EVeeet, yeni bir bölümle daha karşınızdayız, biliyorum şu aralar çok yazamıyorum. Yine elimden geldiğince yazıyorum. Neyse ben daha fazla gecikmeden, lafı uzatmadan yeni bölümle sizi baş başa bırakıyorum. Bu arada hikayemi okuyanlardan, sınavlara gireceklere başarılar... En zor dönemlerdeler hepsine başarılar... :)))
Yorgun argın işten gelip, koltukta keyif yapmak gibisi yok. Cipsimi ve kolamı alıp kanepeme kuruldum, aksiyon ve dövüş filmleri içinden jackie chan in bir filmini açtım. Adam ufak tefek ama kaç adama bedel, mimikleri, gülmesi, ağlaması her biri ayrı güzel. En sevdiğim filmlerinden olan görünmez hedef'i izlerken, telefonum çalmaya başladı.
" uff ya en güzel yerinde!" burnumu silip, telefonu açtığımda Mert' in neşe saçan sesiyle karşılaştım.
" Naber nazlı! Rahatsız etmiyorum ya!" aslında en güzel yerde filmi böldün ama neyse...
" yoo, bende film izliyordum. Hayırdır sen bu saatte pek aramazdın."
Mert ile 4 ayın sonunda iki yakın arkadaş olduk. Murat'ın aksine onunla daha iyi anlaşıyoruz. 4 aydır birbirimizi her gördüğümüz yerde, Murat ile birbirimize giriyoruz. Adam odun değil mübarek kalas. sürekli benimle uğraşıyor, aileme ve ailesine ayrıldığımızı söylememi istiyor. Ama ben bir kere karar verdim, O benden özür dilemedikçe kabusu olacağım.
" Şeyy, Nazlı bu hafta leyla teyzemin doğum günü var. Bende katılacağım yalnız gitmek istemiyorum, bi de bilirsin o tür şeyler beni sıkar. O yüzden sende benimle gelsen, erken ayrılırız . Doğum gününü kutlar geliriz." Mert telefonda kıvranmaya başladı bile...
" Peki, tamam. Birkaç saatliğine uğrarız, her ne kadar kuzeninden hoşlanmasamda leyla teyzeyi severim. Peki hediye ne aldın?" dediğimde telefonun ucunda bir sessizlik oldu.
" aslında ben daha o işi de halletmedim, bana yardım edersin değil mi? Her ne kadar lakabım casanova olsa da hediye konusundan pek anlamam." diyerek gülmeye başladı. son söylediği kelimelerle sanki karşımdaymış gibi göz devirdim.
" Peki, anlaşıldı. Yarın birlikte gider hediyelerimizi alırız, yarın 3 gibi şirkette buluşalım. Yarın görüşürüz." tam telefonu kapatacakken mert'in son sözleri yüzümde tebessüme yol açtı.
" nazlı sen çok iyi bir arkadaşsın. Neyse ben seni daha fazla tutmayayım, sende filmine devam et."
Filmi izlerken çocuğun öldüğü sahne de ağlaya ağlaya harap oldum. Sonuç sabah altı torbalı, bir çift kızarmış göz.
İşlerimi hallettikten sonra Mert ile birlikte alış veriş merkezine gittik. Genelde erkekler alışverişi pek sevmez ama bende pek sevmediğim için işimizi çabuk hallettik. Ben güzel bir kolye, mert de çok güzel bir set aldı. Biraz birlikte sohbet ettikten sonra, Mert beni evime bıraktı.
.....
Bugün Leyla teyzenin doğum gününe gitmek için hazırlanmaya başladım. sade ama şık olan mor elbisemi giyip, saçlarımı ve makyajımı da tamamladım.(elbise multimedyadaki elbiseye benziyor.)Aşağıya indiğimde Mert arabasına yaslanmış beni bekliyordu. Kısa bir inceleme ve iltifat devresinden sonra Muratların evine gelmiştik. Kapıyı açan orta yaşlardaki hizmetçiyle birlikte arka bahçeye çıktık. Baya kalabalık ve ben kalabalıklardan pek hoşlanmam. Mert'in koluna girip sıktığımda, gülümseyerek bana döndü.
" Merak etme kısa sürecek, sadece biraz dayan" elini elimin üzerine koyup, Leyla teyzelerin yanına götürdü.
" ooo, Nazlı kızım hoşgeldin. Seni gördüğüme o kadar çok sevindim ki! Aşk olsun Mert niye nazlı ile geleceğini söylemedin?" şakayla karışık mert' e sitem ederken, Ezgi de geldi.
![](https://img.wattpad.com/cover/10982523-288-k723450.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TAŞTAN KALP(bitti)
Roman d'amourHerşey bir inatla başladı; Nazlı gitmeyi ilk kez kabul ettiği randevuda Murat tarafından aşağılanırsa, intikam almaya karar verirse. birbirlerini ne kadar görmek istemezlerse o kadar bir araya geliyorlar. Murat'ın taştan kalbine, Nazlı'nın cadılıkla...