28. BÖLÜM " ÖMRE BEDEL BİR DAVA SONUCU VE DÜĞÜNÜM "

125 73 107
                                    

Bir şeyi beklemek çok zordur. Babamın mahkeme kararı ve Eliza'nın bizi aramasını beklemek gibi..... bu zaman zarfı içinde gözüm ve kulağım hep telefondaydı.

Elize arar diye kaç gündür evden çıkmadım .Harun benimle aynı sabırda değildi maalesef ,sıkılmaya başladığını farkettim .Umudumun kırıldığı 3.günün gecesiydi.
Eliza hâlâ aramamıştı. Bizim ona ulaşabileceğimiz bir telefon ya da herhangi bir irtibat adresi de yoktu.Tek bildiğim babasının tedavi gördüğü hastane adı ve şehri.
Çarem kalmazsa hastaneye bir mektup yazıp Arif amcamın durumunu sormaya karar vermiştim. Ertesi gün tekrar babamın karar aşamasındaki davası görülecekti. Sabah 10' da ailecek adliyede hazır bulunduk
Jandarma eşliğinde getirilen zavallı babamı , salondaki yerine oturtulmuştu.

Hakim savcı ve avukatlar duruşma için hazırdı. Aslında en çok da ben hazırdım.
Mahkeme çok uzun sürmedi ve babamın tahliyesine karar verildi. Bu anı, hayatım boyunca unutmayacağım !

Biricik babam artık serbestti. Adli kontrol ve yurt dışı yasağı haricinde ölenin ailesine ölüm tazminatı diye belirli bir miktarda para cezası verildi .Aslında çok gereksizdi ama canım babamın canı sağ olsun! O özgürlüğüne kavuştu ya..... dünyalar benimdi.

Hâkim amca , davanın hükmünü açıkladığı zaman, babamın yüz ifadesi ve mutluluğu... inanın Ömrüme Bedeldi.

Adliyeden sevinç çığlıkları nezaretinde çıktık. Annem gülmüyor.... mutluluktan ağlıyordu, haklıydı da!

Ağlamasına müsaade ederek ferahlamasını istedim .
Bense, Harun'un kollarında mutluydum. Kendimi güvende hissediyordum. Annem, hayat arkadaşının aynı zamanda aile reisinin sağlıklı bir şekilde özgürlüğüne kavuşmasından dolayı mutluydu .
"Bu da bizim sınavımızdır ! Çok şükür atlattık "diyerek kendimizi teselli etmenin yolunu bulmuştuk.

Babamın eve döndüğü ilk günün sabahında, babama layık bir kahvaltı hazırladım.
Sevgili nişanlımda hazırdı bu masada ama ben olacaklardan habersiz mutlu mesut tekrar bir araya gelmenin huzurunu kutlarken ;Harun bu sessizliği bozdu.
" Çok değerli babacığım !Allah'a çok şükür ki zor ve karanlık bir dönemi geride bıraktık. Sizi tekrar aramızda ve ailenin reisi olarak bu evde görmek beni ve ailemi çok sevindirdi. Uzun söze gerek yok babacığım, bu akşam ailem gelip düğün hazırlıklarına ve düğün tarihini belirlemek üzere gelmek istiyorlar
izniniz olursa ...." dedi.

Ben şok yaşadım " Bu ne aciliyetti !"dedim .

Henüz babamın ilk günü ilk sabahı! Anlaşılan beklemeye çok sabrı kalmamıştı .
"Harun oğlum , elbette buyursunlar! Zaten bu dava sebebiyle gecikmişti düğününüz. Mutlaka bir gün konuşulup yapılacaktı. O yüzden fazla beklemenin bir anlamı yok .Akşama müsaitiz damadım, buyursunlar...." dedi tebessüm ederek .

"Ama baba...." desem de ikisi de aldırış etmeden yemeğe devam ettiler .
Annem ise" Reis ne derse o ,modundaydı" yani boynu kıldan inceydi ve babamın her kararına onay veriyordu.

Harun işe gitti ve babam bir kararı açıklamak üzere bizi topladı.

" Hanımım ve güzel kızım, size çok uzun zamandır düşünüp kararlaştırdığım bir fikrimi açıklayacağım!"

" Efendim baba!" dedim.
" Buyur Erol Bey !"dedi annem.
" Evi satıp başka bir mahalleye taşınmaya karar verdim. Onayınız varsa tabii?!" dedi .
" Babacığım haklısın .Ben artık bu kasvetli sokakta oturmak istemiyorum. Gerçi ben zaten evlenince gideceğim ama olsun yine de sizin burada kalmanızı istemiyorum" dedim .

"Beyim, ben de sana katılıyorum. İstersen çiftlikevi yaptıralım, ne dersin?" dedi canım annem ,ya hayalini gerçekleştirmek için çırpınan yüreğini seveyim. Ona destek olmak üzere söze girdim.

E L İ Z A                                     Gözyaşımda Saklı SevdamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin