GECE GELEN AŞK ("GELEN AŞK" SERİSİ 1) (Tamamlandı)

DOKUZUNCU BÖLÜM

Multimedyadaki güzel şarkı canım yorum kraliçem   @@meteozlem 'e gelsin.Çok seviyormuş.

Zevkle dinleyin,keyifle okuyun.

Sevgiler.

                           DOKUZUNCU BÖLÜM

Yataktan sürünerek çıktığımda saat neredeyse on olmuştu.Gerçi bunun için Rüzgar'ı suçlayamazdım,çünkü çok uzun kalmamıştı,ama o gittikten sonra,kolay uyuyan biri olmama karşın, bir türlü dalamamıştım.Ağızından çıkan her sözcüğü tekrar tekrar analiz edip,kafamdaki imajının biraz daha netleşmesi için çabalamıştım.Ne var ki çok da başarılı olduğum söylenemezdi.Sadece var olan tahminlerimin bir kısmı doğrulanmış ve elime birkaç kırıntı yeni bilgi geçmişti.Asker kökenli olduğunu hiç inkar etmemişti mesela.Az konuşup,seyrek güldüğü de doğruydu.Yalandan hiç haz etmediğine de bizzat tanıklık etmiştim.Bu tarafı,gereksiz ve boş iltifatlarla işi olmadığından da belliydi zaten.Samimiyet ve sadelik onun için ön planda gibiydi.

Yeni bilgiler ise bir işi,ortağı ve iş arkadaşlarının olduğuydu.İşte kafam burada karışmıştı.Askeriyeden ayrılmış mıydı,yoksa ortağım dediği Suat onun bir nevi "badi"si miydi acaba?"Badi" askerlikte ranza arkadaşı demekti ve iki asker birbirine zimmetlenirdi,yani her biri diğerinin hayatından dahi sorumluydu.Aynı şey polislikte de vardı gerçi.Bütün bunları dün gece üşenmeyip, internetten araştırmıştım,ama sonuçta yine de elle tutulur bir sonuca varamamıştım.Gece gelenimin gizemi hala devam ediyordu ve dün gece olduğu gibi,rüyalarımdan bile eksik olmuyordu.

Off,yeter,düşünme artık şunu yaaa!Bari sabah bi huzurun olsun!Ne bu böyle,gözünü aç – Rüzgar efendi,kapa – gece gelen.Herif hiç açık vermeden senin sınırlarını zorlayıp,duruyor üstelik.Çok oluyor ama artık haaa...

Bu sinirle yataktan fırlayıp banyoya girdim.Ardından kahvemi içerken günün planlamasını yaptım.Bugün pazardı ve evde dağ gibi iş beni bekliyordu.Genelde cumartesileri çalışmazdık,ama bu günlerde elimizde çok fazla iş vardı ve daha önce bahsettiğim gibi,bizim patron iş saatlerini pek takmazdı.Bu yüzden dün evimi toparlamak yerine,iş yerinde slogan üretmekle uğraşmıştım.Önce çamaşır makinasını çalıştırıp,elime elektrikli süpürgeyi aldım.Ayda bir defa Yaşar teyse gelir,camları koltukları siler,bir güzel evin altını üstüne getirip,tertemiz yapardı.Yoksa haftadan haftaya yaptığım üstünkörü bir temizlikle bu evle başa çıkamazdım.

Evimi seviyordum.Tarihçesini ve bana ifade ettiklerini,hatırlattıklarını seviyordum.Zamanında babam üniversitede inşaat mühendisliği okurken,dedem buralardan bir arsa alıp:"Evini kendi imkanlarınla ve kendin istediğin gibi yap.Yakında buralar çok değerlenecektir."demiş ve haklı çıkmış.Babam hem okumuş,hem çalışmış ve okulu bitirince,elinde biriken parayla malzeme alıp,iki ustayla anlaşmış ve temeli atmışlar.Kendisi bir şirkette işe başlamış,ama bütün boş zamanını evinin inşaatında çalışarak geçirirmiş.Askere gittiğinde inşaatın durmaması için dedem yine destek çıkmış ve evin birinci katı tamamlandığında babam askerden dönmüş ve annemle tanışıp,evlenmişler.Evin birinci katına yerleşmelerine rağmen,inşaat durmamış ve ikisinin maaşıyla hızla ikinci katı da tamamlamışlar.Ancak ondan sonra çocuk sahibi olmayı düşünmüşler ve sıra bana gelmiş.Ne yazık ki,benden sonra annem iki düşük yapmış ve sonuçta ben tek çocuk kalmışım.

Yani bu ev ebeveynlerimin alın teri,sevgi ve fedakarlıklarıyla var olmuştu ve kalbimdeki yeri apayrıydı.Daha sonraları sokağımızda yaşayan bir çok aile müstakil evlerini müteahhitlere verip,karlı anlaşmalar yapmışlardı,ama babam ve annem buna asla yanaşmadılar.Neredeyse kendi elleriyle inşa ettikleri bu ev onların yuvasıydı,tabi benim de.Ve onları kaybettiğim o kazadan sonra Edirne'de yaşayan Nuray teyzem beni oraya götürmek istemişti,ama ben inatla evimden ayrılmayı reddettmiştim.On sekizimi de bitirdiğim için, kadıncağız beni yalnız bırakmamak adına, mecburen kendi evini kiraya verip,benim yanıma taşınmıştı.Babamlardan kalan biraz nakit para ve teyzemin emekli maaşı ve kira geliriyle evi rahatça çevirebilmiştik ve ben üniversiteyi ek işlerde çalışmadan tamamlamıştım.