Bölümü biraz uzun tutmaya çalıştım, gitmeden bölümü yayınlayayım dedim. Biraz sıkıcı gelebilir ama fikirleriniz önemli. Yanlışlarımı belirtirseniz, tekrar yapmamaya çalışırım. Herkese iyi okumalar. Bir de herkesin Kurban Bayramı Mübarek olsun. Hepinize iyi bayramlar... ^.^
Önce duyduğum kıkırtılara bir anlam veremesemde gözlerimi açtığımda tutulan boynumu elimle ovdum. Masal karşımda ağzı kulaklarına vararak gülüyordu. Tam ağzımı açıp konuşacakken hastanedeki hemşireler gibi işaret parmağını dudağına götürüp 'sus' işareti yaptı. sessizce Miray' ın bulunduğu odaya ilerledi. Omzumdaki ağırlıkla bakışlarım oraya yöneldi. Şimdi anlaşıldı Masal hanım... Nazlı ve beni bu şekilde gördüğü içindi tüm bu sessizlik. Yavaşça hareket eden başını fark edince tepkisini görmek adına tekrar gözlerimi kapattım. Önce ne olduğunu anlamasa da bulunduğu durumu fark edince hızla başını kaldırdı. Kendi kendine kızıp, sinirle kaşları çatılırken onun bu haline gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. Sanki yeni uyanır gibi yapıp, " günaydın" dediğimde oldukça şaşırdı. Kuru bir günaydından sonra odaya yöneldi. Ben de arkasından odaya girdiğimde annemlerin yanı sıra Nazlı'nın da annesi ve babası gelmişti. Demek ki hepsi bizi o şekilde görmüştü. Aklıma gelen düşünceyle gülerken, Nazlı'nın çatık kaşlarıyla karşılaştım. Muhtemelen şu an o da benimle aynı şeyleri düşünüyor.
" Uyandınız mı? Sandalye köşelerinde tutulmuşsunuzdur." dedi annem. O sırada hepsinin yüzünde tatlı bir tebessüm hakimdi. tek kişi dışında Nazlı'nın babası çatık kaşlarını gözlerime dikip, tehdit edercesine bir süre beni süzdü. O anda içeri kucağında torunlarıyla gelen ufak tefek hemşireye döndü bakışları.
" Çok tatlı birşey" Masal kendince uzaktan hareketler yaparak hepsini güldürürken, annemlerde ona katıldı. " Allah bağışlasın. Ne güzel bir bebek böyle, Allah analı babalı büyütsün." dedikten sonra getirdiği künyeyi bileğine taktı. Masal da aldığı bebek takımını bir kenara bıraktı. Herkes bebekle ilgilenirken, Nazlı da uzaktan uzağa bebeği izledi. Hep birlikte dışarı çıktığımızda annemler Nazlı'nın ailesini yemeğe davet etti.
" İnşallah başka sefere Leyla hanım malum bir süre çocuklara göz kulak olmak gerek. Yarın kızımızda hastaneden çıkacak, eve gidip hazırlık yapmak gerek. " dediğinde annem anlayışla karşıladı. babalarımız vedalaşırken, ikisi de hallerinden gayet memnundu. masal ve Nazlı da biraz geride konuşurken, Nazlının kızaran yüzü dikkatimi çekti.
Nazlı biz de gidelim artık, annenlerde geldiğine göre. " dediğimde Nazlı bakışlarını kaçırarak konuştu. " Aslında biliyorsun birkaç gün Miray için zor geçeçek akşamları onunla ilgilensem iyi olur."ben cevap vermeden annesi uyarıcı bakışlarını Nazlı' ya yöneltti. " Kızım ne gerek var? hem ben de burdayım, siz yeni evli sayılırsınız olmaz öyle." dediğinde Nazlı karşı çıksa da annesi baskın geldi.
" Eminim Murat bunu anlayışla karşılar. Sen Miray ile ilgilenirken, ben bebekle ilgilenirim. En azından akşamları sana yardım edebilirim." Benden kaçmak ister gibi sürekli bahaneler üreterek çırpındı. En sonunda araya girerek ikisinin arasındaki sorunu hallettim. Yani kendimce... Nazlı sinir olsa da...
" eğer sizin içinde sorun olmazsa, Miray hastaneden çıktığında bir süre bizimle kalın. Hem sizin hem de Nazlı'nın içi rahat eder." dediğimde Nazlı nın şaşkın haline gülmemek için yanağımın içini ısırdım.
" Oğlum olur mu öyle? sen bakma bu deli kıza, biz size rahatsızlık vermeyelim." dese de ısrarlarımıza dayanamadığı için en sonunda kabul etti. Arabaya bindiğimizde bir süre sessiz dursa da Nazlı en sonunda dayanamayıp sinirle soludu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TAŞTAN KALP(bitti)
RomansaHerşey bir inatla başladı; Nazlı gitmeyi ilk kez kabul ettiği randevuda Murat tarafından aşağılanırsa, intikam almaya karar verirse. birbirlerini ne kadar görmek istemezlerse o kadar bir araya geliyorlar. Murat'ın taştan kalbine, Nazlı'nın cadılıkla...