YEDİNCİ BÖLÜM

7.3K 660 487
                                    

Apar topar bir bölüm oldu,niyettim Can'a idi,ama o beni bekler canım benim.

Aceleye geldiği için hatalar vardır,hoş görün artık.

Seviliyorsunuz.

Bölüm benim çok çok sevdiğim can arkadaşıma gitsin,belki biraz keyfi yerine gelir.

Hepinize keyifli okumalar!



                            YEDİNCİ BÖLÜM

Rüzgar'ın gitmesiyle,pardon,yok olmasıyla, yüzümde aptalca bir sırıtmayla karanlıkta bir süre kıpırdamadan oturdum.

Adını beğenmişti.Gerçi bilinçli olarak ona taktığım isimle hitap etmemiştim,sadece onu Rüzgar olarak düşünmeye alıştığım için,istemsizce ağızımdan kaçıvermişti.En azından espri anlayışı olduğunu da böylece öğrenmiş oldum ki, bu çevremdeki insanlarda önem verdiğim ve olmasını tercih ettiğim bir özellikti.

Ne var ki bu geceki kısa randevumuzu didiklemeye başlayınca,gülümsemem gittikçe yok oldu.Konuştuklarımızı tek tek ele aldığımda,adamın zekasının beni yine alt ettiğini fark ettim.

İlk defa böyle bir işe kalkıştığını itiraf etmişti,ama onu tanıyıp tanımadığım konusunu geçiştirmişti.

Bir defaya mahsus gece görüş gözlüğü kullandığını kabul etmişti,ama eve nasıl sızabildiği konusunda en ufak bir ipucu vermemişti.

Bu tarz görüşmelerimize bir zaman sınırlaması teklifimi o kadar mantıklı bir şekilde savuşturmuştu ki,bozulmak veya kızmak aklıma bile gelmemişti.

Yakın temas yasağımı bile delmişti yahu...Elimi tutma iznini öylesine masumca istemişti ki,adeta güle oynaya kabul etmiştim.

Ve dikkatimi çeken bir diğer mesele de,şimdiye kadarki görüşmelerimizi kısa tutmasıydı.En uzun bu gece kalmıştı,yine de konuşmamız yarım saati pek geçmemişti.Bunu da bilerek yaptığını düşünüyordum,büyük ihtimalle ona alışmam için bana zaman tanıyordu,çünkü bir iki saat sürecek randevulardan bahsetmişti önceki gece.

Eh,hedeflediği sonuç buysa,tam anlamıyla başarıya ulaştığını söyleyebilirdim,çünkü gerçekten de onu benimsemeye başlıyordum sanırım.Bu gece o kadar çabuk ayrılmasının beni nasıl hayal kırıklığına uğrattığına bakılırsa,oltaya gelmiş olduğum kesindi.

Doğrusunu isterseniz,bu geceden tam olarak ne beklediğimi bilmiyordum.Belki de oturup,bana hayat hikayesini anlatacağını ummuştum,ama belli ki işler öyle yürümeyecekti.Tabi ki bu konuda tüm inisiyatifi ona bırakacak değildim,ama adam o kadar planlı ve doğrudan amaca odaklı hareket ediyor,önceliklerimizi o kadar doğru tespit ediyordu ki,şimdilik karşı çıkacak bir şey bulamamıştım.

Tek tesellim ise,(sonunda)Rüzgar'ın bu becerilerinin sırrını kendimce çözmüş olduğumu düşünmemdi.Yani ikiyle ikiyi topladığınız zaman,fizik kanunları çerçevesinde dört ederdi,öyle değil mi?

Sırayla gidecek olursak,ilk olarak bu adamın, neredeyse düz duvara tırmanır gibi,alarm ve kameralarla donatılmış evime hayalet gibi süzülmesi vardı.İkincisi de,insan psikolojisinin inceliklerini bu kadar ayrıntılı bilmesi ve bunu isabetli bir şekilde kullanmasıydı elbette.Ve üçüncü sırada, her konuda kısa ve öz konuşması veya seri kararlar vermesiydi.

Bana göre Rüzgar özel eğitimli bir askerdi.Ya da en azından geçmişte öyleydi.Bu, hem biraz evvel sıraladığım bütün özelliklerini tamamen açıklıyordu,hem de bana yaralanması konusundaki anlattıklarıyla örtüşüyordu.

GECE GELEN AŞK ("GELEN AŞK" SERİSİ 1) (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin