Küçüğüm daha çok küçüğüm

24.2K 1.1K 17
                                    

Ailelere kararımızdan söz edince yıldırım hızıyla anneler evlilik hazırlıklarına başladılar. Bir hafta içinde isteme ve nişan, bir ay içinde de düğün kararı aldı(lar)dık. Her ne kadar babam bu konuda biraz rahatsız olsa da anlaşılan o ki annem onu da ikna etmiş. Hükümet gibi kadın mübarek. Annemlerle  alışverişe çıktığımızda resmen canım çıktı. Tamam, alışveriş her kadının hoşuna gider ama… Ben de insanım yaaa yoruldum tabii. Masal, ben ve lara bir şey demek için ağzımızı açtığımızda öldürücü bakışlarıyla buluştuk. Seçtikleri gecelikler, kıyafetler, aldıkları şeyler hiç benim istediğim şeyler değil. Hiç giymesem daha iyi yani. Neyse alışverişi bitirip, eve geldiğimde ilk işim duş alıp yatmak oldu. İş yerinde de herkes duymuş adım başı tebrik. Resmen oyuna geldim hâkim bey, önce gözleriyle kandırdı. Sonra duygularımla oynadı. İşte geliyor, zanlı yüzünde aynı hafif tebessüm, siyah takım elbisesi, bir eli cebinde gören de podyumda yürüyor zanneder. " hala burada mısın sen? Akşam istemeye geleceğiz, sen daha hazırlanmaya başlamamışsın bile" geri çekilip beni süzmeye başladı. " akşam bu şekilde olmayacaksın değil mi?" gözlerini kısıp yüzümü incelemeye başladı. Yüzümde oluşan tebessümle ona doğru bir adım attım. " ne o yoksa şimdiden pişman mı oldun? Merak etmeyin ben istesem bile annem izin vermez. Şimdi izninle benim gidip hazırlanmam lazım." diyerek onu iterek yürümeye başladım.

eve geldiğimde her şey çoktan hazırlanmış, bir tek benim hazırlanmam kalmıştı. Ben odamda hazırlanırken Lara ve yengem Miray geldi. Onları aynadan süzdükten sonra, suratımı astım. " Gelin adayı ben değil miydim? Kendimi çok rüküş hissettim."dediğimde ikisinin de yüzü değişti. “ Gerçekten çok mu abartılı olmuş? Benim biricik arkadaşım için önemli bir gün iken, ben nasıl olurda bakımsız olurum.” Zayıf noktadan giriş yaptı, zeki kız. “ Yaa ben kaç aydır duba gibi oldum, abin için yani.” Derken ikisinin de savunması iyiydi. “ Peki peki, anlaşıldı siz beni alt edeceksiniz. Neyse nasıl olmuşum?” dediğimde ikisi de bir süre beni süzdü. “ Gerçekten çok güzel olmuşsun ve bunu sen kendini iyi hisset diye söylemiyoruz.” İkisi de aynı anda söyledi. “ iyi ki geldiniz, yoksa her an heyecandan ölebilirim.” Onlara baktığımda Lara endişeli bakışlarıyla beni süzdü. “ Nazlı emin misin, bak hala geri dönebilirsin” onun endişesini dindirmek adına elini avucuma aldım. “ Merak etme, hem kızdırırsa sana söylerim olmaz mı?” o sırada konuşmamız Miray' ın burnunu çekmesiyle bölündü. “ Niye ağlıyorsun şimdi?”Kırmızı gözlerini yüzüme dikip, dudaklarını büzdü. “ Şimdi sen de evleniyorsun, sen olmadan biz ne yapacağız. Hep hamilelik hormonları yüzünden yaaa!” Dediğinde yüzümüzde tebessüm, kırmızı gözler ile kucaklaşırken annemin sözleriyle ayrıldık “ Siz böyle yaparsanız, ben ne yapacağım?” dediğinde ona da sarıldık. Elimizi yüzümüzü yıkayıp, beklemeye başladık. Tam kızlarla mutfakta konuşurken kapı çaldı. “ geldiler, geldiler.” Diye heyecanla kapıya doğru giderken, mutfak masasına ayağımı çarptım.

“ Sakin ol Nazlı, şimdi git ve kapıyı aç!” Lara bunları söylerken ben çarptığım ayağımı ovmakla meşguldüm. Derin bir nefes alıp, yüzüme tebessümlü bir ifade takınıp kapıyı açtım.

“ Hoş geldiniz, buyurun efendim.” Hepsi sırayla içeri girdiğinde ben de mutfağa geçtim. Miray, Lara ve ben mutfakta kahve hazırlarken Masal da geldi. “ Nazlı gerçekten çok güzel olmuşsun bugün.” Gülümseyerek söylediği bu sözlerden sonra mutlu oldum tabii. Biraz sohbetten sonra kahveleri hazırlamaya başladım. Ben kahveyi hazırlayıp cezveye koyarken, kızlar fısıldanıyordu. Kahveyi fincanlara boşaltırken Lara, Aslı ve Masal başıma dikildiler. “ EEE muratın kahvesine bir şey koymayacak mısın?” üçününde yüzünde sinsi bir gülüş belirdi. " yok, artık!" dediğimde hepsi bana öyle bir bakış attı ki. " elbette tuzlu kahve içecek, tuzlu kahve olmadan olur muymuş hiç?"Lara’ nın sözlerinden sonra Miray ve Masal da onu destekledi. “ Masal! abine bunun yapılmasına izin mi vereceksin?” dediğimde keyifle kıkırdadı. “ adettendir Nazlı, hem fena mı olur?” Onları dinleyip, kahveye tuzu ekledikten sona içeri girip dağıtmaya başladım. Babam kahvesini alırken, tuzlu fincana uzandığında bakışlarımla onu engelledim. O da durumu anlamış olacak ki, keyifle arkasına yaslandı. Murat kahvesini alırken, bir bana birde kapıda dikilen kızlara baktı. Babamlar sohbet ederken, konuşmaları Murat ın öksürük sesiyle bölündü. “ iyi misin oğlum?” Leyla Hanım ın endişeli çıkan sesine karşılık babamlar gülüyordu. “ iyiyim anne… iy-iy-iyiyim.” Murat ın bakışlarını üzerimde hissettiğimde korkmadım desem yalan olur. Kahveler içilip isteme faslı olduktan sonra, aile arasında nişanlandık. Nişanlılığımız düğün hazırlıklarının son bulmasıyla sadece bir ay sürdü.

TAŞTAN KALP(bitti)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin