İyi okumalar dilerim... ♡
☰🌪️
Umudumu kaybetmeli miydim? Her şeyi boş vermeli miydim? Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Her şey kötüye gidiyordu. Her şey olumsuzdu. Hiçbir şey yolunda gitmiyordu. Tamamen bocalamıştım. Ruhum ve bedenim karmakarışıktı. Ne yapacağımı bilmiyordum. Hep böyle devam etmeyeceğini mutlaka güzel şeylerin olacağını biliyordum ama artık sürekli olumsuz şeylerin olmasına katlanamıyordum. Çaresizlik üstüne çaresizlik yaşıyordum. Sahip olduğum tüm seçenekler avuçlarımın içinden kayıp gidiyordu.
Adım atamıyordum çünkü hem attığım adım hem de adım atacağım yol yanlış gibi hissediyordum. Sadece durmayı düşündüm. Olan biteni sadece izlemeye karar verdim. Sabırlı olmalıydım. Bir gün mutlaka her şey düzelecekti, bunu aklımdan çıkarmamalıydım.
Yatağımda uzanmış tavanı izliyordum. Venüs'ün herkesi hipnoz etmesinin üzerinden bir gün geçmişti. O günden beri vücudumda sürekli bir elektriklenmeyle beraber garip rüyalar görüyorum. O gün gene istemeden güç kullanmıştım. Nereden geldiğini bilmediğim gücü... Deniz, Venüs'ün gücüne karşı koymak için bedenimin istemsiz olarak kendisini savunmaya geçtiğini söylemişti. Bedenimde yıllar sonra ortaya çıkan bu güç neydi, hiçbir fikrim yoktu. Olayın ardından Venüs başının çok şiddetli ağrıdığını söyleyerek ve benimle işinin bitmediğini haykırarak sınıftan çıkıp gitmişti. Sınıftaki diğer herkes hipnozun etkisinde olduğu için neyse ki bir şey görmemişlerdi ama hepsi sersemlemiş bir şekilde ne olduğunu çözmeye çalışıyordu. Yattığım yerde derin bir iç çektim.
Kendimi bir süre odama kapatmaya karar verdim çünkü kimseye zarar vermek istemiyordum. Vücudumda bir anda ortaya çıkan bir şey vardı. O şeye özel güç demekte zorlanıyorum çünkü beni sadece zora sokuyor. Kafamı yatağımın kenarında olan gece lambasına çevirdim. Parmaklarımı yavaşça gece lambasının etrafında gezdirdiğimde bir elektriklenme hissettim. Sonra bir anda alt kattan bir ses geldi. Yattığım yerden yavaşça kalkarken bir yandan gelen sesin devamının gelip gelmeyeceğini anlamaya çalışarak kulak kesildim. Gürültünün ardından başka bir ses duyamadım. Sanırım annem bir şeyleri düşürmüştü. Tekrar kendimi yatağa bırakırken annemin sesini duydum. Ağlamaklı bir şekilde ''Miray'' diye fısıldadığını duydum. Hemen etrafıma bakındım. Ses çok yakınımdan gelmişti. Ayağa kalktım kapıya doğru ilerlemeye başladım. Kapımı yavaşça açtım. Kimse yoktu ama hala annemin sesini duyuyordum. Tam anneme seslenmek için ağzımı açtım ki tekrar bir ses duydum.
''Bırakın beni! Siz kimsiniz?'' annemin sesini fısıltı şeklinde tekrar duymamla etrafıma bakındım. Annem yakınımda bana fısıldıyor gibiydi ama ortalıkta yoktu. Aşağı kattaydı. Delirdiğimi düşünmeye başladım. Hızla merdivenlere yönelerek aşağı kata inmeye başladım.
'Bırakın beni!'' annemin sesini hala fısıltı şeklinde duyuyordum. Merdivenin son basamağına geldiğimde bir anda bir karaltı gördüm ve karnıma darbe aldım. Bağırarak iki büklüm olurken yere düştüm. Yere düştüğümde mutfakta yerde iple bağlanmış bir şekilde annemi gördüm. Ağzında bant vardı ama ben hala onun sesini duyuyordum.
''Miray! Miray iyi misin!?'' annemin bantlı ağzına bakarken sesi kulaklarımda yankılanıyordu. Bir yandan da karnımın acısıyla iki büklüm halini almıştım. Saçlarımda bir el hissetmemle saç köklerimdeki acıyla çığlık attım. Saçlarımı tutan ele tırnaklarımı geçirdim.
''Ne istiyorsun bizden!'' tırnaklarımı saçımı tutan kişinin eline geçirirken çığlık attım.
''Biraz eğlence istiyorum'' ses genç bir erkeğe ait gibiydi ama tanıdık bir ses değildi. Sonra bir adam anneme doğru ilerlemeye başladı. Anneme ilerlemesiyle çığlık atmaya başladım ve öne doğru atıldım. Saçımı çeken el umurumda bile değildi, saç köklerimin koptuğunu hissederken boynum kendimi öne doğru attığım için iyice gerilmişti ama anneme doğru giden adamın paçasına yapışmayı başardım. Ayak bileğini tuttuğum gibi adamın ayak bileğine sımsıkı sarıldım. Adam ayağını sallamaya başladı. Bir yandan da daha demin konuşan adam saçımı asılmaya devam ediyordu. Ayağına sarıldığım adam boşta kalan ayağıyla karnıma tekme attı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORUYUCU 🌪️
FantasySessizlik esir almıştı koca bir şehri. Her taraf karanlığa bürünürken, sessizlik hâkimiyetini daha çok artırıyordu. Her canlı korku dolu bir şekilde köşeye sinmiş, ne olacağını bekliyordu. Kuşlar uçma özgürlüklerini, kedi köpekler dolaşma özgürlükle...