Arkadaşlar,
bu bölüm alıştığınız tempolu bölümlerden değil,ama Bulut'u biraz da kendi ağızından dinleyip,tanıyalım istedim.Günlerdir bana kimdir,mesleği nedir,eve nasıl giriyor diye sorular sordunuz.İşte Bulut'un kim olduğunu ve bu serüvene girişini aydınlatan tek bölümlük hikayesi.
Keyifle okuyun.;)
YİRMİNCİ BÖLÜM
BULUT
Kızın gülüşü o kadar içtendi ki,barın gürültüsünden onu duyamasam da, görmem bile dudaklarımın kendiliğinden kıvrılmasına yetiyordu.Kendini tamamen masadaki sohbete kaptırmıştı ve hareketlerinde,burada olan çoğu kızdaki yapmacık ve gösterişten eser yoktu.
Büyülenmiş gibi onu izlemeye devam ediyordum.Gerçi gidip tanışma şansım vardı.İki kızın daha bulunduğu masadaki tek erkek Özgür komiserdi ve adamla bazı operasyonlarda ortak hareket ettiğimiz sırada tanışmıştık.Sonraları birkaç defa burada rastlaşıp,aynı masayı paylaşmıştık.İyi bir polis ve sağlam karakterli biriydi.Biraz önce masadakileri dikkatle gözlemlemiş ve komiserin yanında oturan sarışının muhtemelen kız kardeşi ya da kuzeni olduğunu tahmin etmiştim.Ayrıca Özgür'ün esmer kıza olan ilgisi oldukça belirgindi.Ne var ki gözümün üçüncü kıza takılmasıyla,diğerlerini unutmuştum bile.
Güzel bir kızdı.Yumuşak görünümlü kumral saçları ve hayat dolu,neşeyle ışıldayan bal rengi gözleri vardı.Bütün rahatlığına ve canlılığına karşın,etrafındaki herhangi bir erkeğin ilgisini hissettiğinde,anında gardını alması ilginçti.Tam da bu tespit beni tanışmak için hamle yapmaktan vazgeçirmişti.Kızın bizim cinsimize olan güvensizliği barizdi ve bu durumda tanışmaktan ileri gidemeyeceğim kesin gibiydi.Benim her zaman kazanan olmamı sağlayan suratımın bile bu sefer işe yarayacağı şüpheliydi.
Bir anda görüntümün işe yaramasını zaten istemediğimi fark ettim.Neşter yardımıyla, belki de eskiden on üzerinden sekiz olan yüzümün, adeta kusursuz bir vitrine dönüşmesi beni yıllardır bir şekilde rahatsız ediyordu zaten.Ve onun sayesinde karşı cinsle kazandığım başarıların aslında beni tatmin etmekten ne kadar uzak olduklarını kabul edeli çok olmuştu.Belki de bu yüzden her ilişkim yavan,her zaferim yalan geliyor ve gittikçe içime, aradığımı asla bulamayacağıma dair garip bir umutsuzluğun yerleşmesiyle,yalnızlığı veya tek gecelik ilişkileri tercih eder olmuştum.Şu anda bile biraz ötemde oturan kızıl deminden beri beni gözleriyle yiyordu,bara en yakın masada erkek arkadaşıyla oturan esmer ise çaktırmadan beni kesmeye devam ediyordu.Onlar veya barda bulunan çoğu kız...Elimin bir işaretiyle bu gece benimle gelirlerdi,biliyorum.Oysa istediğim bu değildi.Bir kadın ve erkeğin birbirini bulması, et reyonundan en iyi parçayı seçer gibi olmamalıydı.Şu kusursuz suratımın ardındaki insanı merak eden bir kadını bulmak bu kadar mı zordu...
Zordu...
Bulmak da zordu,ona güvenmek de...
O "büyük" aşkımın sonuçlandığı hüsranla aldığım acı ders asla peşimi bırakmıyordu.Dilara'nın:
"Üzgünüm Bulut...Ben bu şartlarda devam edemeyeceğim..."diyen sesi beynimde öyle bir yer etmişti ki,ne yapsam zehrini oradan temizleyemiyordum.
Belki de ailemin ölümünden sonraki en zayıf anlarımdaydım.Özel birlikteki kariyerim de,yüzüm de mahvolmuştu.Nişan atılmış,yaklaşan düğün iptal edilmiş,hatta yerleşmemiz için hazırlanan ev ve eşyalara bile el konmuştu.Ve beni sevdiğine yemin eden kız yüzüme bakarken bile tiksintisini gizleyememişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECE GELEN AŞK ("GELEN AŞK" SERİSİ 1) (Tamamlandı)
RomanceHiç yüzünü görmediğiniz bir adama aşık olabilir misiniz? Fiziksel görüntüsünü,kariyerini,mali durumunu bilmeden kalbinizi açabilir misiniz? Sadece sözlerini ve düşüncelerini dinlediğiniz birine güvenip,ona sadık kalabilir misiniz?