Gökyüzü Ve Deniz

9. Bölüm-Güzel Bakmak

|9. Bölüm- Güzel Bakmak

"Eğer hiç uyumuyorsan en kötü kâbusundan nasıl uyanacaksın?"

Şarkı Önerisi; Ceylan Ertem-Esmer

➰

Uykumdan zihnime doğru kurulmuş köprü üzerinde yürürken ve henüz gerçek yaşama adım atma eylemini gerçekleştirmemişken -ki bu eylemin ismi; uyanmak- rüya alemine dalış yaptığım ilk anlarda sağlam olan köprü şimdi eskimiş tahta parçalarının oluşturduğu bir mekanizmaydı.

Kısaca, zihnim uykuyla alakasını kesiyor bünyem yerine geliyordu fakat ben buna henüz hazır değildim.

Göz pınarlarımdan uyku akmasına karşın asla bir şaşkınlık belirtisi göstermezdim.

Zümrelerini bilhassa ziyadesiyle severdim.

Lakin bunu kendilerine iletmeye ve beni yanlarında biraz daha tutmalarını rica etmeme zaman kalmadan gözlerim aralandı. Güneşin ışığı göz bebeklerime ulaştı.

Kulağımı dolduran çirkin sesi susturmak amacıyla elimi komidinin üzerinde ki telefonuma ulaştırmak için havaya kaldırdım ve telefonumu bulunca alarmı kapattım.

Pikemin yarısı anca bir bacağımı kapatıyordu. Kollarımı iki yana açıp gerildim ve esnedim içimden geldiğince.

Yatakta oturur pozisyona geldikten sonra bir müddet öylece bekledim ve ayağa kalkıp odamın içinde bulunan ebeveyn banyoma ilerledim.

Tuvalette işimi hallettikten sonra aynanın karşısına geçtim ve elimi yüzümü yıkadım önce. Dişlerimi fırçalayıp bileğimdeki tokayla saçlarımı dağınık bir topuz yaptım.

Odadan çıkıp ayaklarımı yerde sürüye sürüye merdivenleri indim ve mutfağa ulaştım. Bugün dersim yoktu ve tüm gün alyaklık yapabilirdim.

İsmime yakıştığı gibi.

Buz dolabının kapağını açıp sürahiyi çıkardım ve tezgahın üzerinde bulunan bardağıma su doldurup içmeye başladım.

"Günaydın"

Kulağıma Dilek'in sesi dolarken arkamı döndüm. "Günaydın"

Yanıma gelirken elimde bulunan ve yarısı dolu olan bardağı eline alıp içinde kalan suyu içti.

Daha sonra Büşra giriş yaptı mutfağa.

"Selam" dedi gözünü kaşıya kaşıya gelirken. Kısa saçları iç içe girmiş onu tam bir cadıya döndürmüştü.

Benim dostum olan tatlı bir cadıya..

"Selam"

Ben kahvaltı masasına geçip otururken Dilek de buzdolabını açtı ve bir elma çıkarıp musluğun önünde yıkamaya başladı.

"İkinizin de dersi var mı bugün?" diye sordum kendilerine gelemedikleri belli olan arkadaşlarıma.

İkisi de kafasını salladı.

"İyi o zaman" diye mırıldandım "Ben de biraz daha uyurum"

Dilek ısırmaya başladığı elmanın ağzındaki lokmasını yutarken "Benim hırkam kirlenmiş de, alabilir miyim seninkini?" diye sorunca bakışlarımı fayanslardan kaldırdım ve bana bakan gözleriyle karşılaştım.

"Bana mı soruyorsun?" Diye de teyit etmek için başka bir sual yönelttim kendisine.

Yukarı aşağı salladı kafasını. "Evet"

"Sormana gerek bile yok, git al" dedim ayağa kalkıp salona doğru ilerlerken.

"Teşekkür ederim" diyen sesi kapıdan henüz çıkmadan bana ulaşırken arkamı döndüm ve hayali bir öpücük gönderdim Polyanna'ya.