⌘BÖLÜM 12 II

517 150 201
                                    

8 Mart Dünya Kadınlar Günümüz Kutlu Olsun, İyi ki Varız!

İyi okumalar dilerim... ♡


☰🌪️


''Biri bana burada ne olduğunu söyleyebilir mi?'' korkumu sesime yansıtmamaya çalışıyordum. Daha doğrusu Uzay'ın burada olduğuna birazcık güveniyordum ama sadece birazcık...

''Ateş, şunu yapma!'' Uzay'ın sesi bıkkın bir şekilde çıktı. Ardından da derin bir nefes bıraktı.

''Kapının oraya gitseydim daha çok üşüyecektim'' ardından umursamaz bir şekilde omuz silkti.

Uzay, kapının kendi kendisine kapanmasına hiç şaşırmamıştı hatta ''Şunu yapma'' demişti. Uzay, Bora'yı uzun zamandır tanıyor olmalıydı ve her ne yaptıysa bundan da haberi vardı. Dilimin ucuna kadar 'senin süper güçlerin mi var?' sorusu geliyordu ama sorum çok gülünç geldiği için sormak istemiyordum. Bora zaten beni yeterince küçümsüyordu. Bir de böyle bir şey sorarsam kesin beni mahcup duruma sokacak bir laf söylerdi. O yüzden direk Uzay ile muhatap olmaya karar verdim.

''Uzay, bana artık neler olduğunu anlatacak mısın?'' bedenimi tamamen Uzay'a doğru çevirdim.

''Şimdi kısaca'' Uzay tam konuşmaya başlamıştı ki bir anda hepimiz hafifçe sallanmaya başladık. Kocaman açılmış gözlerimle Uzay ile Bora'ya baktım. Bedenimi ürperme kaplarken sallantı durdu.

''Deprem mi oldu?'' Bora sanki 'sus' der gibi avuç içini bana doğru uzattı. Ardından Uzay sessizce mırıldandı.

''O burada''

''Kim burada?'' ama sorumun cevabını Uzay'ın bakışlarından hemen anlamıştım. Tedirgin bakışları burada olanın bana yaratık olduğunu anlamama yetti. Ardından tiz bir ses duymamla bütün yüzüm kasıldı. Ne yapacağımı bilmez şekilde bakışlarım Uzay ile Bora arasında mekik dokuyordu. Bir anda tüm pencere ve dış kapının açılmasıyla içeriye rüzgar doldu. Soğuk rüzgar bedenime buz gibi işlerken Uzay'ın bağırışını duydum.

''Ne yapıyorsun sen?!''

''Nasıl olsa Miray doğru kişi değil, onu anlayınca geri gidecektir'' hem rüzgârdan dolayı hem de ara ara duyulan tiz sesten dolayı Bora da bağırarak konuşuyordu.

''Doğru kişi olmaması onun için çok tehlikeli olur, bunu biliyorsun!'' Uzay, Bora'nın yakasına yapışmıştı.

''Canı benim için umurumda değil! Ben sadece gücümü istiyorum!'' Bora, Uzay'ı ittirdi. Uzay geriye doğru sendeledi ve ardından Bora'nın yüzüne yumruk attı.


''Sen hep böyle güç peşindeydin'' ardından Bora'nın yüzüne bir tane daha yumruk attı. Ben ise rüzgârın etkisi üstüne bide arada duyduğum tiz çığlık yüzünden iki büklüm olmuş bir şekilde duvara yaslanmış, ayakta durmaya çalışıyordum. Bedenim korkudan mı yoksa üşümekten mi titriyor emin olamıyorum. Sanırım ikisi de. Soğuk rüzgâr, gözlerimden yaş getirirken sanki evin içinde daha çok etkisini hissetmeye başlamıştım. Biraz daha hızlanmış ve soğumuş gibiydi. Kollarımı bedenime sararak dizlerimi büküp duvarda sırtımı yere doğru kaydırdım. Yere oturunca dizlerimi iyice karnıma çektim. Kollarımla dizlerimi sardım. Bir yandan da dişlerimi sıktığım için çenem ağrımaya başlamıştı ama dişlerimi gevşetemeyecek kadar çok üşüyordum.

''En azından bir korkak gibi güçlerimden kaçmadım!'' Bora'nın haykırması ile tekrar ikisine baktım. Uzay hala Bora'nın yakasından tutuyordu. Bir süre sadece bakıştılar içlerinde yükselen öfkeyi buradan bile hissedebiliyordum. Bir yandan da güç kelimesi beynimde dönüp duruyordu ama üşümekten düşünemiyordum sadece beynimde yankılanıp duruyordu.

KORUYUCU 🌪️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin