18. BÖLÜM" YİNE HÜSRAN...YÜREK VURGUNU"

178 130 132
                                    

Zaman akıp geçiyordu Arif amca sabırsızlanmıştı .Oradan oraya volta atıp duruyordu ,sinirlendiği belli oluyordu. ELİZA yine ekildiği için ,terk edilmesinden korkuyordu! Tekrar eski depresif hallerine gireceğinden korkuyordu ! Haksız da değildi hani . Ben bile Eliza' nın psikolojisinin böyle bir durumda allak - bullak olacağını tahmin ediyordum.

Arif amca,pencerenin yanından ayrılıp salona tekrar geçti ve voltasını tam bitiriyordu ki ansızın yere yığıldı !
Nefes alamıyordu ,yüzü morarmaya başladı .
Eliza şok geçirmiş olacaktı ki oturduğu koltuktan kaydı yere düştü ve kalkamadı. Semra teyze neyse ki ilacını düzenli kullandığından herhangi bir terslik yaşamadı. Hemen ikimiz Arif amcanın yığıldığı yere koştuk ....Ben ambulansı aradım, adresi verdim .
Semra teyze kocasının yanına çökmüş bir-çare ne yapacağını bilmiyordu.
Eliza ile ilgilenmeden önce telefonla bizimkileri aradım .Babam ve annem 5 dakika içinde geldiler ,destek oldular.O sırada ben Eliza'nın yanına gittim.... kolonya koklattım ,yüzüne su serptim masum, hüzünlü yüzüne .

Derin bir nefes çekti ve gözlerini babasına dikti. Sürünerek ,emekleyerek gidebildi ancak babasının yanına.
Tek söyledi şey ;" Baba !..ba...ba! babacığım !!!....
Feryat figan dolu bağırışı durmuyordu. Semra teyze duygusuzdu ,bir damla gözyaşı dökmemişti her nedense. Bence kadın şoktaydı .
Annemin gözleri doldu ve " vah vah vah " demekten, Semra Teyze hatta babam bile gözyaşlarını tutamadılar .Aralarında en sakin kalan bendim.

Kapı zili çaldığında 'ambulans gelmiştir' diye otomatikten açtım ve kapıda bekledim. Hatta ,'acele edin biraz , sedyeyi getirin 'diye seslendim ama gelen tek kişiydi.....

Çağatay gelmişti!

" Sen niye öyle zamansız zamanlarda geliyorsun !Hem madem geç kaldın, keşke gelmeyeydin!"dedim .
Çağatay "Ne oluyor ya ?Bir şey mi oldu?"

" Git gör, içeride olanlar ....senin marifetin! Senin eserin ,kahrolası!" diye haykırdım yüzüne. Bu çocuk ne çok uğursuzluk getirmişti bu aileye.

Eliza ; ilişkisi bitti diye 'psikolojisi bozulan bir genç kız'.
Buna yüreği dayanamayan yufka yürekli bir babanın yıkılan umutlarının verdiği acıyla kalbinden oluşu .
Yetmedi,eşinin hasta olmasına dayanamayan bu ağrı ve acıyı kaldıramayan, hüzünlü bir eş! Kronik tansiyon ve şeker hastası oldu .

Bu geceki bekleyişte Çağatay'ın gelmeyeceğini düşündüğü için kriz geçiren Arif amca, sonunda ambulansın gelmesiyle hastaneye kaldırıldı !
Ona, babam ve Semra teyze refakatçi oldular. Annem ile ben ,Eliza' yı kendine getirmeye uğraştık .
Çağatay kapıda bekliyordu ...donmuş gibiydi,sanki ruhunu teslim ediyordu.

Eliza ansızın gözlerini ona dikti ve sessizce ayağa kalktı ....kapıya doğru yürüdü .
Gözleri kan çanağına dönüşmüştü. Feryat etmekten sesi de kaybolmuştu.

Çağatay "Canım özür dilerim, geç geldim. Çiçekçiye uğramıştım ...O da çok bekletti !Onun için hani ....."sözlerini tamamlamaya fırsat kalmadı.
Sonunda yalanlarından bıkmış, gizli kaçışlardan usanmıștı genç kız . Dayanamadı ve sağlam bir 'Osmanlı Tokatı' savurdu Çağatay 'a .......

" Defol git hayatımdan ! Senin adını asla anmayacağım ! Seni sevdiğim ana ,güne lanet olsun ! Senin yarattığın bu hasarı hiçbir şey onaramaz ! Annem hastalandı, babamın kalbi dayanamadı! Ya ben ...beni sürekli yüz üstü bırakıp, ani gidişlerin.... git, istemiyorum! Yüreğime gömeceğim, gerçi oraya layık değilsin! Hatıralarımdan sileceğim seni ,lanet olsun sana! Giiiiiiiittttttt!!!!! diye çığlık attı.

Çağatay kovuldu , sadece Eliza'nın evinden değil. Hayatından,kalbinden ,benliğinden kovuldu.

Kimsenin umursamadığı çiçekleri ise sessizce vestiyere bıraktı genç adam . Gözleri doldu ve ağzında kelimeleri geveliyordu... sanki son birşey söylemek ister gibiydi.Ama o fırsatı vermedi Eliza.

E L İ Z A                                     Gözyaşımda Saklı SevdamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin