Keyifle okuyun!
Bu bölüm sabırsız arkadaşım Özlem'e gelsin.
BİRİNCİ BÖLÜM
Aniden ağızımdaki el çekildi,ellerim serbest kaldı ve yatağımdaki kısa süreli dalgalanmadan sonra etraf sessizliğe gömüldü.
Adam buhar olup uçmuştu sanki.
Ne bir ayak sesi,ne kapının açılıp kapanması...
Evde çıt çıkmadı.
Yattığım yerde kalakaldım.Demin debelenmek için çıldırırken,şimdi kıpırdamaya bile ne isteğim vardı,ne de gücüm...
Vay canına...
Bu da neydi yahu...
Manyağın biri evime girmiş,bana romantik,platonik,fantastik ve saire diye nitelendirebileceğim uçuk bir teklif yapmıştı.
Heyecanlı görünüyor olabilirdi,ama aynı zamanda fazlasıyla korkutucuydu.
Yine de ucuz kurtulmuştum sanırım.En azından ağızım ve kollarım zapturapt altındayken,kendi altıma kaçırmamıştım.Bu da bir şeydi...
Şimdi...
Önce sakinleşmeli,sonra da ne yapacağıma karar vermeliydim.
Ne var ki sakinleşemiyordum.Öncelikle gecikmiş bir tepkiyle tüm bedenim zangır zangır titriyordu ve donuyormuşçasına üşüyordum.Nisan ayındaydık ve havalar ısınmıştı.Üstelik üzerimde ince de olsa,yorgan vardı.Adrenalin boşalması dedikleri bu olsa gerekti.
Off ya,düşün Yasemin,bi odaklan artık!Boş ver şimdi adrenalini!Polise haber verip,vermeyeceğine karar ver!
Kendi kendimi azarlayıp,silkelenmeye çalışıyordum,ama pek işe yaradığı söylenemezdi.Yorganın altında dertop olmuş,her yöne saçılmış düşüncelerimi bir türlü toparlayamıyordum.
Sonra bir anda doğrulup oturdum ve sinirle bağırdım:
"Kahrolası alarma ne oldu da ötmedi ki?"
Tabi ki feryadım boşunaydı ve cevap verecek kimse yoktu,ama kafama ancak dank eden alarm gizemini çözmek üzere hemen yerimden fırlayacak gücü bana sağlayacak kadar öfkelendim.
İki yıl önce,teyzemin vefatından sonra kızlar alarm taktırmam için ısrar etmişlerdi ve ben de paraya kıyarak en kalitelisinden bir tanesini monte ettirmiştim.Girdisini çıktısını öğrenene kadar da bir çok defa yerli yersiz öttürüp,kendi ödümü patlatmıştım.Ama işte tam da bir halta yaraması gerekirken,put gibi susmuştu lanet şey.
Sapık takipçimin hala evin içinde olup olmadığını bilmesem de,o kızgınlıkla körlemecesine ellerimi uzatıp,komodinin üzerindeki abajura dokunmaya çalıştım ve düğmesine bastıktan sonra odaya yayılan yumuşacık ışıkla beraber, derin bir rahatlatıcı nefes çektim.Hiç olmazsa görüşüme kavuşmuştum.Gözlerim, genellikle pek sık kullanmadığım siyah renkli güneşliklere ilişti.Onları ancak sabaha karşı yatıp,öğlene kadar uyumayı planladığımda kapatırdım ki,bu gece bunu kesinlikle yapmamıştım.Ama perdeler şu anda sıkıca kapatılmış durumdaydılar.Belli ki gece ziyaretçim ağzımı kapatmadan önce işini sağlama almıştı.
Alt kata inip,girişteki alarmın çalışıp çalışmadığını kontrol etmek istiyordum,ama ya adam hala evin içindeyse deyip,silah olarak kullanabileceğim bir şeyler arandım.
Ne var ki,artık tohuma kaçmaya başlamış olsam da,odam tipik bir genç kız odasıydı ve haliyle içinde vurucu,kırıcı bir şey yer almıyordu.Belki Amerika'da yaşasam baş ucumda bir beyzbol sopası tutabilirdim,ama halis muhlis bir türk kızı olarak aklıma sadece aynamın önündeki deodorantlardan birini almak geldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECE GELEN AŞK ("GELEN AŞK" SERİSİ 1) (Tamamlandı)
RomanceHiç yüzünü görmediğiniz bir adama aşık olabilir misiniz? Fiziksel görüntüsünü,kariyerini,mali durumunu bilmeden kalbinizi açabilir misiniz? Sadece sözlerini ve düşüncelerini dinlediğiniz birine güvenip,ona sadık kalabilir misiniz?