Nazlı'dan...
Bugün Leyla hanım ın isteği üzerine onlarla birlikte dışarıda buluşacağız. İşten sonra eve gidip bir duş alıp hazırlandım. Aşağıya indiğimde Murat'ı arabasına yaslanmış beni beklerken buldum. Yüzünden anladığım kadarıyla bekletilmek hoşuna gitmemiş beyimizin. Çok da umrumda adımlarımı biraz daha küçülterek yavaş yavaş yanına geldiğimde beni fark etti.
" Hele şükür. Bir an için gitmeyi düşündüm artık, bak nazlı bekletilmekten hiç ama hiç hoşlanmam. Bunu sakın unutma." diyerek kendi tarafına doğru ilerleyip arabaya bindi. Ne bekliyordum ki!
Sinirle kapımı açıp arabaya bindim, bir süre konuşmadık. Can sıkıntısıyla telefonumdan müzik açıp, kulaklıklarımı taktım. Tabi ki, hazırlıklıyım söz konusu Murat olunca. Gözlerimi kapatıp, müziğe dalmışken bir anda yanımdaki ultra öküz yüzünden ön cama savruldum.
" Ne yapıyorsun sen ya? Kemerim takılı olabilir ama yine de bu ne biçim bir duruş böyle." diye cıyaklarken, Murat sinirle bana döndü.
" Kusura bakmayın hanım efendi. Özel şoförünüz yok, eğer kendinizden geçmeseydiniz savrulmazdınız." Sen sabır ver Allah'ım ya!Şeytan diyor patlat gözüne bir tane, derin nefes alıp sinirle kemerimi çözüp arabadan indim. Sinirle ilerlerken, belimi sıkıca saran bir el ile Murat'ın nefesini kulağımda hissetmem bir oldu.
" İçeri girerken birlikte gireceğiz, yanımdan ayrılmak yok." Adama bak ya, hem odun hem de baskıcı diktatör. Ahh Nazlı ahh açtın yine başına püsküllü belayı.
İçeri girdiğimizde önde gelen iş adamları, aileleri, dernek üyeleri herkes kendi halinde sohbete başlamıştı. Muratın belimdeki eli, elime indiğinde beni ailesinin olduğu tarafa deyim yerindeyse sürüklemeye başladı. Çünkü bu topuklularla anca sürükleniyorum, onun koca adımlarıyla...
Leyla Hanım yüzünde memniyet dolu bir ifadeyle bizi süzdü. Birkaç iltifat ve sohbet sonunda bizi bırakıp, arkadaşlarının yanına gitti. Bir süre masada yalnız ben, masal ve murat kaldık. Biz masal ile sohbet ederken, murat ın gözü bir an kapıya odaklandı. Onun baktığı yöne döndüğümde kolunda Ezgi ile Mert geldi. Bizim masaya geldiklerinde, Mert i gördüğüme sevindim. Çünkü onlar geldikten sonra, Masal masadan ayrıldığında sadece dördümüz kaldık. biz mert ile sohbet ederken, ezgi ve murat da kendi aralarında sohbete başladılar. Biz sohbet ederken, dernek başkanı konuşma yapmak üzere sahneye çıktı. Ellili yaşlarda, ufak tefek bir adamdı, işaret parmağıyla gözlüğünü düzelttikten sonra konuşmaya başladı.
" Evet, saygı değer konuklarımız bugün burada çok önemli bir konu için toplanmış bulunmaktayız. Gelişmekte olan bir ülke için gerekli olan yetenekli girişimciler, yeterli kaynakların yanı sıra en iyi şekilde yetişmiş nesiller. Bunun için bu akşam burada toplanacak yardımlarla kimsesiz ve başarılı çocukları ödüllendirmek adına onlara burs sağlayacağız. Ayrıca onlar için kalabilecekleri yurt sağlamak üzere inşaatlara başlayacağız. Hepinize şimdiden yapacağınız yardım ve destekleriniz için teşekkür ederiz." diyerek alkışlar eşliğinde sahneden indi. Yavaş çalmaya başlayan müzikle çiftler dans etmeye başladı. Ben masada sıkıntıdan patlarken, Murat gözlerimin içine bakarak Ezgiyi dansa kaldırdı. Elimle masada ritim tutarken, Mert' in elini elimde hissedince duraksadım.
