*****************************************************************
Bunlar son satırlar.
Farzet ki bir rüyaydım esip geçtim hayatından
Ya da bir yağmur sel oldum sokağında.
Sonra toprak çekti suyu kaybolup gittim
Beklide bir rüyaydım.
Senin için..
Uyandın ve ben bittim.”
- Okan Savcı-
*****************************************************************
Kapının önüne geldiğimde elim istem dışı biran için zile gitse de gerçeği kavramam uzun sürmedi. Cebimden anahtarı çıkarıp, kapıyı yavaşça elimle geriye doğru itip içeri girdim. Kaç gündür olan sessizlik ve karanlık karşıladı yine... Oysaki birkaç gün öncesine kadar, Nazlı nın çizim odasından sızan ışık koridoru aydınlatırken inatçı sesi karşılardı. Sofraya birlikte otururken, yemekten sonra ben televizyona bakarken, o kitabını alıp ikili koltukta yattığı yerden kitabını okurdu. Aklıma gelen anıları savuşturmak ister gibi başımı sağa sola salladım. Salona geçip; kıravatımı gevşetip, boynumdan çıkardım. Ceketimi çıkarıp, koltuğa koyarken sehpanın üzerinde Nazlı nın kitabını gördüm. Ayracı koyduğu sayfayı açıp okuduğumda, boğazım düğümlenirken dudaklarım alayla kıvrıldı.
" Özleyeceksin!
Kızıyordu,
Kıskanıyordu,
Küsüyordu,
Çok soru soruyordu;
Ama beni seviyordu diyeceksin!
Nazım Hikmet Ran "
Kitabı yavaşça eski yerine koyup, yatak odasına ilerledim. Dolaptan giyeceğim temiz bir tişört çıkartıp, üstümdekileri de diğerlerinin yanına koltuğun üstüne fırlattım. Yüzümü yıkadıktan sonra mutfağa geçip bir bardak su doldurdum. Suyu içerken gözüme tezgahın üstündeki üç bardak takıldı. Masal' ın ısrarlarıyla gittiğimiz market alışverişinde almıştık.
İkisi kol kola ilerlerken, ben alışveriş arabasıyla onları takip ettim. Gülüşerek ilerlerken, arada bir Masal söylenerek bana baksa da ikisi de mutluydu. Gülerek bardakların olduğu reyona girdiklerinde, Masal heyecanla üç bardağı eline aldı.
" Abi, bunları alalım mı? Bak bu somurtkan kurbağanın olduğu bardak senin, bu güzel kızın olduğu bardakta Nazlı nın sürekli güldüğü için ve bu prenses bardağı da benim. Size geldiğimde bunu kullanacağım." diyerek kıkırdadı.
" Niye sizin bardaklarınız mutluluğu ve gülmeyi temsil ederken, benimki somurtkan bir kurbağa!" dediğimde Masal bilmişlikle elindeki bardaklara aldırmadan ellerini beline koydu. " Çünkü abiciğim, sen sürekli somurtan bir somurtkan şirinsin." dediğinde karşı çıkmasına ister gibi Nazlı ya baktığımda o da Masal' ı başıyla onayladı. " Hahh, bir de ittifak ha! Ben istediğimde gülebilirim, bak gülüyorum." derken benim gülmeye çalışan halim etraftakilerin dikkatini çekmiş olmalı ki, bizi izlemeye başladılar. " Bak o kadar da somurtkan değilim." dediğimde ikisi de gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdı. " Tamam, madem öyle bu bardağı alalım. Bir tarafındaki adam gülüyor, diğeri somurtuyor. Ruh haline göre." en sonunda seçtikleri üç bardağı alıp alışverişi tamamlamıştık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TAŞTAN KALP(bitti)
RomanceHerşey bir inatla başladı; Nazlı gitmeyi ilk kez kabul ettiği randevuda Murat tarafından aşağılanırsa, intikam almaya karar verirse. birbirlerini ne kadar görmek istemezlerse o kadar bir araya geliyorlar. Murat'ın taştan kalbine, Nazlı'nın cadılıkla...