seslendi.
" Özür dilerim, geceni mahvetmek istememiştim. "
" Önemli değil, yaşadıkların biraz da benim suçum. Asansörde olanlar..." her ne kadar konuşmak istesem de titreyen gözlerinden bu konu hakkında konuşmak istemediğini anladım. " Neyse boşver, iyi geceler."
" Sana da"
Sabah kalktığımda herkes sofradaydı, babam ve Nazlı koyu bir sohbete dalmışlardı. Babamın yüzünden tebessüm eksik olmuyordu. bu kız da şeytan tüyü mü var acaba, benim dışımdaki herkes onu bu kadar seviyor. " günaydın" diyerek masaya oturduğumda Nazlı ve babam tavla ve okey oynama konusunda konuşuyorlardı. " Biliyor musun abi Nazlı Okey konusunda babama meydan okuyor, oynamayı biliyormuş. Birgün sen, babam, Nazlı ve ben Okey oynayalım mı? Tam dört kişiyiz, pikniğe gideriz, hem ailece vakit geçirmiş oluruz." Gözlerini bana dikip yalvarmaya başladı.
" Pekala yapalım, gününü siz seçin. Ben de ona göre işlerimi ayarlarım, Senin için de uygun mu nazlı?" dediğimde benden bu cevabı beklemediği kesin. Başıyla onayladı. Son lokmamı da ağzıma attıktan sonra, dışarı çıkarken Nazlı ya seslendim. Sen de hazırsan, seni de bırakayım, acele et!" Bardağından son bir yudum aldıktan sonra, hızla arabaya bindi. " Niye arkaya biniyorsun? ben senin özel şoförün müyüm?" dediğimde uflayarak ön koltuğa bindi. " oldu mu?" diyerek sinirle kemerini bağladı. " Oldu." diye gülüp arabayı çalıştırdığımda, beni izlemeye başladı.
' Ne kadar yakışıklı olduğumu zaten biliyorum, beni izlemeyi bırak!" dediğimde, hemen savunmaya geçti.
" Hiçte bile, seni izlemiyordum. Sadece..." sinirle önüne döndü. Onu kızdırmak için üzerine gitmeye karar verdim.
" sadece ne?" diyerek ona döndüğümde, elleriyle oynamaya başladı. " ilk kez benim yanımda böyle gülüyorsun." bu söylediği sesli bir kahkaha atmama neden oldu.
" Çünkü sen sürekli beni kızdırıyorsun, küçük hanım. Bugün şirkette kendini yorma, iş çıkışı beni bekle. Yani annem istedi, o yüzden." Araba durunca hiçbirşey söylemeden sessizce indi. Şirkette çalışırken aklım sürekli ona takılıydı, bir süre sonra çalıştığı şirkete gittim.
" Mu muratt bey" Narin önceki gelişimden sonra, beni ne zaman görse kekelemeye başlıyor. " evet narin, murat. Nazlı hanım içerde mi?" dediğimde bir süre sessiz kaldı. " aslında Nazlı hanım şu anda çizim odasında."
" peki nerde bu çizim odası?"
' birinci katta, sağdaki koridoru takip edin, sondan ikinci kapı."
ikinci kata inip, çizim odasını bulduğumda tam içeri girecekken Nazlı'nın biriyle konuştuğunu duydum.
" Biliyorum Lara, merak etme iyi olacağım. Gitmezsem Hande üzülür, sana söyledim herşeyi geride bıraktım.belki mert e söylerim, benimle gelmeyi kabul edebilir. Tamam, konuşup sana haber veririm. görüşürüz." konuşması bitince kapıyı tıklatıp içeri girdiğimde, tekli koltuğa oturmuş, önünde çizimleri, saçlarını kalemle toplamış bir nazlı ile karşılaştım. Beni görünce toparlanmaya çalıştı, " Şeyy, seni beklemiyordum." diyerek kıyafetini düzeltmeye çalıştı. " hazırsan çıkalım".
Yemekten sonra Nazlı annemden izin alarak, arkadaşlarının düğünü için hazırlandı. Aşağıya indiğinde annem ve Masal'ın iltifatlarından sonra yola çıktık. Arabayı durduktan sonra, Nazlı ondan beklemediğim bir seçenek sundu. " Benimle gelmek zorunda değilsin, ben çıkarken seni ararım. Böylece sen de sıkılmak zorunda kalmazsın." cevap vermeme izin vermeden arabadan indi.
Nazlıdan...
Bir süre arkadaşlarımla sohbet ettik, herşey yolunda giderken tüm sevincim Kerem ile sona erdi. Arkadaş olarak merabalaşıp, bir kenarda sakinleşmeye çalışırken aniden dibimde bitti. " hiç değişmemişsin Nazlı, hala aynısın. Seni gördüğüme sevindim."
" Eğer seni şu an bu kadar sakin karşılıyorsam, hepsi Hande için. Yoksa seni görmek beni iğrendiriyor." diye sinirle burnumdan solurken yanından ayrılmak için arkamı döndüğümde beni engelledi.
" Nazlı biliyorum bana kızgınsın, ama inan çok pişman oldum. Biliyorum sende beni seviyorsun, hala hayatına kimseyi almadığını biliyorum."
" Yeter! Seni sevmiyorum. Hem... hem benim hayatımda biri var, rahat bırak beni."
" Nazlı, eğer olsaydı eminim ki seninle burada olurdu."
" Benn..." diye cevap düşünürken, birden arkamdan duyduğum ses ile donup kaldım.
" Kusura bakma sevgilim, arabayı park edecek yer arıyordum." diyerek gelip yanağıma öpücük kondurdu. Ben ne olduğunu anlamaya çalışırken, gözleriyle onay istedi. Elini belime sarıp, konuşmaya başladı." eee bizi tanıştırmayacak mısın canım." diyerek Kerem' e elini uzattı. Ben Nazlı'nın erkek arkadaşı Murat Yıldırım."
![](https://img.wattpad.com/cover/10982523-288-k723450.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TAŞTAN KALP(bitti)
RomanceHerşey bir inatla başladı; Nazlı gitmeyi ilk kez kabul ettiği randevuda Murat tarafından aşağılanırsa, intikam almaya karar verirse. birbirlerini ne kadar görmek istemezlerse o kadar bir araya geliyorlar. Murat'ın taştan kalbine, Nazlı'nın cadılıkla...