İyi okumalar dilerim... ♡
☰🌪️
Omzunda birinin elini hissetmemle gözlerimi açtım. Elim hala annemin yanağımda duran elinin üstündeydi. Boğazıma toz kaçmış gibi boğazımın gıcıklanmaya başlamasıyla öksürmeye başladım. O sırada omzumdaki el boynumu ve bacaklarımı kavradı. Öksürürken bir yandan da kafamı çevirip arkamda duran kişiye baktım. Uzay'ı gördüm. Beni kucağına almaya çalışıyordu. Bir anda anneme doğru atıldım. Onun cansız duran bedenine sarıldım.
''Miray, bütün ev yanıyor. Biraz sonra çökecek, hadi çıkmalıyız.'' Uzay tekrar omzuma koydu elini ve biraz bedenimi sarstı.
''Hayır! Ben burada annemle kalacağım!'' annemin cansız bedenine daha çok sarıldım. Uzay'ın eli tekrar boynumun arkasından omzuma dolandı. Diğer eliyle bu sefer bacaklarımı daha sıkı tuttu. Uzay'ın beni kucağına alacağını anlamamla tekrar bağırdım.
''Hayır!''
''Miray annen şuan burada onunla beraber kalıp ölmeni ister miydi sence? Yoksa bu yangından kurtulmanı mı isterdi?''
''Kurtaramadım, ben onu kurtaramadım'' bağırarak ağlamaya başladım. Bir yandan da anneme sarılmaya devam ediyordum. ''Kurtaramadım'' kendime olan sinirimden dişlerimi birbirine bastırdım. ''Ölmeyi hak ediyorum'' kafamı annemin omzuna bastırdım, son cümlem ağzımdan fısıltı şeklinde dökülmüştü.
''Bırak beni, git Uzay'' boğazımdaki gıdıklanmayı tekrar hissetmemle öksürmeye başladım. Öksürmemeye çalışıp nefes almayı denediğimde bir şey boğazıma yapışıyordu ve nefes alamıyordum. Boğazımdaki gıdıklanmadan kurtulmak için tekrar öksürüyordum ama bu sefer de öksürüklerimin arkası kesilmiyordu.
O sırada Uzay beni kendine çekti. Ben, beni bırakması için çırpınmaya başladım ama öksürmekten bir şey yapamıyordum. Kesik kesik aldığım nefes ciğerlerime yetmiyordu. Uzay beni yerden kaldırdığında boğuk bir şekilde konuşmayı denedim. ''Ha-yır'' bir yandan öksürürken bir yandan Uzay'ın kıyafetini çekiştirmeye bacaklarımı sallamaya başladım. Uzay bana aldırmadan alevlerin arasından yürümeye devam etti. Ben artık öksürmekten kusacak gibiydim. Öksürmekten midem kalkmıştı ama hala boğazımdaki gıcıklanma hissi geçmemişti. Sanki bir tüy boğazıma yapışmış da orada kalmış gibiydi.
Bir elim kendi boğazımda, nefes almaya çalışırken diğer elimde Uzay'ın göğsüne rastgele yumruk atmaya çalışıyordu. Bu sırada aniden yukarıdan parçalar düşmeye başladı. Uzay beni iyice kendisine doğru çekerek üstüme doğru kapandı. Sanırım tavan çöküyordu.
''Ah!'' Uzay acı içinde küçük bir nida attı ve bir andan bir dizinin üstüne düştü. Öksürmeye devam ederken Uzay'a baktım. Ne olduğunu çözmeye çalışıyordum. Galiba tavandan yere düşen bazı parçalar Uzay'a denk gelmişti. Öksürmekten Uzay'a, nasıl olduğunu soramıyordum. Sonra Uzay tekrar ayağa kalktı. Bu sefer daha hızlı hareket ediyordu. Bende vurmayı bırakmıştım ama hala annemin yanına gitmek istiyordum. Onunla beraber yanıp kül olmak istiyordum. Her şeye bir son vermek istiyordum. Sürekli bir şeyler kaybetmekten bıkmıştım. Artık elimde kaybedecek kendi canımdan başka bir şey kalmamıştı. Onu da burada annemle beraber kaybetmek istiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORUYUCU 🌪️
FantasySessizlik esir almıştı koca bir şehri. Her taraf karanlığa bürünürken, sessizlik hâkimiyetini daha çok artırıyordu. Her canlı korku dolu bir şekilde köşeye sinmiş, ne olacağını bekliyordu. Kuşlar uçma özgürlüklerini, kedi köpekler dolaşma özgürlükle...