31.BÖLÜM-KAMP

467 43 101
                                    

|31. BÖLÜM-KAMP

Herkese selam selam selamm!

Umarım bu bölümü beğenirsiniz ve yine bu bölümü, umarım ayıplamazsınız.

İstemediğiniz kısımları okumadan geçebilirsiniz.

Bol bol bol Alya ve Mert odaklı bir bölümdü. Bu yüzdendir ki bol bol yorumlarınızı bekliyor olacağım.

Çünkü aklımdan geçen şeyleri birilerinin beğendiğini ve bunun hakkında fikir belirttiğini görmek çok hoşuma gidiyor. Sizi seviyorum. Hoşçakalınn💙

-

Mert'in arkamda yürüdüğünü bilerek gidip bir sıraya oturmuştum ki yanıma oturacağını düşünerek de yana kaymıştım ama beyefendi yanıma oturamadan aramıza başka bir kız oturdu.

İstese rica edip yanıma geçebilirdi ama yapmadı. Bana bakmadı bile. Yüz ifadesinden hala sinirli olduğunu anlıyordum ama şu an ben ona sinirleniyordum.

Onun gibi ona bakmamaya karar verip önüme döndüm dersi dinlemek için. Not almak için çantamı karıştırırken yanımdaki kızın Mert'le konuşmaya çalışmasını işitti kulaklarım.

Sabah saçma bir şekilde ilk kavgamızı etmiştik ve ilk kavgamızın yanyana uyuduğumuz ilk gecenin sabahında olduğuna inanamıyordum! O anları hatırladığımda tekrar buruşturdum yüzümü.

Onun kokusuyla, teninin sıcaklığıyla uyandığım için gayet mutluydum ve ellerim yüzünde dolanıyor saçlarını okşuyordu. Biraz sonra o da uyandığında uykulu uykulu baktı bana. Dudakları yavaşça kıvrılıp uykulu sesiyle "Günaydın güzelim" diyip daha sıkı sarmıştı belimi gözlerini kapatarak.

"Günaydın"

O tekrar uyku moduna geçmek istese de okula gitmemiz gerekiyordu. "Ama uyanmalısın Mert"

"Öpersen uyanabilirim" diye mırıldandığında yanaklarına öpücük kondurdum. Gözlerini aralayıp "Bunu kastetmemiştim ama, neyse" diye mırıldandı.

"Neyi kastetmiştin?"

"Dün geceki gibi şeyleri" dedi sabah sabah munzurca gülümserken.

Yanaklarımın kızarmaya başladığını hissettiğimde elimle ittirdim onu.

Kaşları şaşkınlıkla havaya kalktığında "Kaçıyor musun sen benden?" dedi hayret edercesine ve beni daha sıkı kavradı belimden. Vücut ısım yükselirken "Kaçan yok" dedim gözlerine bakarak. "Okula gidicez, sen de kalkmalısın artık"

Gözleri yüzümde dolanırken dudaklarını araladı tekrar.

"Neden utanıyorsun ki?" Gözleri dudaklarıma indi ve oraya bakarak konuştu. "Güzel şeyler yaşandı dün gece"

"Biliyorum"

"Daha fazlası da yaşanabilir" dedi saçlarımı yüzümden uzaklaştırırken. "O zaman da utanıcak mısın?"

Sağa sola salladım kafamı. Gözlerim dudaklarına kaydığında öpmek için bana yaklaşıyordu ki bir anlık boşluğundan faydalanıp üste ben çıktım. Gözleri kocaman açılıp bir şey yapacağımı zannederken gülümsedim. Ellerimi göğsüne koyup üzerine daha fazla eğildim ve dudaklarımla dudakları arasında bir milimlik mesafe kaldığında durdum. Dilimi çıkarıp yavaşça kendi dudağımı yaladığımda onun dudağına da değmişti dilim. Gözleri hazla kapanıp avucumun altındaki kalbi hızlandığında öpmemi bekliyordu. Birdenbire ayağa kalktığımda hala yatakta yatan Mert'e baktım.

"Kaçabiliyomuşum senden demek ki"

Kaşları çatılmış yanakları kızarmıştı. Kızgınlığı ses tonuna da yansıdı.

Gökyüzü Ve DenizHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin