Bir geçiş bölümü daha var sırada.Biraz da diğer cephelere bir göz atalım,değil mi...;)
Keyifle okuyun canlar ve baharın sebep olduğu istikrarsızlığımı hoş görün lütfen...
Sizleri seviyorum.
ON ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
"Muhteşemdi."dedi Özlem hülyalı bir ifadeyle."Tek kelimeyle kusursuz bir ilk randevuydu."
Bugün işlerin yoğunluğundan öğlen yemeğine çıkamamıştık,bu yüzden iş çıkışı kızlarla her zaman gittiğimiz kafeteryada oturmuş,kahve içiyorduk.Ve tabi birbirimizden dün akşamın raporlarını alıyorduk.
İlk dökülen Özlem oldu.Zaten bütün gün yüzünden hiç eksik olmayan gülümsemeyle hayal dünyasında dolaştığından, haberlerin harika olduğunu anlamıştım ve arkadaşım adına sevinçli ve umutluydum.
"Beni evden aldı ve ilk önce şık bir restorana gidip,yemek yedik.Ama kızlar,adam çok samimi ya.Hiç öyle itici bir şekilde kasıntı veya gösterişçi değil.O kadar sade ve kibar davrandı ki,ilk defa çıkmamıza rağmen,ben de rahatladım ve yemeğin de,filmin de keyfini çıkardım.Film güzel bu arada,görmenizi tavsiye ederim.Şu bordo bereliler ne müthiş adamlar yahu,insanüstü gibiler sanki.Bundan sonra Rüzgar'ın yaptıklarına hiç şaşırmayacağım Yasi.Neyse,sinemadan çıktıktan sonra Ömer kahve içmemizi teklif etti ve bir saate yakın bir kafeteryada oturup konuştuk."
"Artık Ömer olmuş anlaşılan.E,neler konuştunuz peki?"diye,kızın nefes almasını fırsat bilip, muzipçe konuşmasının arasına girdim.
"E,o kadar olsun artık,insan sevgilisine bey der mi..."diye göz kırptı tatlı sarışınımız."Her şeyden konuştuk.En önemlisi de ne biliyor musunuz?Ajansta işe başladığım günden beri beni beğeniyormuş,ama o yapışkan Birce cadısından bir türlü kurtulamamış.Benden çay iştediği günü hatırlıyor musunuz?İşte o gün onu tam anlamıyla şutlamış ve bana açılmak için fırsat bekliyormuş.Antalya'ya gittiğimizde de, benim de ondan hoşlandığıma ikna olunca,harekete geçmeye karar vermiş."
"Sonuç?"diye kısaca soran Lale'de bir tuhaflık vardı sanki.
Normalde de pek coşkulu biri değildi,ama belli etmemeye çalışsa da, bugün fazlasıyla durgun ve kafası karışık görünüyordu.
"Sonuç süper..."diye güldü Özlem."Sevgili olmamızı teklif etti.Sık sık çıkıp,birbirimizi tanımaya çalışacağız işte."
"Bu biraz riskli değil mi sence?Ya yürümezse?İşten ayrılmaya hazır mısın o zaman?İşle aşkı karıştırmak biraz tehlikeli geliyor bana."
"Off Lale!Felaket tellalı gibisin vallahi!Ömer iyi biri.Daha başlamadan nasıl biteceğini düşünürsen,hiçbir şey yaşayamazsın ki...Her ilişkinin bir riski vardır.Millet yıllarca evli kaldıktan sonra bile boşanıyor,yani günün birinde boşanabiliriz diye kimse evlenmesin mi?"diye yüzünü buruşturdu Özlem.
"Özlem haklı."dedim."Bence de bu işlerde garanti diye bir şey olamaz.Tabi ki düşüncesizce her şeye atlamayı kast etmiyorum,ama senelerce nişanlı kalıp,evlendikleri ilk yıl boşanan çiftler tanıyorum ben.Yani istediğin kadar provasını yap ve temkinli davran,olmazsa olmuyor.Aşk veya evlilik biraz şans işi sanırım.Boşuna "kısmet" dememişler."diye Özlem'in düşen yüzünü düzeltmek amacıyla gülümseyerek devam ettim."Sen onu bunu bırak da,Ömer bey iyi öpüşüyor mu, onu söyle bakalım."
"Ay Yasi,senden de bir şey kaçmıyor!"diye ciyakladı kız ve yanakları pembeleşti."Ama bu konuda cidden iyi olduğunu itiraf etmem gerekiyor."demekten de geri kalmadı."Ya tamam artık.Benden bu kadar.Şimdi sizi duyalım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECE GELEN AŞK ("GELEN AŞK" SERİSİ 1) (Tamamlandı)
RomanceHiç yüzünü görmediğiniz bir adama aşık olabilir misiniz? Fiziksel görüntüsünü,kariyerini,mali durumunu bilmeden kalbinizi açabilir misiniz? Sadece sözlerini ve düşüncelerini dinlediğiniz birine güvenip,ona sadık kalabilir misiniz?