" Acaba bu güzel bayan bana bir dans lütfedebilir mi?" diyerek yüzüme tebessümle eğildi. Elimi güven duyduğum eline bıraktığımda, kendimi pistte buldum. Yavaş çalan müzikle birlikte dans ederken, gözlerim sürekli Murat'ı izledi. bir an için yaptığımın yanlış olduğunu düşünerek, başımı Mert'in omzuna yasladım. O da başını başıma yasladığında, birden bir el kolumu onun omzundan indirdi. Ben daha ne olduğunu anlamadan, kendimi muratın kollarında buldum. Yüzündeki ifadeden ne olduğunu anlamaya çalışırken, etrafta biraz göz gezdirince biraz ileride bizi izleyen ailesiyle karşılaştım.
" Eğer seninle dans etmeseydim, dikkat çekecekti. Hem Ezgi de biraz Mert ile dans etmek istedi. " dediğinde niye bilmiyorum ama içimdeki kıskanç yan ortaya çıktı.
" Demek Ezgi için beni dansa kaldırdın, öyle mi?" Gözlerimi gözlerine diktiğimde bu tavrım onu şaşırtmıştı. Sinirle ellerinden kurtulup kendi kendime söylenerek, topuklarımı yere vurarak tuvaletlerin olduğu tarafa ilerledim. " Aptal Nazlı, ne sandın seni kıskandığım için diyecek hali yok ya! Gerçekten ben neler düşünüyorum böyle." Kendi kendime konuşurken, asansöre doğru ilerlediğimde ilacımı almak için çantamı açtığımda ilacımı evde unuttuğumu fark ettim.
" Aferin sana Nazlı, Şimdi ne olacak" diye söylenirken, asansör geldi. İçeride birkaç kişi vardı, bu da demek oluyor ki yalnız değilim. Asansöre bindikten bir süre sonra 2. katda herkes indi. Tam bende inecekken, bay öküz tarafından tekrar bindirildim.
" Ne oluyor ya! Şimdi de adam kaçırmaya mı başladın?"
" Nazlı sakin ol sadece konuşmak istiyorum." diyerek kendini tutsada siniri sesine yansıdı.
" Asansörden inip de konuşsak olmaz mı?" kabul etmeyeceğini bilsem de şansımı denemek istedim. Çünkü 10 dakikadır asansördeyiz ve bu benim için rekor. Sinirle bakışırken, asansör birden asılı kaldı. Duyulan gürültüden sonra, ışıklar yanıp sönmeye başladı.
murattan....
Asansör duraksayınca birden yüzü değişti, rengi soldu. " nazlı sen iyi misin? " diyerek kolunu tuttuğumda birden düşecekken onu tuttum. " Ben... iyi değilim Murat... beni hemen... buradan çıkar. Lütfen, burdan... çıkmalıyım." diyerek kollarımda çırpınırken birden güçsüz kaldı.
" nazlı neyin var?" diyerek onu sarsamda bir süre sonra derin nefesler almaya başladı. " Nazlı kendine gel, bak ben yanındayım. Sakin ol."
" Ben... hıghh. korkuyorum...hıghh Murat." diyerek olduğu yere çöktüğünde onu kollarımın arasına aldım. Sinirli bir kirpi gibi dikenleri hazır olan Nazlı, şu an karşımda küçük bir kız çocuğu gibi çaresiz. Kucağıma iyice yerleştirip, saçlarını okşamaya başladım. " Korkuyorsan korkma! Ben buradayım, bize birşey olmayacak. Birazdan çıkacağız, sakin ol." onu teselli ederken, birden kollarımda bayıldı. Bir yandan onu kendine getirmeye çalışırken, bir yandan da bağırmaya başladım.
" Yardım edin, kimse yok mu? Yardım edin. Allah kahretsin bu telefon niye çekmiyor. Nazlı, beni korkutma Nazlı!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TAŞTAN KALP(bitti)
RomanceHerşey bir inatla başladı; Nazlı gitmeyi ilk kez kabul ettiği randevuda Murat tarafından aşağılanırsa, intikam almaya karar verirse. birbirlerini ne kadar görmek istemezlerse o kadar bir araya geliyorlar. Murat'ın taştan kalbine, Nazlı'nın cadılıkla...