Keyifle okuyun!
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Tıpkı önceki gece gibi kulakları sağır edecek kadar sessiz karanlıkta şaşkınlıktan donmuş bir şekilde kalakaldım.Ama bu sefer antremanlıydım ve kendimi daha çabuk toparladım.Yine de bu adamın şu ani kaybolmalarına kolay alışabileceğimi sanmıyordum.Kalpten gitmem işten bile değildi.
Off,ne diyorum ben yaa...Ne kalbi,ne alışması...
Delirme kızım Yasemin,bi silkelen,bi kendine gel...
Ne o öyle,yeni yetmeler gibi...
Yaşından başından utan!On yedi değil,yirmi yedi yaşındasın yahu!Hatta buçuğu bile var...
İçimden söylene söylene baş ucu lambama uzandım ve hiç çekinmeden düğmesine bastım.İlginçtir ki,içimde korku namına bir şey kalmamış,ama merakım tavan yapmıştı.Ne de olsa herifle henüz her hangi bir anlaşmaya varmamıştım ve kural falan gözetlemeden gönül rahatlığıyla araştırmamı yapabilirdim.
Koştura koştura alt kata inip kamera sisteminin kutusunun başına oturdum.Oldukça teknoloji özürlü olsam da, bu basit mekanizmayı da çalıştıramazsam yazıklar olsun bana.Beş yaşındaki çocuk bile yapabilir,demişti kurulumu yapan eleman.Gerçi alarm için de öyle demişlerdi de, öğrenene kadar akla karayı seçmiştim.Akşamüstü güvenlik şirketinden gelen adamın gösterdiği gibi hafıza kutusundan çıkan jackları tablete bağladım ve aydınlanan ekran dörde bölümdü.
Ohh,ellerime sağlık,ilk denemede bingo!Aferin bana!Bu gidişle gece gelenim sayesinde teknoloji dehası olacağım vallahi.
Başarımın verdiği gazın coşkusuyla ellerimi ovuşturup:
"Hadi bakalım pek bi marifetli gece gelen efendi,el mi yaman,bey mi yaman..."diye zaferle mırıldanıp,evimin dışına monte edilmiş kameralardaki görüntüleri geri sarmaya başladım.Dört yöne bakan birer kamera yerleştirilmişti ve adamın eve giriş ve çıkışını ıskalamak mümkün değildi.Yaklaşık bir saat öncesinden başlatıp,çekimi biraz hızlandırdım.Ne var ki gecenin üçünde sadece evin önüne bakan kamerada seyrek geçen arabalardan başka etrafta hiç bir hareket görünmüyordu.Evim bir ara sokakta bulunuyordu ve üç yanı da yüksel apartmanlarla çevriliydi.Çekimi son dakikasına kadar izledim,ardından şaşkınlık ve hayal kırıklığıyla tekrar bir saat öncesine sardım ve bu sefer neredeyse ağır çekime aldım.
Sonuç aynıydı.Bırakın insan figürünü,evimin etrafında her hangi bir gölgenin ucundan kıyısından bile iz yoktu.
Ne oluyordu yahu?
Uçarak gelmemişti ya bu adam?!Gerçi şöyle bir düşününce, konuşmamızın sonunda tam da buhar olup uçmuştu adeta.Ama cidden,kameraları keşfetmiş olsa da,açılarını milimine kadar hesaplayamazdı ya...İlla birine yakalanmış olmalıydı.
Süngüm düşmüş,kafam karışmış olarak ağır ağır merdiveni tırmanıp,yatağıma sığındım.Bundan sonra ne yapacağım konusunda hiçbir fikrim yoktu.
Öncelikle Özgür'e ve dışarıda bekleyen polis arkadaşına ne diyecektim?Adamın yine geldiğini,ama kameralara yakalanmayacak kadar becerikli olduğunu öğrenirse,Özgür bu sefer rica mica dinlemez,bütün polis teşkilatını ayağa kaldırırdı ve olay tamamen benim kontrolümden çıkardı.Yakalayabileceklerini sanmıyordum,ama gece gelen,onu ispiyonlamamı teklifini reddetmek olarak algılar,bir daha da esmeyebilirdi.Gerçi bu da bir seçenekti,hatta bütün dertlerimi kökünden ortadan kaldıran, iyi bir seçenek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECE GELEN AŞK ("GELEN AŞK" SERİSİ 1) (Tamamlandı)
RomanceHiç yüzünü görmediğiniz bir adama aşık olabilir misiniz? Fiziksel görüntüsünü,kariyerini,mali durumunu bilmeden kalbinizi açabilir misiniz? Sadece sözlerini ve düşüncelerini dinlediğiniz birine güvenip,ona sadık kalabilir misiniz?