Selam gençler!
Nihayet Rüzgar huzurlarınızda...;)
Buyurun keyifle okuyun.
Bölümde önemli bir yer tuttuğu için multideki şarkıyı dinlemenizi tavsiye ediyorum.
Sevgiler.
ON DOKUZUNCU BÖLÜM
Yemek aslında canlı bir şekilde sürüp gidiyordu,ama ben bir türlü dikkatimi veremiyordum ve sabırsızlıktan tırnaklarımı yiyecek aşamaya gelmiştim.
Evden çıkmadan önce oldukça özenli bir şekilde hazırlanmıştım.Ne de olsa bir nevi Rüzgar'ı geri kazanmak üzere çıkartma yapacaktım ve savaş boyalarımı,yani makyajımı biraz vurgulayıp,şık,ama sade bir mini elbise giymiştim.Aynadan bana bakan bal rengi gözleri heyecandan ışıl ışıl parlayan güzel kıza göz kırpıp:
"Onu bulacağım."diye söz vermiştim.
Tabi hemen ardından Rüzgar'ın dış görünüşe hiç önem vermeyen tavrı aklıma gelmişti,ama sonuçta kendisi de bana her zaman "güzel kız" demekten geri kalmamıştı.Ve ben de onun nasıl göründüğünü merak etmekten kendimi alamıyordum.Gerçi onu her türlü kusuruyla kabul etmeye hazırdım,çünkü yüzünün ardındaki adam zaten kalbimi kazanmıştı,ama yine de onu görünce nasıl etkileneceğim meçhuldü.
Ortaya çıkmama ihtimalini şimdilik düşünmemeye çalışıyordum.Rüzgar bu akşam barda olmayabilirdi,ama orada olup,çağrıma icabet de etmeyebilirdi.Aradaki farkı nasıl anlayabileceğim konusunda hiçbir fikrim olmadığı gibi,ondan sonrasını da düşünemiyordum bile.
Tekrar karamsarlığa düşmemek için masada konuşulanlara kulak kabarttım.
"Ajansı kendin mi kurdun,yoksa babadan kalma bir iş mi?"diye soruyordu Özgür.
"Babam Kütahya Devlet hastanesinde göğüs hastalıkları doktoru olarak çalışıyor,reklamcılıkla alakası yok."dedi Ömer bey sakince."Ben mezun olduktan sonra uzun süre "Yaprak Ajans"ta çalıştım ve beş sene evvel kendi iş yerimi açtım."
"İşler iyi sanırım,Özlem sık sık cumartesileri bile çalışıyor."diye devam eden Özgür'e,Özlem'in attığı uyarıcı bakışı gördüm,ama abisi oralı bile olmadı.
Beklemediğim bir şekilde oturduğumuzdan beri Özgür, Ömer beye kök söktürüyordu ve zavallı arkadaşım sevgilisi adına gerginlik yaşıyor,abisine öfkelenip,duruyordu.Özgür'ü frenlemesi için kaş göz ettiğimiz Lale'yse, yüzünde Cheshire kedisi sırıtmasıyla,Özgür'ün bu adeta suçlu soruşturmasını andıran sorgusunun tadını çıkarır gibiydi.
Pekala,madem öyle,bana da erkek tarafı olmak düşüyordu sanırım:
"Ajansımız sayılı reklam şirketleri arasına girmek üzere Özgür.Piyasada itibarlı bir marka haline geldik ve bu yüzden işlerimiz oldukça yoğun.Özlem'in sana bunları anlatmadığına inanamıyorum."diye atıldım.
Ömer bey ve Özlem bana minnettar bakışlar atarken,Özgür aniden gülümsedi:
"Patronundan memnun bir çalışanın referansı gibisi yok."dedi neşeli bir şekilde ve onun aslında biraz eğlenmek,biraz da iki sevgilinin gözünü korkutmak için kıskanç abi rolünü oynadığını anladım.
Tabi bunu Lale'ye önceden söylediği belliydi.Alacağı olsundu o koynumuzda beslediğimiz yılanın.Özlem'le onun boynunun ölçüsünü almayı bilirdik biz.Biraz nemrut görümce rolü yapmak bile yeterdi o haine.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECE GELEN AŞK ("GELEN AŞK" SERİSİ 1) (Tamamlandı)
RomanceHiç yüzünü görmediğiniz bir adama aşık olabilir misiniz? Fiziksel görüntüsünü,kariyerini,mali durumunu bilmeden kalbinizi açabilir misiniz? Sadece sözlerini ve düşüncelerini dinlediğiniz birine güvenip,ona sadık kalabilir misiniz?