36.BÖLÜM " ARİF AMCA ÖLDÜ "

51 10 41
                                    

"Bu deli kız hiç uslanmayacaktı. Aşk evliliği yaptığını söylüyor ! Bir görüşte aşkmış. Fazla direnememiş ve aniden gelişmiş her şey ...evlenmiş. Bize haber etmek istememiş .Çünkü karşı gelirmişiz diye .Bu kez kendi isteği ile evlenmeyi göze almış. Öyle anlattı Almira ' cım... Başka bir şehirde yaşıyor ,sanırım İstanbul' da. Adam İran'lı bir işadamı ;yaşça büyükmüş kendisinden . Anlattığına göre; adamın 3.evliliği ve daha önceki evliliklerinden bakmakla sorumluluğu olduğu çocukları varmış . Bunlara göz yummuş Eliza. Her şeyi bir tarafa bırakıp bu adamla aniden evlenmeyi nasıl kabul etmişti anlamıyorum!! " dedi çaresizlik içerisinde kıvranan annesi Semra teyze.
      

      Peşini bırakmakla en iyisini yapacağımı düşündüm. Artık sorumlu olduğum bir bebeğim vardı ,onu düşünmeli ona konsantre olmalıydım ! Sadece bu sorumsuz düşüncesiz tutumlarının tek sebebinin; oğlunu kaybetmiş olmasına bağlasam da en büyük sebebi yüreğindeki yangın yerinin hâlâ kor ateş olmasına bağlıyorum.   

      Karmaşıklık devam ederken Arif amcanın tekrar hastanelik olduğunu duydum .Semra teyze çok evhamlıydı ve kötü hissediyordu .Kendisi çok sağlıklı değildi hani... bu olaylar Semra teyzeyi psikolojik bir rahatsızlığa itmişti. Kadın arada bir kendini kaybediyor, dakikalarca baygın kalıyordu. Öte yandan kızı Asya eşini Arabistan ' da bırakmış ,onlara bakmaya Almanya" ya geçmişti.

       Eliza 'ya çok kızgındı ablası haksız sayılmazdı hani.
Onu aileden saymıyorlardı. Zaten uzun zamandır hatta tecavüze uğradığı tarihten bu yana hiç görüşmüyorlardı.
Yaptığı hatalar, tutarsız davranışlar ailenin itibarını zedelemişti. Bu olaylardan kendisi kadar ablaları da zarar görmüştü! Fakat Eliza bunları bertaraf etmiş ,karmaşık hislerle aklına geldiği gibi değil de kalbinden geçtiği gibi duygularla hareket etmeyi uygun görmüştü.

       Ben elimi ayağımı çekmiştim mahalleden. Sonuçta eden bulur misali yaptıklarının cezasını çekecekti. Anlayamadığım Eliza'nın kalbinde gerçekte kimin yattığı? Acaba hâlâ birini hayal edip onu umutla bekliyor muydu? Yoksa Çağatay' yı kalbinden benliğinden tamamen silmiş miydi?
Çağatay ' ın yaptığı son davranışı da kınıyorum. Çok normal değildi . Aslında bana bir irtibat numarası verip sonra ortadan kaybolması kaçıştı. Kaçmak için bir bahanesi vardı. Eliza'yı merak ediyor ama bağlanmaktan da korkuyordu. Ama neden bunun altında yatan asıl sebebi merak ediyordum .

       Bir hafta sonuydu: Ben Harun'la mutlu mesut bir kahvaltı için yeni güne başlamak üzereydik. Oğlum Taha da yanımızda ,onu ufak ufak sütten kesip normal beslemeye geçiyordum.
Beklenen haber geldi!
Harun henüz ikinci çayını doldurmuştu .Ben Taha'ya yumurtasını yediriyordum... salondan gelen telefon sesi bizim irkilmemize sebep oldu. Nedensizce kötü bir haber geldiğini hissettim ...gitmedim, gidemedim telefonu açmaya !!

Harun böyle durumlarda beni anlayışla karşılayıp sorgusuzca davranıp telefonu açmaya gitti.
" Efendim anne sana da hayırlı haftasonları! Nasılsınız?" dediğini duydum. Ardından "Yapmayın ya , gerçekten mi !?Ne zaman oldu ,nerdeler şimdi? Yok tamam Almira ' ya ben iletirim hoşça kalın" deyip yavaşça yanıma geldi. Benzi atmış öylece karşımda duruyordu .
Ona " Ne oldu" dememe kalmadan ikinci bir telefon çaldı:
Ben artık yerimden kalkamaz oldum.

Taha'yı bir kenara aldım ve kendimi koltuğa attım, kötü şeyler duymaya dermanım kalmamıştı. Fakat çok belli ki kötü bir olay olmuştu ,arayanların ardı arkası kesilmiyordu.
Harun tekrar koşar adımlarla salona gidip acımasızca çalan telefonu açtı.
" Asya nasılsın? dedi ve hiç konuşmadan 3-4 dakika karşı tarafı dinledi sonra ," Tamam tamam anladım. Allah sabır versin ! Başınız sağ olsun "dedi gözyaşlarına hâkim olmayarak "Ne zaman memlekete getirilecek?" diye sordu.

E L İ Z A                                     Gözyaşımda Saklı SevdamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin