⌘BÖLÜM 13

510 145 147
                                    

İyi okumalar dilerim... ♡

☰🌪️

"Geçmiş, deriye kazınan yara gibidir. Hiç bir zaman tamamen iyileşmez,küçük de olsa bir iz mutlaka kalır"

bt.

1 ay sonra...

Hastaneden çıkalı bir gün olmuştu. 3 kaburga kemiğim kırılmış ve bir tanesi akciğerime batmış, yüzümün sağ kenarında hafif çürükler oluşmuş. Yaralarımın çoğu iyileşmiş olsa da hala tam olarak bedenimin üst kısmımı hareket ettiremiyordum. Kaburga kemiklerim tam iyileşmemişti. Dün hastaneden çıkışım yapılmıştı ve bu süre zarfında ailem beni hiç yalnız bırakmamıştı. Derin ve diğer sınıf arkadaşları da son haftalarda beni sık sık ziyarete gelmişlerdi.

1 ay boyunca hastanede olduğum için bol bol kitap okuyup film, dizi, anime izlemiştim ama bazen bunlardan bile sıkılmıştım. Bu süre zarfında yanımdan hiç ayrılmayan ailem sıkılmamam için ellerinden geleni yapmışlardı. Sanırım uzun zamandır ilk kez bu kadar fazla benimle ilgilenmişlerdi.

Olayın olduğu güne gelirsek, o günle ilgili çok az şey hatırlıyordum ve o günden sonra bir daha Bora ve Uzay'ı görmemiştim. Bora tıpkı bana kendini tanırken söylediği isim gibi aniden hayatıma girmiş ve aniden çıkmıştı ama Uzay'ın gidişi beni çok şaşırtmıştı. Belki de Uzay'a biraz kızgındım. Olay günü kavga etmek yerine başka bir şey yapsalardı olaylar çok daha farklı gelişebilirdi. Üstelik beni bir kez bile ziyarete gelmemişti. Sanırım sadece kızgın değildim aynı zamanda kırgındım da. Bir yandan da neler olduğunu merak ediyordum. Kapı üstüme düştükten sonra bilincim kapanmış ve geri açılmasının 3 günü sürdüğünü söylemişlerdi. Uzay'ın beni bir kez bile ziyarete gelmemesi bir yandan da endişelendiriyordu. Başına bir şey mi geldi diye düşünüyordum. Gerçi öyle bir şey olsa Deniz, Doruk ve Yağız beni ziyarete geldiğinde mutlaka haberim olurdu ama bir yandan da emin olamıyordum. Derin, Uzay'ın derslere de gelmediğini söyledi. O günden sonra sanki tamamen ortalıktan kaybolmuştu. Kafamın düşüncelerle dolduğunu hissedince oturduğum koltukta yavaşça arkama yaslandım ve sakince derin bir nefes aldım.

Yaratığı da o gün son duyuşumdu. O günden sonra ne bir daha çığlığını duymuştum ne kendisini görmüştüm. Uzay ve Bora gibi oda benim hayatımdan o gün çıkıp gitmişti. Hepsinin aynı anda hayatımdan çıkması normal gelmiyordu ama bir yandan da sorgulamak istemiyordum. Neredeyse ölümle burun buruna gelmiştim. Hatta ölümle yüzleşmiştim. O gün ki son düşüncelerim hala aklımın bir köşesinde dönüp duruyordu. Tamamen iyileştiğimde hepsini yapacaktım. Elimden geldiği kadar keşkelerimi yok edecektim.

Bir süredir hareketli ve karışık olan hayatım sonunda sakinliğe bürünmüştü. Bu durum bir yandan beni iyi hissettirse de bir yandan da tedirgin ediyordu. Hayatımın bir anda sessizliğe gömülmesi normal gelmiyordu. Sanki savaş öncesi sessizlik var gibiydi. Bir yanımda kurgu yaptığımı söyleyip artık bunları bir kenara bırakmam gerektiğini ve yeni bir sayfa açmamı söylerken bir yanım ise haklı olduğumu söylüyordu. Her ikisini aynı anda yapmayı deneyecektim. Bir yandan kendime yeni bir sayfa açıp hayatıma devam edecektim bir yandan da bir an önce iyileşip gücümü toplamak için elimden geleni yapacaktım. Aynı anda 3 kaburgamın kırılması beni büyük ölçüde hassaslaştırmıştı. O yüzden üst bedenimdeki gücümü geri toplamalıydım. Kırılan kemiklerimi güçlendirmeliydim. Bu yüzden beslememi çok iyi ayarlıyorum. Sağlıksız hiçbir şey yememeye çalışıyorum. Protein ve kalsiyum ağırlıklı besleniyordum. Vazgeçilmezim olan koladan bile vazgeçmiştim. Uzun süredir içmiyordum.

KORUYUCU 🌪️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin